15 Ocak 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 11

15 Ocak 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Işık ve sis. Bu iki zıddın evvelâ kay- naşması, sonra da biribirlerini yenmek i için renk, eniz, hudutsuzluğun ve mütalojik tadı ile Dantenin İlâhi ke- medyasındaki siyah sulu nehre benziyor. Muhayyele, bu yarı karanlığın kirli objek- tifi e Şaron'u realite, yapılan taharrinin beyhude olduğunu, nara- ları dalgalara çarpan balıkçıların silüetleri etmiyor mu? Hayal bize, âralın sahnelerini; hakikat de, Danteye Beatrisi verdi. Hakikat, Danteden Beatrisi aldı. İ Fakat hayal, ne Beatrisler, ne ilâhtan gelmeyen komedileri mi yaratmadı? | İşte, Karadeniz de ilâhi bir kemedidir, i | lâkin biraz iptidai, Çünkü bütün kıymetleri inlerce metrelik derinliğinden, beş tonluk yorgun balıkcılardan ibaret, varlığı, ara- latıyor. O Karad arıyor. Fakat ile isbat içimizde takamızdan ve Yalnız, enginlerin tek büyük mızda yine mevcül: ar yani bay C. V. «şükür, yüzü biraz gülmeğe başlıyor; onki Ü miço çapayı denizden Diz başlıyor, İ hi takamız ilerlemeğe jbaşlıyo A | | Nitekim, o, beni derin derin düşüncelere; ve kendisine karşıda lâtifelere gütüren sisli ve yarı malımur sabahla hiç alâkadar değil. * TI. | li Fakat, bu kayıtsızlığı, peyzaja karşı. Şu; | anda, belliki bay C, V. aklını riyazi he- N aplara ve istikamet hattının RR | vermiş, Kaşları çatık ve sabırsız BOGAZİÇİNDEN - BATUMA Sovyet Rusyada Aristokrat Tavuklar » Her başlangıcın bir sonu vardır. Bizim yolumuz da, iki ipi şilebin mendireğinde nihayete erdi: zona gelmiştik. Karadenizin bu bol yağmurlu şehrinde üç gün geçirmek kısmetimizde varmış. Mamafi Gr bendeki en silinmez hatırası, y C. VW. nın sakal sevdasına veda etme- sidir. Her hareketinde Moni bir disiplin ile jest yapan bay » İstanbuldan ay rıldığımızdanberi EN daneli çıkmıştı. Aylarca, ustura görmeyen yüzü, gümrah ve kıvırcık sakalının altında nerde ise kaybolacaktı. Anlaşılan. kaptanımız, Batu- r genç edasile varmak istemişti «ki, şehirde bir lümelif çevirdikten sonra ihtiyar bir berberin önünde diz çöktü. “Trabzonlu berber delaz şakacılardan değil- miş. Tam bir Laz şivesiyle; — Ha bu (takma sakalı ne yapacaktın sen, orta oynu mı çıkacaktın, sualini j abastırıverdi? Ben,de, berberin hem eli ve hem de diliyle yaptığı traşa yardım ediyorum: — Aman üstad, daha burada iken ted- ma dinç bir Seyahatimi - zin son mer- halesinde bire ne lüzum varr Bu fuzuli bir ihtiyat- kârlık olmıyor mu? Sovyet Rusyada papas- lara itibar yoksa, biz de heman Batuma ayak basmadık ya Mamafih oartık Batuma amli Trabzondan ayrıldıktan sonra, Rizeye var- mıştık. Orada birgün istirahat ettik, Tekrar denize açıldık, ver elini Arhav Arhavi, eski tabiriyle, izlen tam orta yerine düşüyor. Şarkında Hopa, garbında Viçe ve Atine - şimdiki Pazar - kasabaları var. Buralar gayet güzel olan nz Yemyeşil ve or- manlık sahalar. Yalnı kuruluş tarzı acaip. Yan ev göremez- siniz. Mahalle topluluğu hiç bir yerde yok gibi. Bir dam altından ayrıldıktan sonra ikincisine rastlayabilmek için asgari bir çeyrek, yirmi dakika gitmek lâzım. Yollar, sakal arasından ge 1, tabii manzaraları omuzları, ağaç A fundalara, çalı- lara takılır, kal sabit olduğumuz bir vaka içinde bıraktı, Arhavide zat, kaza neticesinde Nitekim, bizi hayretler iken tanıştığımız bir ölmüştü. Bay C. V: — Cenaze bu keçiyollarından nasıl götürülecek, diyordu? ben de hakikaten, bir insanın zorlukla yürüdüğü patikalardan, tabutun sağında ve solunda birer adamla geçirilip geçirilemeyeceğini merak ediyor- dum. Nihayet, - Allah günahımızı affetsin - bu muammayı halletmek fikriyle, cemaate katıldık. Bir de ne görelim? Ortada tabut yokl ölüyü yıkamışlar, çocuk kundaklar gibi kefene sımsıkı sarmışlar! İyi amme, kabire götürecek burada usül daha (| Ölüyü, baş ve ayak uçlarından geçirilen iki iple bir sırığa astılar. Sonra önde ve arkada olmak üzere iki adam da bu hamuleyi yüklenince, cemaat mezarlığın yolunu tuttu. Biz de, bu yüksek zekâ eseri karşısında, hamakatımızın omahçubiyetini duyduk! Bu mahçubiyet hissi ilede heman Batum yolunu tuttuk. Hava güzeldi, Seye- hatimizin son merhalesinde fırtınaya, yağ” mura yakamızı kaptırmak istemiyorduk. Onun için fazla acele ediyor, hem yelker- den ve hem de kürekten mede Batuma yaklaştıkça, içimizde garip bir hissin canlandığını duyuyo'uz. Adela kendikendimize, bütün bu zahmetler, ortasında mehtap sefasına içindi ey m, hitabını yapıyoruz. Bay C, VW. tayfaları gayrete getiriyor. Ha gel muyor” —

Bu sayıdan diğer sayfalar: