75 Günden /5 Güne Gi“ gün bir aile meclisinde duy: dum: Bir baba, çocuğu okulda taşla bir cam kırdığı için, gönderilen mektuptan çek kendisine müteessir olur; sekiz yaşındaki çocuğunu kolundan tutup karakola götürür. Bunu anlattıkları zaman içimden gelen bir isyanla gayri ihtiyari! — Yapılacak en basit şey, baba ile evlâdın yerlerini değiştirmekten iba- retti... demiştim. Masum bir yavruya yapılan bu ağır ceza karşısında duyduğum bu isyan; çocuklara karşı daima şiddet göstermen ğe alışmış olanları bazı hayretlere düşürmüştü, Şüphesiz, henüz yaptığı kabahatin derecesini takdirden âciz kir yavruyu karakola götüren baba, bunu, çocuğu korkutmak maksadile yapmıştı. Maksas d çocuğu tethiş etmek, hareketinin nasıl bir cezaya lâyık olduğunu gösters mekti, Bu şuursuz ve şefkatsiz baba- nın yaptığı fena hareketi, maelesef evlerinde bu, veya buna yakın şekil. lerde çocuklarına kaç aile, kaç ana baba vardır”... Oku muş, az çok terbiye görmüş analar ve babalar bile : — Uslu oturmazsan seni kömürlüğe kapariml.. büyükleri, — Yaramazlık edersen seni bekçi babaya veririm |.. — Azizim! Yılbaşı ge- cesi nerede idin ? yaptın bakalım ? — Tokatlıyanda idik. Şampanyanın tatlı rehaveti (| Şairiâzam miştım ki.. Zozo Dalmas aynaları indirince, yıldırım O dan kırk gibi yerimden fırladım. esörün azabı, — Yalandan bir sabah, aKıra KR uk 37 YL ile tam kestirmeğe başlar o başı sabahında refikasile « Taşlıklan gezerken bun o Kileri sene evvel yaz- dığı bu şiiri okuyordu. ve ferağat çykar bir —— ne kadar kudretli ol — Eğer bir daha yaparsan seni ev den kovarım |.. Gibi tehditlerle hergün çocuklarını korkutmaktadırlar. Halbuki bir çocuğa karşı yapılacak cinayetlerin en büyüğü: onu dövmek, ve ona korkunun ne olduğunu öğret- mektir. Korku hayatta iradeyi öldüren, maneviyeti kıran en büyük âmil; ruh ve bedenin sıhhatını bozan en kuvvetli Çocuk büyüdükçe korku. nun ne olduğunu öğrenebilir; ve ş mikroptur. besiz hepimiz annelerimizin bilgisizliği yüzünden daha küçükken bunu öğren” mişizdir. Bilgisiz sevmek, bilgili fena lıktan daha fenadır. Annelerin çocuk ları korkutmak için kullandıkları teh. ditler, yavruların masum bayallerinde canlandırdıkları korkunç umacılar, Ons temiz ruhları üzerinde silinmez izler bırakır. Bu korkutmalar, azan çocuğun sinirlerini bozar: çocuk, gecelerini korkunç rüyalar, kâbuslar içinde geçirir. Bazan seciyesini bozar : çocuğu korkutmak, ona korktuğundan sakınmağı ve korkmadığı şeyi yapmağı öğretir; yani çocuğu köleliğe alıştırır. Çocuk müdafaadan âciz bir varlık tir. Onu dövmek, tehdit etmek ve korkutmak kötü bir harekettir. Müda- faadan öciz bir basta nasıl dövülemez- se, müdafaadan âciz bir çocuk tad vülemez, korkutulamaz, tehdit le m İki çoban arasında: — Yahu Dursun! Kü- çükle bu gidiş ne yana? — Şehirde bayanlar hep her tarafı gezdin. Sl vi al bul- dünü hayvan postlarına bürünüp geziyorlarmış, Belki bizim- de iyi bir fiyatla satarız diye © yana gi- diyoruz... Taksimdeki tayyare ze e: Bay! İki saattenberi — li nazarı dikkati- ii celbedeceğim diye, onlara (o bakmağa — 19 de o Hülasa kil, ÇOCUKLARI KORKUTMIYALIM ve DÖVMİYELİM.. Unutmamalıdır ki çocukların müşas cuk, baya ie cuklarını ümacile korkutulanlar, çocuk larını birgün yalancı yapmağa yeğ yorlar demektir. Çocuğun hayatta ları öğrenmemesi mümkün değildik Fakat bunu ailesinden öğrenmesi, ve en ziyade saygı göstermesi İâzim gelen kimselerin onu tatbik e di” ; çocuk için manevi bir su Çocuklarını terbiye için bni ve korkutma yolunu tutanlar, kuvvetin kandırmaya faikiyetini kabul eden zaif kimselerdir. Zaife karşı kuvvet kullan» mak kolaydır, fakat karşısındakinin i eler a ederek ikna yolma müracaat etmek güç bir iştir. Biri ça- buk fakat muvakkat, öteki yavaş fakat sürekli bir meyva verir. Saltanat ter- biyesi bizi birinci in telâkkiye alış- tırmıştı. iled iyette, okulda. bulâsa bütün al büyükler, küçüklere karşı daima kuvvet ve cebir kullanmağı tercih ederlerdi. Çocuğa karşı müstebit ve gaddar olmak, onu a ileride gaddar, üstelik yapmak demekti. umhuriyet rejimi bizden çocukları sevmeği, onlara hürmet ii onlarla dost ve arkadaş olmağı ist neler ve babalar! e vakıt ir "köle gibi değil, bir Z gibi yl gelmelidir. Ruhlarla konuşan a : — Dikkat ediniz. .Dikkat z. Teşhir ediniz masanın ayaklari harekete başladı. Davet ettiğim ruh şimdi teşri edecektir. Ondan ne $of- mak e şa harp Mi mı, olmiyacak mi on we” Gelecek Sayımızda Başlıyor: SUS UYANMASIN! arı Mükerrem Kâmil Su, bu çok kıymetli romanını bilhassa çok sevdiği Yarım Aydaki LE için yazmıştır. Onun ei Ka beyenecekleri bir romanı tefrika en için (Yarım Ay) da mes'uttur. (Sus Uyanmasın! ) da: İçli bir sevgi, istırap, fedakâr ursa olsun bir çocuk Sr yenemediği, yerli e köy hatıraları, talebelik içi a düşen bir genç kızın acıları... ve sonund a | ulut isliz, , lekesiz, galınmamiş, yerinde kazanılmış bir saadet ,ş yak'aları güzel bir uslup, di il kuvvetli bir sanat ve tahlil ile