VZ spyala ız, ve uzun bir yo'culuğa çık- mış saniyorum, Bu yol hiç Lee e slam dünyanın öhür ucuna kadar ve biz biribi- AN â nine, ne düşünüyorsun ? Başımı kaldırarak ustamın yüzüne baktım : Hiç ouslacığım, seni ve beni GR — Ne mutlu bana Aylâ nine.. — Niçin ustacığım — Beni düşünüyorsun, dan düşünülmek tatlı şey... — Sahi mi ustacığım ? — Sahi Aylâ nine, gerçek Aylâ nine.. senin taralın- ne güzel, neiyi, ne Sesinde yüreğinin ateşi dolu : Aylâ nine; ne güzel yol değil mi ? Bir saat sonra nden ayrı'aca zaman, gözlerimi kapayacağım. Küçük bir ışık yanan otobüsü, ıslak camların ardından görünen karanlığı, sonra güneş başlı Aylâ ninemin bana)sukuluşunu düşüneceğim, Ve bu gün Gri içine bir daha çıkmamak üğere renkleri, ışıkları, kokuları, ve sev- ili Aylâ le girecek. Hiç, ama hiç, unutmayacağım — Günün birinde, bir daha ayrılma- mak üzere birleşirsek, yine düşünecek, hatırlayacak misin wstacığım Ustam, belirsiz bir iç çekişle, kuvvetli bir soluk aldı — Her zaman, her ân için Aylâ, seni unutmayacağım — Ne iyi, ne iyi ustacığım — Ne olurdu Aylâ nine, b yolun sonunda sal li ve küçücük bir yuvamız olsayı — Olacak ustacı Ustam, sözlerimi genini gibi devam elti ; 16 JE: 76 » Seninle beraber mullağa girip yemek hazırlasak, soframızı kursak, baş- başa e yeseydik. Bunlar belki çok sade — Fakat en izel şeyler. — Doğru Aylâ nine; en güzel Zaten yaşamaktan memnun olabilmemiz için bunlara kavuşmak kâfi gelirdi. Bili. yor musun Aylâ ? Sen benim yüreğime ne değişik ve yeni hislerle girdin. Ben bir eş düşünürken, yuva aklıma gelmezdi. Şimdi içim yana yana, bir yuvam > Aylâ nine ame kadını olsun isti Hiç ses çıkarmadan; İri de dan, im yavaş sesle söylediği sözleri dinliyorum. Onu e dökülen kelimeler, bir e damlası gibi yüreğime düşüyor. Ona değişik duygular, yeni hi ler verebildiğim için ne seviniyorum. Bu, sevinç gönlümü güneşli gökler gibi aydın- latıyor, bu sevinç bana çılgın gibi haykır- mak, gülmek, şarkı söylemek istekleri veriyor. — Ustacığım, niçin sustun ? udün sandım Aylâ nine, Öyle rahat soluk ei ki, seni rahafsız etmek istemedi aa Sesim de gülüyor gibiydi | umuyorum, fakat, bir rüya saa- deti içinde dalmıştım. Sesin sevinç olarak "gönlüme doluyor, seni dinliyordum | sus- tuğun zaman, yüreğimin sevinçli haykırış larını dinledim Öyle aş, öyle kendimiz için konu olduk ki, bizden b Ötobüs içinde yalnızız san Karanlık yolun sağında oluna aşık benekleri belirdi. çimde keskin bir sızı başlamıştı, Bu sızı bir yara gib olumuz şehre ae Ustamdan canımdan ayrılır gibi, zorla ayrılıp kop cağım. Ona daha fazla sokuldum. Yanında geçen her va onsuz sazt'arda bana bir kuvet oluy — Us sala biribirimizi de değil mi e yl Şimdiki gibi. — Mei ibi Aylâ nine... LA 28 hep böyle Dün, akşam üslü, bir arkadaşımdan Tramvayın kalabalığı içinde, önun başını gördüm. Gözlerimiz biribirini kucakladı. Gi sezdirmeden, bakışıyor; halta gülümsüyor vi yaklaşıyo rr yanıma ge Düm çası sıkıştırarak sab çıktı ve tram vaydan atladı. Küçük kâğıt parçasını avuçlarımın için e, dünyanın en kiymetli bir hazinesinin anahtarı gibi saklıyordum Ustama, hiç bekle mediğim bir santta 5 yüreğime büyük bir sevinç dönüyordum. VET! yi olduğumu, nereden gelip, n€ reye e unutur gibi olmuştum. arım ateş gibi yanıyordu. Etri fndakilerin bakışlarile kendimi toplayarak tramvaydan indim. Koşar gibi, yürüyerek,