ç Mi sanayici bir Türkiyenin Ra, müesseseleri ayrılmıştır. p Çekirge, fare, yabani domuz gibi mazruat düşmanları, o meyvalı ve meyvasız ağaçlarımız hastalıkla- rile uğraşan mücadele | teşkilâtı | 1925 senesindenberi her sene tevsi edilmiş ve son zamanlarda askeri disiplinle çalışan bir organizasyon haline getirilmiştir. Bidayettenberi kanunlaşlırılmış olan bu mücadelenin muvaffak se- mereleri karşısında hayran olma- mak mümkün değildi. Mustahsile açılan iç pazarlar Bütün bir tarih içinde Anadolu- Bun orta kısımları mahsulünü çü- rüttü, sahiller, aylarca uzak yer- lerden yiyecek getirdi. Milli hükümet, çiftçinin mahsu- İünü koruma noktasından, bir çok kanunlar yaparak bunları büyük muvaffakiyetlerle tatbik etti, Bu kanunlardan bir kaç misal alaca- | ğum. Evvelâ, dahildeki buğdayı, dış piyasasma o karşı koruma işi | zikre değer. Cümhuriyet hükümeti | buğdaya kilo başma 6 kuruş 30 pa- ra resim koymak suretile gümrük kapılarını aşılmaz bir kale gibi ör- dü. Bu sayede orta Anadolu müs- tahsilinin buğdayı sahillere aktı. wvelce her sene milyonlarca pa- ramız giderken bu kanundan son- râ ekmek için dışarıya bir para bi- le vermez olduk. Çiftçiyi koruma teşkilâtı Türkiye mütenevvi ziraat yapan bir memlekettir. Orta Anadolu hu- bubatçı ve hayvancıdır. Şu halde memleketin oldukça geniş bir sa- üzerinde halk (tek ziraatle) meşguldür. Bunun ise şimdiki gi- bi, bütün dünyayı kavuran iktisadi buhran içinde ne kadar tehlikeli ss şey olduğunu izaha lüzum yok- $ ir, Cümhuriyet hükümeti bir taraf- tan köylünün asırlardanberi tered- di etmiş tohumlarını değiştirmiye Çalışırken ve onlara mütenevvi ve | emin mahsullü ziraat . sistemini | Propaganda ederken, diğer taraf- | tan halihazır buhran düşünerek | buğday fiatini tespit (e edecek bir | kanun çıkardı. Bu (sayede köylü nün murabahacı tüccar eline yok pahasına geçen buğdayın kilosu | & 55 kuruşta tespit edildi. Devlet | Ziraat bankasının yalnız 1932 sene si mahsulünden (20) milyon kilo buğday satın aldırdı ve mübayaa- ta geçen sene olduğu kadar bu se- me de devam edilmektedir. Bazi yerlerde tüccarın iki kuru- şa almadığı buğdaya Ziraat ban- kası 5,5 kuruş vermektedir. Çiftçi- nin bol senelerde yetiştirdiği mah- sulü korunması da bir mesele idi. Sırf muhafaza edemiyeceği için buğdayını elinde tutmayan çiftçi için memleketin mühim merkez. inde ez cümle Ankara İstanbul ve Sivas ta büyük silolar, diğer ba- 31 yerlerde de fenni anbarlar inşa edilmektedir. Mühim bir mahsulü- müz olan buğday için böyle ted- birler alırken diğer zirai mahsul- ler de ihmal edilmemektedir. Mem tin tediye muvazenesi üzerinde menfi tesirler yapmakta olan pa- muklu mensucat idhalâtmin önü- me geçmek maksadile günden gü- me inkişaf etmekte olan dokuma Sanayiimizin ihtiyacı olan iyi vasıf- ! pamuğu yetiştirme plânı muvaf- fakiyetle ilerlemektedir. Ziraat sanatlarının inkişafı Ham maddeci Türkiyeden, mil- r şeyden evvel memleket müs- tahsilleri noktasmda