Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Güzel başşsehrimiz yeşil Ankaranın hayat kaynagı 1 s:ğn::;;“i baîıa—îm.a Bdîdîi)Biı- gün ÂAtatürk memleketin ta- ziraatçilerinden bir grupu çağırttı, onlara ağasçız " , diğini, :ğy?'gfaram_ı_ı yanı başında büyük bir çiftlik kurmak iste- edi »e böyle bir çiftlik için yer aramalarını emretti. mütehassıs heyette buluna luı.ı.nnki !ıat_ırılın şudur: b — Çiftlik yeri için uzun lu dolaşmaya ve Ankaranın îevre:mde başka başka tabiat y: îgprı.k hususiyetleri aramı- Mzum görmemiştik. Sebeh çok basitti; kıraç bir bozkurın ortasında bir orta çağ şehri.... sl:ç yok, su yok, hiç bir şey :ıc:! A Böyle bir yerde hazırlan- © müsait şartlar taşıyan ieı-ler nasıl bulunabilir? Dekor er yğrde aynıdır. “Bugün, her köşede bir ağaça tastlayıp, bütün bir yıl çiçek yilîi görenler, yeşil hasretini Ankaranın kuruluşunda ve orman çiftliğinden îıncc burada bulunanlara Bormalıdır. r. “ ş Ankaranın çevresinde Çiftlik olacak bir yer ararken, neden saklı- ?ayı_m, en az bugünkü Çiftlik yeri ezmşde durmuştuk, Burası, tabia- tin hiç cömert davranmadığı, ba, kımsız, hastalıklı, sarı ve inııı;ı ba- ikarken bedbin eden bir halde idi; Şimendüfer Bgeçtiği geniş arazinin bataklık yerlerinde şehrin hayatını zehirliyen ve Şevresinde yaşayanla- Tı kendi gibi renksiz ve hasta yapan de idi. birer sıtma kaynağı halin- bir şey olmryan mezbahanın etra, fında yuvalar yapmışlardı. Bumd; Medniyetin ve insanın eseri olarak =nu bir demiryolu ince bir Şerit inde uzanryordu. Köyler, karşı m;lırı:h gB;ıün hiç olmazsa bir Saatında g dü; Kin arkasına kuîlmu:el:râîpecm.. & “Tetkiklerimiz bittiği zaman ne- ticeyi büyük Şefe arzettik. Atatürk elleriyle giftliğin olduğu Yeri işaret ettiler; “-> Burayı gezdiniz mi? lıîum bir Çiftlik kurulması 1. İ lunması olan vasıflar- lâzım ;în hiç birini taşrmadığı bir batak- Si çorak, fakir olduğu hbakkımdaki şAterek kanaatimizi söyledik, tatürkün bize tevabı şudur; “— İşte i i malıdır. ı Stediğim yer böyle ol- m_'rh:kıyıyı bu ders kurtarmış. Ö Te siftiğinin “iş karargl- hâdiseden b Bonra, 5 Mayıs 1925 de, Gmiîu_ğî Atatürk bura da âsi tabi hm' #0 '0 latla har. Siftliğinin iy kazı î':;'lî"'“ için koca tepe kadar âzizdir. İki elin Parmakları arasına Bıkışacak kad n leııe!ı.- çinde; sarı renkli &y uıbi:tî Yerini, yeşile, hayata ve Neşeye ter. ketmiştir.” ğ &.x 1929 senesinde Ankaranın bazı yer'lerinde ve bilhassa Çiftlik geve Tesinde kuraklık olmuştu. O köylu iyi mahsul alamadı, a .m::î:]z Çiftlik; bu hâdisenin dı- SAD e dı.dçünkü O; tohumu yal- ; en Derek ımiî:::lk SA çata Di 0::;1 ıî:humu Tast gele bir to- Hlin, i. Bu toprağın İstediği Toprak Bübreliydi. YARİRERR ğ ::'nk&'!Mğln!u çevresinde e- n köylü, kendi erliz, bakım- ğ Saplarının yanında, :ığm dolgu_n taneli bışıklırmıîm- Yetiştiğini, bu Sırrın nçerede ;ılı n tanınmış bir ziraatçimizin o Çiftlik Ankara'yı büyük - » Şehir' yaparı. temeller - . “den biridir. Bu temel, baş şehir büyüdükçe de- . | Betletmekte, kendi ken- ' dine vazifelerini geniş-. letmnektedir. Köyde bir - kallınma mektebi oları çiftlik şehirde modermn . “;hayatı kurarı cemiyetçi duğunu anlamak merakına düştüler ve bunu öğrenmek istediler. Kendilerine anlatıldı ki, topra- ğın altında kaçan sular vardır. Bun- lar, tabiatin insan gücünü ve insan zekâsını deneyen cilvelerdir. Eğer bu