tarların. uzun uzun mektup! yağıyor.. Mustafa Kemal'in tuttu yolun çıkmaz bir yol olduğu fikrini telkine çalışıyor. Bu şartlar altında 14 gün süren Erzurum kongresi, nihayet şu e sasları kararlaştırıyor : — Milli sınırlarımız içinde bu- lunan bütün vatan & parçaları bir küldür. Biribirinden ayrılık kabul etmez. . — Her türlü yabancı / işgal ve müdahalesine karşı Osmanı hükü- metinin inhilâli halinde millet el- i ile müdafaa ve mukavemet edecektir. — Vatanın ve istiklâlin muhafa- za ve teminine hükümeti merkezi ye muktedir olamazsa, (maksadı temin için bir o (müvakkat hükü- met) teşekkül edecektir. Bu hükümet heyeti (milli kong- re) ce seçilecektir. Kongre toplan- mış değilse, bu seçmeyi (heyeti- temsiliye) yapacaktır. — (Milli kuvvetler)i âmil, (mil- li irade)yi hâkim kılmak esastır. — (Manda) ve (Himaye) kabul olunamaz. — (Millet Meclisi)nin derhal toplanmasına ve hükümetin yaptık larının Meclisin kontrölü (altına konmasına çalışılacaktır... Bu kararları veren kongre, bir de (Heyeti temsiliye) seçiyor, riya sete Mustafa Kemal'i geçiriyor . . Ondan sonra, Mustafa Kemal, Meyetitemsiliye reisi sıfatile, kong renin kararlarını her tarafa ve ya- Yancı memleketlere, türlü kanal arla ulaştırıyor. — Fakat bir taraftan İstanbul. dan gelen uzun şifreler (Amerika mandas)ından başka çıkar yol ol madığında karar kılan mütaleaları | yağdırmağa; diğer taraftan, İstan- buldaki muhtelif siyasi fırkaların Amerika heyetine verilmek üzere hazırladıkları bir muhtırada (Er- menistan)a şark vilâyetlerinden #- Yazi verebileceklerinin yazılı oldu- ğu haberleri gelmeğe başlıyor!!! (13) ve 14 ağustos 1919) Her taraf tan yağan bu biribirini tutmaz tek- lif ve düşünceler ortasında hiç sar- sılmıyan o çelik iradeli adam, za- manm sadrazamına, onun hiç bir eye muvaffak olamadan Avrupa- dan dönüşünden istifade edi bir mektupta, vaziyetin köt ü iyice anlattıktan sonra eşru olan milli cereyana karşı engel ol- maktan vaz geçmesini, milli kuv- veelere dayanarak her türlü teşeb- büslerinde milli dileği rehber edin- mesini; bunun için de milli varlığı ve iradeyi temsil edecek olan Me- usan meclisinin en kısa (o bir za- manda toplanmasını temin eyleme- sini..,, Yazıyor..(16 ağustos) . Derken, Sivas valisini kendisini | ücele telgraf başına çağırıyor; $u | telâşlı haberi veriyor: (Sivas)a gelmiş olan © Fransız binbaşı Bruno, ilk önce “Mustafa Kemal Paşa Sivasa gelir de kong- Te yapmağa kalkarsa beş on gün i- Şinde buralarını işgal edeceklerini söyliyor. Bir gün sonrada Sivas kongresinde itilâf devletleri aley- | hinde bir hareket yapmazsa, kong- renin toplanmasında mahzur gör- miyeceklerini dahi kongreye mu- halefet etmemesi için Dahiliye Ve- öletinden de e verdirecekleri- ni söylediklerini bildimiş.. Mustafa Kemal, Sivas valisini tatmin ediyor: “Ne ( Fransızların ve ne de yabancı herhangi bir dev- etin yardımına tenezzül etmediği | için,, en büyük siyanet noktası ve şefaat