alkışlanacak bir harekettir. Çünkü bugün 9 se- medenberi işliyen Alpullu ve Uşak şeker fabrikalarile, bu sene ilk $6- kerini çıkaracak olan Eskişehir ve temeli atılmış olan Turhal şeker fabrikası sayesinde memleketin dört mühim merkezinde pancar gibi, hem kazançlı, (hem ince bir Ziraat şubesi tessüs (o etmiştir. Bu mmtaka köylerinde ziraat kadar il sat kadar, sıhhat, içtimaiyat ve imar noktasından) büyük inki- saflar görülmüş ve görülecektir. : Bir kaç netice unun gibi, pamuklu mensucat fabrikalarımıza pamuk yetiştirecek yünlü mensucat | fabrikalarımıza. yün hazırlıyacak olan müstahsilin de işi inceleşmekte ve bu memleke- lik sebebi olduğu kadar üşte, yaşayışta bir deği- li olmaktadır. © Adana ve Nazillideki devlet pa- muk öretme ve eneme müessesele- rinden tohum alan çiftçi de, eme- ğinin tam mukabilini görüyor. Çift çi, mahsulünden emin olmadığı buğdayı, arpayı, patatesi de topra ğa atmıyacaktır. Genç Cümhuriyetin Ankara, Es. kişehir, İstanbul, (Adapazarı, A-| dana, Nazillide bulunan tohum 1s- lah istasyonlarile bu istasyonların enediği tohumları üreten öne) çiftliklerinden itibaren geniş bir saha içinde köylü bu, bin bir ihti- maınla elden geçmiş tohumu kul- Janmaktadır. Bu teşkilât yakın bir istikbalde Türk çiftçisinin bütün tobumluğunu bazırlıyacak (hale gelecektir. Eskiden pirinç ziraati yapılan sahalar, birer malarya yatağı Buradaki insanlar, beş on kuruş çin bütün sıhhatlerini feda eden vatandaşlardı. Bugün lâalettayin yerlerde çeltik ziraati yapılamaz. Bunun bir kanunu © vardır, fenni esulleri vardır, onun haricine kim- se çıkamaz. İyi iş iyi programla alınır. Cüm- huriyet hükümeti çeltik ziraatini, umumi sıbhat noktasından bir cok cihetten tahdit etmekle berabeğ, mühim milli bir gıda olan pirinç ziraatinin inkişafıma hiç bir suretle engel olmamıştır. Engel olmak şöy le dursun, onun ıslahı işine büyük ehemmiyet te vermiştir. Hariçten bir çok neviler getirtilerek verim- li çeltik tohumlarında tecrübeler yapılmış, çeltik o mıntakalarında halka mahsus nümüne tarlaları te- sis edilmiştir. Kırık, taşlı ve top- raklı yerli pirincini, temiz, parlak ve lezzetli yerli pirinç istihlâf et- miştir, Bu da ancak o cümhuriyet devrinde kurulan çeltik fabrikaları sayesinde olmuştur. Bugün Maraş- ta ve daha bazı mıntakalarda mü- kemmel çeltik fabrikaları vardır. Bunun en mükemmeli de Anka- rada kurulmak üzeredir. Şark ormanlarımızdan bir köşe Memleketimizin en kıymetli toprak mahsâllerinden olan tütü- nün sat işleri ile cinslerinin rslâ- | hı, timar usüllerinin fenni bir şe- kilde cereyanı, hastalıklarile mü- cadele gibi fenni kısımlar neşredi- len hususi kanunlarla temin edil- miş ve bir çok tecrübe istasyon ve tarlaları kurularak en münasip tü“ tünlüklerin memleketin ne taraf- larında tesisi mümkün olacağı tes- pit edilmiştir. Memleketimizde sarfedilen töb- beki evvelden hariçten gelirken bu mesele tetkik edilmiş ve bu ne- bat ta memleketimizde yetişliril- meğe