su, toprağın yüzüne çıkartılırsa © azman yalnız yağmura bel bağ- lanmaz, Asırlarca göğe kalkan eller, eğer - çiftliğin yaptığı gibi - de- mir boruları yere sokmuş olsaydı, en kısa ve emin yoldan aranan su- yu bulmuş olacaktı. Çiftlik bunu yapıyordu. Sonra Çiftliğin istediki vasıf- taki tohumu almak lâzımdı. Bu to- humdan köylüye dağıtıldı. Çift- lik toprağı kara sapanla sürmi. yordu. Motör küvvetinin sürük- lediği pulluğun ucu, toprağın en alt tabakalarma giriyor, orada gizli kalan ve alt tabakalara kaçan top- rak cevherlerini üste çıkartıyor, ek- me makineleri, iyi tohumüu, iyi top- Tağın, ve kuş gagasının alrp götü- rTemiyeceği yere atıyordu, İş bunnula da kalmıyordu. Toprağın yarıkları, kötü otları, taş parçaları temizlenmişti. Köylü görüyordu ki bütün bu yapılan iş- ler ne çon insanla, ne de çok mas- rafla yapılmaktadır. Sır şuradaydı: îî;gun çalışmak, bilerek çalış- Orman çiftliği asıl büyük yazi- fesine, öğreticilik ve yetiştiricilik vazifesne başlamıştı. Asırlarca kendi içine çekilerek dış âleminden uzak kalmış olan köylünün gözü —Orman çiftliğine doğru çevrilmişti: Burada için için Öözlediği, fakat istemiye cesaret ©- demediği bir hayatın tezahürleri vardı, Burada da aslında kendisinin- kinden hiç farklı olmıyan bir top- Takla uğraşılryordu. BPakat onu Beri ve kudretsiz yapan dertler bp- Tada yoktu. Yok edilmişti. Ç iftliğin içinde yeni hayat ku- ranlar; köylü kalabalıkları-« nn dolgun başakları ellerine alıp dikkatle baktıklarını, toprağı elle- Tiyle ufaladıklarını, bol yumurta veren besili tavukları bu strrr öğ- Tenmek ister gibi okşadıklarını, bus Tadan kuluçkaları için yumurta â- lhrp götürdüklerini Börüyorlardı. Or. -— Çiftlik ... Köylü bu çiftlikte ziraatin insan gücünü boşboşuna harcıyan bir didinme olmadığını görmüştür man çiftliğinin etrafını çevreliyen yüzlerce köyde ne yünü, ne sütü hiç de kendilerininkine benzemiyen te- miz, uzun kıllı, yağlı bol süt veren semiz koyunlar bir muamma gibi kaldı. Artık Çiftlik köylünün hayatı- na her gün biraz daha giriyordu. Köylü yüzlerce yıllardanberi bir mi- ras gibi taşıdığı ve onu bedbaht e- den dertlerin birer birer yok oldu. ğunu gördüğü bu müesseseye bağ- lanmıya başlamıştı. Kurtuluş yolu başında idi. Bundan sonra çiftliğin üçüncü vazifesi başladı: İyiye, güezle ve teknik olana karşı olan bu alâka- dan faydalanma.... Çiftlik İçin bir pulluk fabrikası kuruldu. Bu fabrika, kara sapandan kurtulmak istiyen köylüye ucuz ve sağlam pulluk dağıtıyordu. Fabri- kanın yani başında kurulan atelye- ler, köylünün eline bir demirbaş o- larak geçen pulluğun ömrünü uzat- mak için yedek parçalar hazırlıyor du, Türlü zamanlarda modern zira- at âletlerinin memlekette yapılması için yaprlan tecrübeler anlatmıştı ki; yedek parçalar olmadıkça ve köylü bunları kolaylıkla bulmadık- ça kara sapan tarladan çekilmiye- cektir. Çiftliğin sayısız güçlükler kar- ayakta bebi rinden biri de, geçirilmiş tecrübe- ÇİFTLİK YOLU Çiftliğin tayyareden alınmış güzel bir görünüşü Çiftlikte bir tavuk kümesi tavuklara azami rahatı temin etmiştir lerden faydalanmış olmasıdır, Çiftliğin hayvanları niçin bol süt veriyor; neden kolaylıkla müş- teri buluyordu? Tarlasını kara sapandan kurta- ran köylü, artık, buğdayı kadar de- mirbaş olan hayvanlarını da kurtar- mak, onları değerlendirmek iste- ğinde idi. Çiftlikten