kaynağı milletin sinesi,, olduğunu söyliyor, ne Fran- sızların ve ne de başka © yabancı devletlerin (Sivas) ı kuvvetle işgal etmelerinin biç te kolay olmadığı. nı anlatıyor. (20 ağustos). ; ... Erzurumdan (Sıvas) a * İşte böyle her taraftan;içten, dış tan kopan ve biri ötekini kuvvet- lendiren aykırı fikir salgınları, tehlike baskmları — içinde, Erzu- rumdan hareket ediyor. (29 ağus- t0s)., Fakat bu yolculuk ta kolay ol- mıyor, Bu seferde, yolların Kürt şa- kileri tarafından tutulduğu ve ge- mümkün olmadığı haber- karşılaşıyor !. Fakat bu ha- | berler de, onu yolundan alakoy mıyor; (Amasya)dan (Sivas)a ge- lirken yaptıkları gibi, hemen kü Şük bir emniyet tedbiri alarak, yo- luna devam ediyor. Ve ta uzak- lardan karşılayan Sivas halkının yürekten alkışları (o arasında (Si- vas)a varıyor. (2 Eylül). Sivas kongresi: Bu kongre, Doğu ve Batı vilâyet- leri ile Trakyanın, yani, bugünkü milli sınırlarımız içindeki memle- | ketin, birliğini elde etmek için ya: | unu, daha (Havza) da ve (Amasya) da yaptıkları ilk üç tamim ile kararlaştırmış ve bil- ei ALİ DİĞ İ vas kongresi için İ İzgiliz zabitinin de yakalanıp Siva yetleri namma, seçilen temsil Kemal ile bera sinde, şark heyeti, Mustafa ber beş kişi idi. Kongre 4 eylülde | toplanıyor.. reisliğine Mustafa Kemal seçi yor. Daha ilk gününden başlıya- rak, Mustafa Kemal milletin istik- lâlini, gene milletin azim ve irade- si kurtaracaktır.,, kararile açılan kongre, gene “herhalde yabancı bir devlet yardımma muhtacı; kanaatlerile karşılaşıyor. naatte olanlar: “Devlet ancak borcumuzun faizini karşılı. yabilecek dereceye düşmüştür. “Bugün cemiyetleri esir (o eden, kalpleri, vicdanları (o söndüren İn giliz mandasmdan kurtulmak için sakin milletlerin vicdanlarma ri- ayet eden Amerika mandasını is- tiyoruz.” “Tam istiklâl | istersek, acaba kendi başımıza yapabilecek mi- yiz?! Acaba bizi kendi başımıza bırakacaklar mı?! “Herhalde bir Amerika kefaleti kabul etmek mecburiyetindeyiz.,, Diyorlardı.. İşte yalnız, birer noktasına do- kunarak geçtiğimiz bu kanaatlerin hücumları ortasında dimdik duran Mustafa Kemal, kongredi Bir taraftan “milletin istiklâlini, ancak milletin azim ve iradesi kur- taracaktır,, tezini mü kine çalışırken, diğer taraftan bir- denbire şu haberlerin salgını altın. da kalıyor : 1 — (Eskişehir) ve (Afyon)da- Gazi Hz., hüsusi bürolarında ki İngiliz kuvvetleri iki © misline çıkarılmış. Ceneral Miln Konyaya gelmiş.. 2 — Kastamonu, Ankara ve Kon ya valileri İstanbul hükümetinin emirlerini (dinleyip dinlememel te tereddüt ve gevşeklik gösteri- yorlarmış... 