başlanmıştır. Memleketimiz her sene harice yüz milyonlarca kilogram tütün ihraç etmekte ve gene bu yüzden memlekete her se-| © ne 30 - 0 milyon lira para girmek- tedir. Haşhaş ta Türkiyenin | mühim mahsüllerinden biridir. Fakat tıp sahasındaki faydasına © mukabil morfinin insanlık için ne | büyük bir felâket olduğu da malümdür. Türkiye, Büyük Gazinin & insani ve yüksek duygulara uyarak af- yon ziraatini tahdit etmek, alım ve satımını bir intizama koymak ve binaenaleyh m in sanlığa hadim kılmak için uyuştu m e sönen amra rucu maddeler kanununu çıkarmış. tır. Bu sahada beynelmilel bir an- laşma yapılarak Türkiyenin mena- fii iktısadiyesi de temin edilmiştir. Bunun gibi cümhuriyet devrin- de bakliyelerin, hayvan yemi ola- cak çayır otlarının yetiştirilmesin- de de mühim teşebbüsler yapılmış- tar. Bağcılık ve meyveciliğin inkişafı Filokseradan harap olan Trak- ya ve garbi Anadolu ve civarı vi- İâyetleri bağlarmın ihyası için kök lü ve aşılı köklü Amerikan asma çubuğu yetiştirip dağıtmak üzere gerek müvazeneiumumiye ve ge- rekse muhasebeihususiyelere ait bir çok fidanlıklar tesis edilmiştir. Ziraat Vekâletinin o Erenköy, Kırklareli, Bilecik, Manisa, Tekir. dağ, Ankara ve İstanbulda fidan- lıkları vardır. Yalnız bu fidanlık. | ların son sene meccanen dağıttığı | fidan miktarı (825,676) adet olup şimdiye kadar (50) milyon fidanı bulmuştur. Adana, Cebelibereket, Mersin, Antalya, gibi portakal, mandarin ve limon yeti: ilâ fidan tevzii için Tarsusta bir na- renciye fidanlığı tesis edilmiştir. Rize mıntakasında fındık, por. takal, limon ve çay yetiştirilmesi için de 1924 senesinde bir kanun çıkarılmıştır. Nitekim bu mıntaka- da bir de fidanlık kurulmuştur. Bu kanun sayesinde bu mıntaka- da çalılık yerlerde 92,661 dönüm fidanlık (24,711) dönüm portakal, limon bahçesi tesis edilmiştir. Gaziantep'te, dağları baştan ba- $a örten fıstık ağaçlarının aşılan- dırılması ve halka meccanen fidan dağıtılması için bir fıstık Fidanlı. ğı kurulmuştur. Türkiyenin mühim istihsalâtın- dan olan ipekçiliğin inkişafı için Bursada bir İpekçilik ve böcekçi. lik Enstitüsü kurulduktan başka Bursa, Bilecik, Şarköy, Antalya, Erzincan mıtnakalarında mektep. ler ve dut fidanlıkları tesis edilmiş- tir. Bu saydığımız — fidanlıkların 1924 senesinden beri o meyveli, meyvesiz ağaç olarak dağıttıkları miktar (2.5) milyonu bulmaktadır. Cümhuriyet devrinde O hususi meyve ağacı ve asma fidanlığı bu- lunan vilâyetler şunlardır: Ankara, Afyon, Antalya; Gü- müşhane, İsparta, Burdur, Bursa, Balıkesir, Kırklareli, Kastamonu, Kütahya, İstanbul, Diyarbekir, De- Mi iğ Motörleşen ziraatimizden bir nümune nizli, Çanakkale, Eskişehir, Edir- me, Gaziantep, Kocaeli, o Zongul- dak. Bunun gibi, memleketin bağcılı: ğı tetkik etmek ve satım nokta- sından en iyi vasıfları taşıyan ü- züm neyilerimizi ayırt etmek ve saire gibi fenni ve iktrsadi husus- larda çalışmak üzere (931) sene- sinde İzmirde bir bağcılık enstitü- ve bu