ii gm a 66 SERVETİFÜNUN No.1949—20$ İSMET PAŞA HAZRETLERİNİN Siyasi ve İçtimai Nutukları, 1933 yılının son aylarında Türk okuyucuları yeni ve fakat çok değerli bir eser daha kazandılar: «<İs- met Paşanın siyasi ve içtimai nutukları» adını taşı- yan ve Büyük Başvekilin bütün yüksek eserleri içe- risinde âyrı bir hususiyeti haiz bulunan bu paha biçilmez eser, aziz şefin nutkundan sonra milli kü- tüpanemizi bibakkın zenginleştiren eu mühim eser- lerin başında yer tatmuş bulunmaktadır. Bu kitap ne bir «Sarı kitap» ve ne de «Mavi» veya «Kırmızı» kitap» tar. Bu kitap; büyük Türk inkılâbının heyeti umumiyesini yaratan kudretli şefin, en değerli yar- dımcısı olan et Pağanın on üç yıllık idare baya- tındaki duyuş, görüş ve ifade ediş kudretlerinin üstüne saygı çeken parlak ve ölmez bir abidesidir. Daha doğrusu bu eserin ifade ettiği mana şudur: İsmet Paşanın siyasi ve içtimai nutukları; ona eu çok yakın olan, onnn yüksek hüviyetini en bariz bir vuzuhla bize anlatan bir kitaptır. Yani eşsiz Başvekil, şahsiyetinin en ince ve mahrem noktalarına varıncaya kadar bu eserde okumak, bu eserin sahifeleri arasın- da, Büyük Şef'in hayat verici arzularının icrası yo- landa onun sarfettiği harikulâde zekâ, gayret ve iradeyi sezmek, İzmet Paşanın naml bir İsmet Paşa olduğunu bir daha unutmamak çertile anlamak mümkündür. Nefis cinsten birinci hamur kâğıdın üzerine pz miktarda basılan ve beş yüzden fazla sahife tutan marka eser çıkışının hemen ilk iki günü içinde adeta & edilireeşine dağıtılmıştı. Eğer aziz dostum di Neşriyat Müdürü Bahattin Beyin beni minnettar bırakan lütufkârlığı olmasaydı, şimdi ben de bu çok değerli eserden mahrum bulunmuş ola- caktım. İsmet Paşa Hazretlerinin her biri diğerinden güzel eserleri içerisinde hususi bir ehemmiyet ve mevki taşıyan bu değerli eserini teşkil eden nutuk- lan toplayarak Türk milletine sunmak şerefini üs- tünde taşıyan Başvekâlet Yazi İşleri Müdürü M. Rıza Beyi hem tebrik eylemek ve hem de ona gıpta etmek lâzımdır. Eseri muhtelif cephelerden tetkik etmek zorluğu karşısında o kadar endişeliyim ki: yazacağım cümleler üzerinde değil, kelimeler üzerinde bin bir itina ile durarak ve derin derin düşünerek işlemek mecburi- yetinde kalıyorum. Sabık Yunan Bagvekili dostumtz M. Venizelos, Büyük Gazi hakkıudaki intibalarını soran İstanbul gazetecilerine verdiği cevapta; ondan bahsetmenin bir hürmetsizlik olacağı değerbiliciliğini göstermişti. Bugün şu eatırları yazarken ben de, İs- met Paşanın nutukları hakkında yazı yazmanın ve fikir yürütmenin, aziz Başvekile karşı bir saygısızlık olabileceğini hatırladım. Fakat buna mukabil, inkı- lâpları yapanlarla yapılan işleri ve hadiseleri gelecek nesillere en selâhiyettar bir kalem dilile anlatmak vazifesinin biz Ankara mektebi yazıcıları için en üstün bir vazife bulunduğunu düşünerek, bundan içimi ferahlandıran bir teselli duymaktayım. Onları gelecek nesillere, en mükemmel bir vüzuhla biz an- latacağız. Büyüklerimizi kaç kereler yakından görmüş onların İsrafil surundan daha kudretli olan seslerini dinlemiş, onların teneffüs ederek ciğerlerinden boşalt- tıkları havayı, yeni bir hayat kaynağı gibi kana kana içmiş kaç Türk vardır * Diye sordukları vakit en ön safta Ankara mektebinin, Ankaralı yazıcıları görünür. Onları sık sık yakından görerek, onların teneffüs ettikleri havayı sık sık teneffüş ederek ve nihâyet zaman zaman onların hayat verici direktif ve ilham- larını almak bahtiyarlıgğı o kadar yüce bir mutlu- laktur ki: bu mutluluk, içimizde bütün hayati mah- rumiyetlere, geriliklere, ihanetlere, ağır şartlara bile karşı koymak enerjisini yaşatır.. Yukarıda söylemiştim: «bu eser, Aziz Şefin nut- kundan sonra milli kütüpanemizi zenginleştiren en mühim eserlerin başında yer tutmuş bulunmaktadır.» Fakat bu sözlerim gene noksandır. Düşündükçe kav- ryorum ki: bayli senelerdenberi kurulmuş olan ve fakst henüz programsız ve başıboş bir tedrisat yap- maktan kurtulsmayan «Türk inkılâp mektebi» bu suretle yeni bir eser, Gazi Nutkundan sonra talebe- lerine okutacağı bir yeni kitap kazandı. Bu kitapta, Türk inkılâbının 1920 den 1933 yılına kadar geçen 13 yıllık siyasi ve içtimai hadiselerinin en manalı ve en beliğ bir şeması çizilmiştir. En kısası iki ve en uzunu sabifeler işgal eden elli altı nutukta, Türk milletinin elli altı bin derdi ve Türk ufuklarının elli ala bin hadisesi ih ve izalı edilerek en hazık bir doktor bilginliğile dertlerin teşhisi ayrı ayrı gösteril- miş, sebepleri izah olunmuş ve pek az hükümet adamlarına nasip olan dirayetile bu dertlerin deva- ları ve bunların tatbikinde ihtiyar edilen müşkülât ve gidilen yollar birer birer anlatılmıştır. İsmet Paşayı, henüz yakından dinlemek bahtiyar- lığım elde etmemiş olanlar için bu kitap, ayrı bir teşelli menbsaıdır. Onu dinlemekten mahrum bulu- nanlar ve memleket idareciliği savaşında bilgisizliği olanlar, onun ülkü yolunda ve maksada varmak yo- lunda bir devlet adamının nasl düşünerek, mülâhaza ederek hareket ettiğini, fikri ifade etmek için, kelime ve cümle denilen seyyal maddelere nasıl hayret ve- rici ve heyecanlandırıcı bir maharetle can verdiğini gösteren bu kitabı mutlaka bulup oknsunlar. Onun, ayni zamanda ne kudretli bir Türk dilcisi bulundu- ğunu da, bu kitap bir kere daha ispat etmiş oluyor.