3 — Kürt beylerinden üçü, bir İngiliz zabiti ile beraber, silâhlı Kürtlerin muhafazası altında Ma- latyaya gelmişler!. Malatya muta- sarrıfı ile belediye reisi de bunları karşılamışlar ve ağırlamışlar!, Ela- ziz valisi Ali Galip te oraya gelmiş, onlarla birleşmiş!. Bunlar Kürtleri, (Kürdistan ya- pacağız) diye kandırarak (o ayak- landıran; ve (Sıvas) o kongresini dağıtacaklarmış, bu sebeple Elâ- ziz Valisi Ali Galip te, Sivas vali- liğine tayin edilmiş! İstanbul hü- kümeti bütün bunları tertip ve teş- vik ediyormuş!. Şu vaziyet ve tablo önünde bir kere duralım.. Ve düşünelim: Tek bir insan iradesinin, bu ka- dar kalabalık içinden ve dışmdan biribirini kovalıyan salgınların ve saldırışların ortasında, sarsılma- ilk gününden başlıyarak ardan kıl kadar şaşma- in, o iradenin, ancak Tür- kün bağrından fışkırmış bir Mus- “. Kemal'in iradesi olması lâzım-| ır. Mustafa Kemal bütün bu karma- karışık hâdise ve haberlerin salgı- yına karşı, isabetli tedbirler alıyor. Elâziz valisini, Malatya mutasar rıfını ve Kürt beyleri ile beraber sa getirilmeleri için, emniyet ve i- timat ettiği büyük, orta ve küçük kumandanlara emirler ( veriyor.. Tertipler aldırıyor.. Malatyadan ka çan bu şahıslar, Kürtleri Kürtlük | propagandası ile körüklüyorlar.. Malatya üzerine tekrar yürümek için Urfadaki İngiliz fırkasının da yardım edeceğini ortalığa yayıyor- İar.. Bir İngiliz miralayı da, ora- larda halkla konuşmak vesilesile dolaşmakta olduğu haberi geliyor. Bunlara karşı da şiddetli tedbirler aldırıyor.. İşte bu bitmez tükenmez heye- canlı hebar ve hâdiscere karşı alı- nan tedbirlere, İstanbul hüküme- tinin ve düşmanlarımızın buralar- da yapmak istedikleri şenaatlere meydan verilmiyor.. Ve işle Sivas kongresi, bu kadar mik ve bu | kadar karışık fikir ve isyan bora- lar icinde devam ederek 12 eylül | MİLLİYET PAZAR 29 TEŞRİNİEVVEL 1933 yı hukukumilliye cemi- yeti nin “Anadolu ve Rumeli Mü- dafaai hukuk cemiyeti, olmasına ka veriyor... Bu suretle Türk halkının bağ- rından (Müdafaai hukuk) doğu- yor.. Yani bütün memleket ve mil- let namına söz ve hak sahibi bir (Milli kurultu) görülmüş oluyor.. | Ve onun seçtiği (Temsil heyeti) de bütün vatan ve millet namına söz söylemek salâhiyetini almış bulu- | muyor.. Dağınık fikirler derlenmi tek hedefe giden tek yol gösteril İ miş oluyor. “Her türlü müdahaleye karşı ko- yacağımız,,a karar veriyor. Bina- enaleyh.İtilâf devletlerinden de gel se, her türlü müdahaleye karşı ko- yacağımızı da açıkça söylemiş olu- yor. Sivas kongresinin bittiği 12 ey- lülden 2 teşrinievvele © kadar ge- çen 20 gün, Ferit Paşa kabinesi İe ve onun hainane siyaseti ile bo- ğuşmakla geçiyor. o Nihayet Ferit paşa kabinesi düşüyor, yerine Ali- Riza paşa kabinesi geçiyor. Fakat Gazi Mustafa Kemal, bu kabine ile anlaşmak © için de çok zaman ve emek sarfa mecbur kalı- yor.. Haftalarca, aylarca bu yeni kabineye meram anlatmak için ne- fes tüketiyor.. Şu kadar ki paşanın düşüşü, memleketin her yerinde iyi ve haklı bir sevinç u- yandırıyor. Her tafarta (Eskişehir) (Kütahya), (Afyon), o (Bursa), (Balıkesir)de milli teşekküllere hiz veriliyor. İstanbulda gizli çalışmağa karar veriliyor. Trakyada teşkilâtın geniş letilmesi tedbirleri alınıyor. —Fakat bunlar hiç te kolay ol. mıyor Daha Ferit Paşa