bunu da öğrendi ahı- rını temiz tuttu, Hayvanına bol ve besleyici grda verdi. Yazın boş gün- lerini hayvanına ot toplamakla ve kışa hazırlık yapmakla geçirmeğe başladı. Yonca ekmesini öğrendi. Atatürkün çiftlikleri, Kemalişt köylü tipini, dolgun taneli buğday gibi, yaratmıya başlamışlardı. İyi ekmeyi, zamanında sulamayı, vak- tinde çalışmayı, hayvanına bakma- yı, düzgün çalışmayı öğrenen köy- lü, değişen istihsal şartlarına ve yaşayışına kendisini de uydurmak zaruüretini duymuştu: Çiftlik binala- rı, köy evlerine büyük örnekler ol- muştur. Konforlu ve ileri köy ti. pini, Atatlirkün çiftlikleri göster- di. Biz, normal şartlar altında Tar- susta, Yalovada veya Silifkede bir nümüne köyünü kaç sene sonra ku- rabildik? " Köylü bu çiftliklerde, ziraatın İnsan emeğini ve İnsan güclünü bo- şu boşuna harcayan bir didinme ol- madığını görmüştür. İyi yaşama, İ- Yi yime, tabiati sevme ve onun kö. tü taraflarını düzeltme şüurunun Atatüirk — çiftliklerinden — köylere doğru nasıl yayıldığını görmek is- tiyorsanız Orman çiftliğinin etra- fındaki köylere bakınız: Ağaç ye- tiştirme zevki bu çevre köylüsün- de, Orman çiftliğinin on milyona yaklaşan ağaçları altında dinlendik. ten sonra başlamıştır. Bu neşilden orman katili çocuklar yetişmiyecek- tir. Bir ağacın, bir insan özeniyle yetiştiğini gören köylü evelâ onun değerini anlamış ve sevmiş, sonra da bu yaşayana itina ve alâka gös- termek hissini bütün muhitine, eve- lâ kendisine, çoluğuna çocuğuna, sonra hayvanlarına, bağına, bah- çesine göstermiştir. Atatürk çiftlik- lerinin bu vasfı, onlara pratik ve köye kadar girmiş bir mekteb hüvi- yeti verir. 'ftlik türk köylüsünün bütün ana davâlarını tesbitle işe başladı. Bu iş bittikten sonra ken- disini örnek bir cüzütam haline koy- mak yoluna girdi. Şimdi kurulduğu toprakların sert yüzü Üzerinde, çe- tin bir enerji, kendisi kadar çetin bir tabiatla mücadeleye başladı. Evelâ bir ziraat şubesi kurdu: Burada ziraat sistemlerinin exten. sif ve intensif şekilleri tatbik edi- liyordu. Yayla mıntakasında yeti- şebilen bütün ekinlerin yetiştiril- mesinde, ekim ve işletmelerde ma- kine kullanıldı. Anadolunun bu kö- şesi ilk makine yüzünü çiftlik sa- yesinde görmüştür. Orta yaylada makine ahlâkı çiftlikle beraber baş- lar. Karasapandan pulluğa, oradan makineye, mandadan ata, oradan traktröre geçiş inkilâbı, Türkiyenin en çorak bir köşesinde, bu çiftlik e- Tiyle oldu. Hayvancılık şubesi, çiftliğin en büyük bir geliri ve köylünün ka- zanç hayatında en verimli inkilâbı olarak karşımızdadır. Bunun başın- da koyunculuk geliyor. Kıvırcık, Merinos, Karagül, Karaman, Tiftik cinslerinin en iyileri yetiştirildi. Sunf sırfatın hayvan ıslâhındaki fay- daları, bütün geniş manasiyle tatbik edildi. İnekcilik, atcılık, tavukçu- Juk da ideal tipler türk köylüsünün emrine verildi. Ziraat sanatlarından sütçülük, ekmekçilik, değirmencilik, biracı- lık, türk köylüsünün alımnterini ken- di vasıtalariyle değerlendiren ve o- na çok geniş iş sahları açan teerü- beler oldu. Deri fabrikası ve şarab- çılık, hayvancı ve bağcı mımntakalar için refah parolası gibi meleketin dört bir tarafına yayıldı. Meyve çiftliği, sebzeciliği, orman ve süs ağaçları, atıcılık, koru ve parklar müze ve hayvanat bahçeleri, ziraat- çi Türkiyenin birer ziyneti, birer yüksel yürdun güzelleş mesi için birer değer