Mz mii a Ela Önce sabahlara kadar göz kamaştıran ışıklar, biribirinden güzel müzik parça- ları.. ve sinirleri, damarları karmakarı- şık eden içkiler biribirinin ruhuna daldıldılar, eridiler, kayboldu- lar... Wa bu sonsuz rüyadan uyanış göz açıp kapama kadar kısa bir an içinde oldu. Umulmayan bir li Fuada Fahirenin çocuğunu gös Dadısının eline öbmatik eek bah- ük dikten sonra bir daha onu görmeden nasıl yandığını, onu nasl sevdiğini ve ardından ne derin, ne içli bir hasretle sızlanacağını söylemeden kaçtı. Nakil için başvurdu.' Menfi karşılık alınca bir dakika tereddüt etmeden is- tifasını telle bildirdi. Çocuğu olan evli bir kadının hayal dünyasına sokulmak, onun kalbine girerek bu ortak tanımaz masum sevgiyi ze bırakmak, onun yapamıyacağı birşey Evli bir kadın Lai 6ONBUZ Kendi çocukluğu, sarışın annesi ve sevgili küçük Özden sitemli bakışları ile kendine bakiyorlar; ellerini uzata- rak sanki: “Sende mi Fuat,sen de mi? ne yazık!, diyorlardı. Fuat, Manş denizinin e dal- gaları ile sallanan gemide ölen genç- anılmaz olacağını için- en yüz kere, yüz bin kere tekrarlı- yordu. Aradaki kapıya yavaş yavaş vuru- luyordu. # .. Fuat silkindi. Uzun yolculuktan dön- düğü n Lisenin aydınlık be inlaneniia Özde eni kucaklayınca bir de omuzlarını erim ıstırabın hafifler gibi olduğunu sanmıştı Şimdi de yıllar mii kalan bu acı hatıranın sızısı ile sararan genç adam onun narin mi ağ boynunda hissetti. — Babam, canım, biriciğim benim. ak ne oldu yari Niçin böyle sarar- miışsın? Genç kız kuş gibi Fuadın kuca- gına tirmandı. Saçları göğsüne ser- Onun hemen ağlayayme hissini ve- ren yi karşı - zülme, biler başım ağrıyor, şimdi geçer, diye onu yatıştırmağa ça- . Özden, sinir kolanyası ile ıslattı: akak- larında şiir bir yandan da ko- nuşuyordu i - Benim için o kadar yoruluyor- sun ki.. ardı arası kesilmez hevesleri- min arkasında koşuyor; ne istesem de- gil, aklımdan ne geçse hemen sezerek almağa koşuyorsun. Beni öyle şımart- tın ki Nonucum, adi gibi kendide Ya- man çıkarsa onun.. sonra benim halim ne olur Bunu yarı şaka, yarıda sahi gibi söylemişti. Söylerken bir oyun yapmak fikrindeydi fakat dudaklarından kayan ses kulaklarına, ve ta ruhunun de rinlerine sinince ona içli bir hüzün çöktü. Başladı ağlamağa. Fuat, omuzlarını çökerten ölü bir hatıranın örtüsünü bu gözyaşları ile hemen rüzgârladı. — Sen dünyanın en yaman erkek- Otomobile utancı içinde aylarca ıstırap çeken, derin bir vicdan azabı ile kıvranan, annesinin ruhunu toprakların altında itreten genç adam. al bir yuvanın yıkılmamna; çöken bir çatı altında küçücük bir başın, minimini ii A arın ye acı öikile hiç de lâyık n temiz bir yüreğin ezilmesine kia abilirdi. üfak defek şeylere ai pilmiş, elleri saçlarına dalmıştı. Özden için Fuat hayatta herşeydi. Gülmeği, e bağlanmağı ve mağı ondan Üğrenmeişii O gülerse Sile durgunlaşırsa ağlay cak gibi olurdu. Fuat, bir avuç şen lik ve bir kucak ipek gibi kollarına atılan küçük kızın çenesini, saçlarını okşadı. düşünmeği, i Kutuları, paletleri yerleştirdikten SONTE... lerini uysallaştıracak yaradılışta bir kız- sın Özden.. çiçekler senden temiz, de- nizler senden derin ve bülbül senden Sen sevilmek, tılmak için bu topraklara gelmiş bir yavru kuşsun.. sil bakayım gözlerini... i Arkası var |) 15