kabinesi zama. nında birinci ve ikinci Bozkır yanları Bandırma, Karabiğa ve ci- varlarında Anzavurun isyanı, bas. tırılıyor. Maraş, Antep, ve Adana mıntakalarında milli teşkilâta baş. lanıyor. Bir yandan da mebus ge çimi işlerile uğraşılıyor. Uzun muhabere ve münakaşa. lardan sonra mebusları seçmeğe ve toplamağa muvaffak oluyor. Toplanma yeri de, çok uzun ve sürekli didişmeleri mucip oluyor, nihayet o zamanki vaziyet ve şart- ların icabı olarak İstanbulda top- lanmasina karar veriliyor.. Ankaraya hareket : Gazi Mustafa Kemal, İstanbula daha yakın olmak üzere, Temsil heyeti ile beraber Ankaraya hare- ket ediyor. Ve 29 kânunvevvel 1919 da Ankaraya varıyor. Ve An- kara halkının emsalsiz tezahürleri içinde Ankaraya (giriyor. Ve ilk evvelce mebuslarla görüşerek (Mil li misak)ın ruh ve kurtuluş yolunu anlatmak kararını veriyor, ve 5 kâ- nunusanide mebusların Ankarada bulunmalarını tamim ediyor.. Bir taraftan bunlar olurken, di- ğer taraftan, Maraş muharebeleri olmuş, (Düzce) de birinci (Düzce isyani) patlamış, onu bastırmakla uğrasılıyor. (Yozgat)ta Çapan oğulları, (Zi le) de Aynacı oğulları, (Tokat) ve (Yenihan) ve Sivas civarlarında (Postacı Nazım)ın idare ettiği ha- lifecilik isyanları ile boğuşulmak- ta.. İşte bu şartlar altında Mebu- san Meclisi 19 kânunusani 1920 de İstanbulda toplanıyor. Fakat düş- man işgali altındaki bir şehirde ne Ali Riza paşa kabinesi ve ne- de toplanan meclis, istediği ve is- tendiği gibi iş göremiyor, ve gö- remezdi de.. Onun için ömrüde kısa oluyor... 3 Mart 1920 de Ali Riza paşa kabinesi çekilmeğe mecbur olu- yor, yerine Salih paşa e kabinesi geçiyor. O da 10 gün sonra 16 mart 1920 de düşmanın İstanbulu filen de işgali neticesi, düşüyor. O kara günü, bütün acılığı ile ha- tırlamıyan vatandaş olmasa gerek- tir. Bütün daireleri, korakolları düş- man kuvvetleri basıyor. Son Os- manlı Mebusan Meclisi dağıtılı- yor. İşe yarar ne kadar eleman var $a bunlardan ele geçirebildiklerini yakalıyorlar, hapislere tıkıyorlar.. Tekrar istediklerini daha iyi ya- pabileceğini sandıkları Ferit paşa kabinesini getiriyorlar. Bu sayede yakalanıp hapseedilen bütün ele- manları Maltaya sürüyorlar. »*. Sanıyorlardı ki: Böyle yaparlarsa, Anadoludaki milli savaşçıları korkutacaklar; is- tediklerini onlara kabul ettirebile- cekler;.. Kavrayamamışlardı ki, ne yap- salar, ne etseler, “ya istiklâl ya ölüm,, parolası ile büyük milli yola çıkan büyük yolcuyu, ve | yoldaş- Ferit | larını yollarından alakomanın im- kânı yoktur. Kestirememişlerdi ki: Bu zorlayışlar, bu saldırışlar, bu sıkıştırışlar, o büyük yolcunun ve yoldaşlarının enerjilerini daha zi- yade bilemekten başka bir şey ya- pamazlar,, Nitekim de öyle oldu. Bu acıklı işgalin neticesini öğ- renen Gazi Mustafa Kemal, Heyeti titemsiliye namına hemen bütün vilâyetlere ve kolordulara 19 mart ta yolladığı tamimde: “Ankarada fevkalâde salâhiye- ti haiz bir (Millet Meclisi) topla- mak, (milli