Ve o, “hayatta daima bir diğerinin gârın ayaklarıma serdiğini sandığım bir ananın yalvarmaları kulaklarımda uğul- felâiketine çalışmalıdır, * fikrine zabip avuç yaprak gibi, bacaklarıma bir kadın dadı... oldu. Netekim bu vakadan tam bir ve ikide çocuk sarıldılar: Merdivenleri, trabzanlara tutunarak sene SONra.,. -- küçük beyl.. diye inle çıkarken : ) Bir perşembe akşamı idi. Mektep: yorlardı. — Zavallı babaml.. diye mırıldan» . ten henüz dönmüştüm. O zaman daha Sonra; anaları olacak genç bir kadın, mıştım. Ez Erenköye ( taşınmamıştık. oBeşiktaşta yavaş sesle : abam, bu akşam ziyaretçilerini ağır , (Kıhç Ali) civarında oturuyorduk. Ma- — Evlâdım atıyınız bize. vallahi küfürlerle kovduktan sonra, seccadesi İ hallede buakşam, her günkünden fazla kaç gecedir açız.. bizim Rüstem efendi başına oturup tekrar namazına niyazına kalabalık vardı. Kahvede müslümanlar etti, söyle bey babana Allah aşkına başladı. Ben hemen odama çıktım: toplanmışlar, akşam namazını bekleyor- o etmesin. Affetsin. İki aydır hapis Hıçkıra.. hıçkıra ağlamağa başladım. lar... Minarelerde kandiller yanmış. para maaş yok. Eldekini avuçdaki» Babam da Rüstem efendi gibi bir Kafes artlarında Kuran sesleri yükseli- ni de sattık. savdık. Mübar andil müfteri idi. Şunun bunun ailesini yıs yor. Sokaklarda biribirinin koluna gir- gecesi yüzü suyu hürmetine bize mer- karak, şunun bunun hakkında iftira miş kızlar. dilenciler aşır okuyorlar. hamet ediniz. savurari mevkiini, ikbalini devam net.. Bu ndil gecesi hürmetine ev kapıla- Diye yalvarmağa başladı... ettirmeğe çalışıyordu. şıyordu. rınını çalıp sadaka istiyorlardı Taşlıkda mıhlanmış gibi duruyor. Söyle Seyfi.. sen söyle, bütün bun- abam da, seccadesi başında oturmuş dum. Gece bütün sessizliği ile bağrıma lardan sonra ben, bana sarayda verile- seni bir Kuran okuyordu. Kılınmamış namazla» çökmüştü. Mahallenin, bu akşam sessiz- cek bir vazifeyi görmekden nasıl zevk ip onun rını tamamlamak üzere, borç mamazı liğindeki muhtelif manzaraları. carailes alabilirdim?.. kılıyordu. Annem de köşedeki minde- rİ.. namaza koşan müslümanları.. pembe Ülvi ayağa kalkmıştı. Kalpağını giy» dişlerim rin üzerinde, başında beyaz kırmızı dallı boyalı kahvesi.. yanan kandilleri.. elle» di. Son bir cigara daha yaktı Derin bir iz kalan başörtüsü, ibadette bulunuyordu. Bu rinde renkli kâğıt fenerlerle havanın nefes cektikten sonra : iren kus aralık sokak kapısının tokmağı yavaşca kararmasını bekleyen çocukları, birer — Yook.. dedi. Sukut ekmiyeceğim,, Jice çal. vuruldu. «Gene bir dilenci» dedim, Ona birer, kararan gözlerimin önünden geç” sukut etmemeğe de çalışacağım, Elbette yardım suretile olsun, bu mübarek ge- diler. birgün bu muhitten uzaklaşmağa mu düran cede bir sevap yapmış olayım diye, ka» Sonra, biribirine bir türlü bağlaya- vaffak olacağım 1. Asabi pıya koştum. Kapıyı açınca, sanki rüz” madığım aç çocukların. bu mustarip ( Arkası var ) : komşu. rnalı ile ay önce, dan biri k üzere babam plaşıyor- aleyhine eğil... lan gelip ra, başını r gelmiş dahi git» rverliği, ıfmuştu. tam bir , müsbet şahaneye müdürü a, Daima ması tak” ıpada bir olundu: di, Hac ışmalarda a vakalar evimizin erdenberi wi İİ arı içinde DE — e KraERE va i Ülvinin, istikrah i, bumu: BB iz İn ere — n z ettiği Saray me- çüt edip : i ş > rasiminden biri. cünü bik