olarak tatihe girdi. Bu arada çiftliğin kendi davâ- sını yaymak yolundaki büyük çalış. masını nasıl unutabilriz? Yüksek ziraat enstitüsüne girecek lise me- zunu gençler, tam bir yıl çiftliğin bütün iş şubelerinde bulunarak bun- D Detii '_ ı'f——-. îhî:ıım:a*.t'&'ı.':'ğ'â SAT ların her çeşitlerini görmekica... ler. Memleketi kalkındıracak olan Türkiyenin en ileri ziraat müesse- sesinin enerji telkin eden varlığın- da yetişmesi, hayatını toprak işle- rine hasredecek olan gençlik için çok hayırlı bir başlangıç olmakta dır. M edeniyetin dört tarafında ku- rulmasını mesud Türkiye- nin bir temeli olarak istediğimiz bu güzel müesseseleri idare etmek Ü- zere eleman yetiştirmek için lise da reçesindeki ziraat mekteblerini bi- tirmiş gençler, evelâ yardımcı me- mur olarak alınmakta ve işe alıştı- rıldıktan sonra vazife verilmekte- dir, Atatürkün millete hediye ettik- leri bu büyük ve örnek müessesele- rini cumhuriyetin on dördüncü ya- yına girmesi dolayısiyle, kalbleri- mizde minnet ve şükran hissi jle a- marken, ona ileri hüviyeti verenleri nası) hatırlamayız? Bugün giraat vekâletinin siyas! —müsteşarlığın- dan, memleketin blüyük faydalar beklediği B. Tahsin Çoşkan ve iş arkadaşlarına, Ankaranın bu ba- yındır ve işlenmiş köşesinde yeşe- ren her ağaç yaprağı üzerinde emek ve alınteri harcamış ilim ve ihti- sas sahibleri olarak kalblerim.zde yer veriyoruz, Atatürk çiftlikleri Anadolunun bağrında, çağdaş ekonomisınin iş hay kmıya çalıştığı, cazibe- li sâylen geniş manası ve en güzel örnekleriyle tatbik ettiler. Bu çift- likler az emekle çok İş görmeyi, emeği değerlendirmeyi öğrettiler. Mübadele hayatında diürüst ve özve- rili olmak itiyadını telkin ettiler: Ankaranın hayat pahalılığı endeks- lerini tetkik ediniz. Göreceksiniz kl Çiftlik msmülâtı çerçevesine giren maddelerdeki ucuzlama nisbeti hiç bir maddede yoktur. Zaman zaman, türlü sebeblerle belki her madde ü- ezrinde bir ihtikâr hareketi kayde- dilmiştir. Fakat çiftlik mamüilâtına dahil maddeler üzerinde böyle bir şey bahis mevzuu değildir. Bu mü- esseseler; böyle hareketleri derhal önlemişler ve memlekette ticart ah- lâkının kurulmasını bir prensip ola rak kabullenmişlerdir. Bir orman çiftliği, koca Anka- ra köylerine kalkınma şüuru verme- ye kâfi geldi. Her vilâyette bir or- man çiftliği kurulduğunu düşünü- nüz, İlklerini Atatürk kurduğu bu müesseseler Kemalist köyü kurma- ya kâfi gelcek kadar değerlidir. Atatürk çiftliklerinin Köy kal- kınmasında olan bu büyük yerini ayırırken biz Ankaralılar, sıcak yaz günlerinin vefalı dostunu hiç unu tabilir miyiz? Çiftliğin bugün on milyona varan ağacı bize neşe ve hayat, nefis mamülâtı sıhat ve hu- zur vermiştir. Çiftlik, Ankarayı bü- yük şehir yapan temellerden biri- dir. Bu temel; başşehir büyüdükçe A | A kmdi. $ K '“ı_ fclırinl genişletmektedir. Köyde bir kalkınma mektebi olan Çiftlik, şehirde modern hayatı kuran çemi- yetçi bir unsur halinde çalışıyor. Evlerimizde kuş sesi duyacak mıyız? Dağlarda yeşillik, çorak kır: Jarda gölge, arık ve sarı toprak üs- tünde su yüzü görecek miyiz? Asırlık tarihi olan ruyayı; bü- lundukları yerde Atatürk çiftlikle-.. ri on iki sene içinde hakikat yap- mıştır, Atatürkün milleti için hazır- ladığı bu eserler bu günden sonra gene millet elinde, bu eserlere lâ- yik olan Kemalist köylüyü yetişti- recektir. 3