hakimiyeti) o (müs- takil ve hür meclis)te tecelli ettir- mek ve bunun için de (yeni seçiş) yapmak, ve İstanbulda (o dağılan meclisten Anadoluya gelebilenleri de o meclise almak, ve seçilecek mebusların 15 gün içinde Ankara- da bulunmalarını temin oetmek,, lüzumunu bildiriyor.. | Bu sırada bir yandan dahilde 2 aydır devam eden ikinci Anzavur isyanını bas- tırmakla uğraşılılıyor. Öte baştan da (Gaziantep') te ve (o (Urfa)da düşmanla kahramanca boğuşulu. yor. ..».. dik Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıyor? Bu tamimden bir ay sonra yeni mebus seçimi bu şartlar © altnda bitmiş ve Ankarada toplanmış ve €rtesi günü de açılmak üzere bul nurken, 22 Nisan 1920 de, â devletleri İstanbul hükümetini sulh konferansına çağırıyorlar. Ve ça- ğırdıklarını da her tarafa yayıyor- lar, akıllarınca böyle yapınca, mil- li savaşı gevşeteceklerini sanıyor- lar. Fakat bunu, milli kurtuluş savaş- çıları, hemen ertesi günü, 23 Ni- san 1920 de ilk “Türkiye Büyük | Millet Meclisi” ni Ankarada aç makla cevap vermiş oluyorlar. BEM ş oluy. siye et Meclisi ti)ni kurmak oluyor. Fakat bu ku- ruluş söylendiği, sanıldığı kadar lay bir şey olmıyor. Düşünün bir kere ki: O zaman (Osmanlı saltanatını) ve (İslâm hilâfeti) diye asırların ruhlara kök- leştirdiği iki müessese, temeli çü- rümüş te olsa, hâlâ ortada (o duru- yor ve gönüllerde yaşıyor.. : nra © zamanki (Padişah)ın | mazur ve €sir bir mevkide bulun- | duğunu düşünenler az değil. | Böyle şartlar altında yeni hükü- met kurma işinde biraz daha ihti- yatlı ve tedbirli yürümek lâzımge- liyor. Onun için idi ki : Her şeyi doğru görebilen en u- zakları bile doğru ve açık sezebi- Jen Gazi Mustafa Kemal, hiç bir şeyi vaktinden evvel söylemek, vak tinden sonraya da bırakmamak ve fünuna hediye ettiler. böylece her milli işi o behemehal başarmak için, her meseleyi safha safha ve olgunlaştıra olgunlaştı. ra yürünmesini bilen bu adam,bu işi de şöyle hallediyor: Açtığı et Meclisine melli teklifi yapıyor: “1 — Hükümet dir. “2 — Müvakkat kaydile bir hü- kümet reisi tanımak veyahut Pa- şu te teşkili zaruri- disah kaymakamı ihdas etmek ca: | Gazi Hz., C. H. Fırkasından çıkıyorlar tına hâkim tanımak esas umdedir. “Türkiye Büyük Millet Meclisi,, > fevkinde bir kuvvet mevcut de- gildir.,, 4 — Türkiye Büyük Millet Mec lisi, teşrii ve icrai salâhiyetleri ken dinde toplamıştır.., “Meclisten ayrılacak bir heyet , Meclise vekil olarak hükümet işle- ini görür.,, Meclis reisi, bu heyetin de re- isidir.,, “ Hatıra : “Padişah ve Halife, altında bu- lunduğu tazyikten kurtulduğu za- man!, Meclisin tanzim edeceği ka- eğ esaslar dairesinde vaziyetini alır.,, Reisicümhur Hz., Halk Fırkasının kültür ocakları olan Halkevlerinde. Reisicümhur Hz., gençlik arasında ve gençlik sıralarında çektirdikleri bir resmi kendi el yazılarile Darül. Bir, o zaman de bulunduğu» muz şartların ağırlığı ve vaziyeti- nin korkunçluğu, gözönüne konur