İzmitten Röportajlar : KÖRFEZİN Imadı efendim; lütfen tekrarlayınız Hoca efendi hazretleri, jestlere, hareketlere ton veriniz, net değilsiniz açi hazretle mit Halkevi elm deyiz. Atatürkün E ve ibtilâlei çocukları arasında bir biçim kılıklara girmişler, Kimi esatiri bir Yunan kahramanı, kimi Aynoroz Kadısının gün görmemiş kızı, kimi Anadolu beyza- desi, kimi de yobaz bir Osmanlı soltası... Ve başlıyorlar: — Sen ey gafil, âlammın... bil ki, ben ceddi Lâbzada rejisörün sesi bir gök gibi gürlüyor : — Olmadı beyzadem, olmadı Bakıyorum; İzmit Halkevi sahnesinin İzmit Halkevi imilli sporcuları günlerde böyle geçerler... Nr İstanbul Şehir”,Tiyatrosunun ünü ülkeler estan rejisöründen daha çok asabi, ala çok otoriter ve daha çok haşin.. — Olmadı.. iy avi bir sükün ve sükütla e ve rejisör e aktörü melâl!.. man, Beyzade ile, Aynaroz kadı- sinin çan görmemiş kızı, helecan ve he- yecan içinde Leylâ - Mecnun misali kesili- orlar, Gözler gözleri, eller elleri bulu- yor, bir gönül masalı TE esna- da rejisör iğnelenmiş gibi kalkıyo erede, hoca.. Lütlen teşrif buyurun efendi hazretleri, lütfen. Derken, sahne İHTİLÂLCI ÇOCUKLARI ARASINDA Yayan ? CEVDET BAYKAL o Fotoğraflar: Yarım Ay İzmit Ha min tertip etiği Atatürk i olür böyle, E et ve saygı günlerinde renk bir çiçek ül Yazıcınmz Bay Cevdet Baykal İZE Ni olan Parti başkanı Bay Hi Os kay le ba Haşmetlü rejisör cenablarının korka korka yanına yaklaştı — Günaydın Ü. dedik. Başini, e kaldırdı. O zaman Se ai Ataerginin velfecri oyan küçük göz ii çipil çipil, hareketlendi; Way Baykalım sen misin? — Biziz, dedik. Yarım Aya bir röpor. taj ii : hay canım. Yalnız bu gördük- lerinizi de YE a Teminat verdik — Nasıl olur, yazar mıyız kiç?. Bu es: nada siyah cübbeli, kınalı sakallı hoca elendi hazretleri arzı endam etti, LAR bu, bizim Baytar Nedimdi., Ve çok üzül- dük? Zira Cenabıhak, Nedim isimli baylar yaratacağına solta yaratsaymış, da ha çok isabetli olurmuş. Softalık biçilmiş kaftan sanki.. hele elindeki doksan dokur: lık tesbih ona, güzel bir espiri yapıyordu. — Bir yılda, diyorlardı, on dört tem sil verdik, Her temsilimiz mahşeri bir ke labaklıkla doldu. Bu temsillerde muvaffak olüp olmadığımızı bilmiyoruz. Yalnız, $U var ki; Halka inerek, halkın olarak, hal kın evinde vazife görmemiz bizim biricik mükâfatımız. İzmitlilerin bedii his ve duygularını karşılayan, eşsiz inkılâbımızın kudret ve azametini bütün vuzubuyle duyuran ve çö” lışan Gösterit Kolunun kudsal elemanlarını bu hız ve ateş dalgası içinde bırakıyorum. © Önl kulakla Ve