da bu satırların her cümlesi, her kelimesi tarta tarta okunursa, Türk milli enerjisini temsil #den büyük insandaki, dehanın enginliği önün- de derin bir saygı | ile, engin bir sevgi ile iğilmemek (imkânı var mıdır? İşte Osmanlı İmparatorluğunun göküntüleri altında yepyeni ve ter. temiz çıkan Türk devleti, hiç de- ğişmiyen bu dört £ temel üzerine kurulmak, bugünkü Teşkilâtresasi- ye kanunu, ancak bu dört temele dayanarak yükselmiş ve genişlemiş bulunuyor.. Ve Dikkat edilirse, dört temele da- yanan bu yeni devletin idare şekli henüz o zaman için adı açıkça söy- lenmemiş olsa da, tam (O mânasile bir “Cümhuriyet,, ten başka bir şey olmadığı görülür. Fakat: adının konması için, çok ıstıraplar, emsalsiz sıkıntılar için- de yeni doğan çocuğun beslenme- si, gürbüzlenmesi, hastalıklardan korunarak büyütülüp yürütülmesi lâzımgeliyor. Bunun de 29 teşrinievvel 1932 gününe kadar geçen tam üç buçuk yıl, ardı arası kesilmiyen, akla sığmayan büyük ve geniş ve eşsiz zorluklarla boğuşmak icap e diyor. Yeni Türk devletinin kuruluşü, Sarayı büsbütün zıvanadan çıkarı yor, onun hükümetini kudurtuyor; düşmanlarla açıktan açığa elele verecek kadar alçaklıklara düşürüs yor.. Bir taraftan (Halife ordusu) diye topladıkları ne idigü belirsiz, ne yaptıklarını bilmez kuvvetlerle İzmit ve çevresinde milli savaşlar rımıza saldırıyorlar. Öte taraftan da evvelce İzmire çıkardıkları düşman ordularını But sa ve Uşak istikametlerinde ileri'« letmeğe; (Mudanya) ve (Bandır- ma) iskelelerine yeni düşman kuv vetleri çıkarmağa başlıyorlar.. Böyle yapmakla, yeni kurulan körpe Türk devletini daha yavru iken boğabileceklerini, ve Sevr'in ölüm kararını zorla kabul ettirebi- leceklerini sanıyorlar. Fakat bun- da da aldandıklarını görmek için çok zaman geçmiyor.. Milli savaşçılarımız (Halife or- dusu!) adını taşıyan kuvvetler ile (Adapazarı) ve yakınlarında bo « ğuşuyorlar, halifeci geçinenleri pe rişan ediyorlar., ordularının ilerileyişi önünde ka - lan milli döğüşçülerimiz, kendile - rini ezdirmeden onlarla boğuşa bo ğuşa ve yavaş yavaş geriye çekili- yor. Düşman ordularını içeriye çe- kiyor.. , Tam böyle buhranlı bir ande i- di ki, Avrupadaki sulh konferansı, Osmanlı hükümeti murahhasları » na Sevr'i sunuyor, Zamanın padişahı, bir (Salta « nat Şörası) topluyor, bu şüra dahi bir (Rey müstesna) muahedenin kabulünden başka çare olmadığı kanaatinde bulunuyor! ve 10 Ağus tos 1920 de Sevr, Osmanlı murah- hasları tarafından imzalanıyor. Bundan sonra, bunu Türk mille- tine de kabul ettirmek mücadele « sine girişiyorlar ve yapmadıklarını bırakmıyorlar: 1920 yılınm son ayları, milli sa- vasçılar, Türk milletini yer yer ak datanlarla aldananların, düşman ordularının müşterek saldırışlarına uğruyorlar: Bir taraftan düşman orduları, (Adana) da kuvvetlerimize saldı» rarak onları daha şimale çekilme « ğe mecbur ediyorlar... (25.9-920). Diğer taraftan halk arasına nifak (Lütfen sayıfayı iniz