adet bugün 19 misli fazlasi- MİLLİYET PAZAR 29 RİNİEVVEL 1933 sü tesis edilmiştir. Meleoroloji enstitüsü Cümhuriyet hükümetinin mem- lekete mahsus bir ziraat ilmini kur- himmetleri e- hemmiyetle zikre şayandır. Cümhuriyetin yarattığı Meteoro- loji Enstitüsü 1925 senesinde tees- süs etmiş ve 1928 senesinden iti- baren de geniş bir teşkilâtla çalış- mıya başlamıştır. Bu müessesenin vazifesi ziraat ve istihsal işlerin- deki faydalardan başlamak sure- tile memleket ziraat ve iktısadiya- tına yarayacak surette malümat toplamak ve bunları neşretmektir. Türkiyenin iklim mıntakaları bu müessesenin klimatoloji rasatlari- le meydana çıkarıldığı gibi,hava bâ diselerile zirai mahsüllerin muh- telif safhaları arasındaki münase- betler de tetkik edilmektedir. Memleketin dört bir köşesinde dağılmış ve merkezdeki Meteoro- loji Enstitüsüne bağlı (22) adet bi- rinci smif, (25) adet ikinci sınıf, (S5) adet te üçüncü sınıf istasyon vardır. Meteoroloji Enstitüsü (günlük, aylık ve senelik neşriyat yapmak- tadır. Hayvan ıslahı Yerli tavukları ıslah ve Legorn, Rodayland tavuk cinslerini tamim etmek ve tavukçuluk üzerinde ilmi tetkikler yapmak üzere (o kurulan Tavukçuluk Enstitüsü iki sene zar- fında (30) bin yumurta ve 4020 damızlık horoz, tavuk, piliç tevzi etmiştir. Müessesede bir halk kur- su açılmış ve 80 kişi bu kursa de- vam etmiştir. Çok yeni olan mües- sese her sene tekemmül etmekte- dir. Ta memlekete çok fayda veren bir ziraat şubesi ol makla beraber Türkiyenin hayvan- cılığına nispetle ehemmiyetinin az. olacağı da tabiidir. Fakat bu tavuk! çuluk işini bilhassa şu noktadan, Türkiye Cümhuriyetinin en ufak ziraat şubeleri üzerinde de çalıştı- ğını tebarüz ettirmek noktasından ehemmiyetli almalıdır. Türkiyenin atçılığı, sığırcılığı, koyunculuğu, tiftikçiliği gibi doğ- rudan doğruya hayvanatı ve bun- ların mahsülleri üzerindeki çalış- maları değerli işlerinden sayılma- lıdır, Hayvanlarımızın ıslahı işi 10 sene içinde büyük inkişaf arzetmiş tir. Cümheriyet hükümeti, saltanat idaresinin, süs olsun diye getiril miş 31 başsaygırını tesellüm etmiş le (584) e çıkarılmıştır. İnalı, Çifteler, Mercimek, Ak- çadağ, Uzunyayla ve a 6 adet aygır deposu ile birlikte 44 vilâyette de ayrıca ufak depolar kurulmuştur. Köylünün hayvanla- rı buralarda aştırılmak suretile te- miz döller elde edilmiştir. 10 se- ne zarfında 42,627 cins lay ve at elde edilmiştir. Karacabey, Sultan suyu, Çukurova haraları gene Ka- racabey, Sultansuyu Çifteler, Kon- ya inekhaneleri hep cümhuriyetin eserleridir. Memleket köylüsünün elindeki hayvanların ıslahıma yar- dım için teşvikler yapılmış, her s€- ne bir çok yerlerde sergiler ve hay- van panayırları açılmış, yarışlar yaptırılmak suretile ayrıca bir çok mükâfatlar dağıtılmıştır. Şimdiye kadar sergi ve yarışlardan (1.5) milyon lira teşvik parası verilmiş- tir. İklimimizin müsaitliğine rağmen ihmalleri - saflı ti irülmüş olan yüncülü. ğümüzün ilerletilmesi için Merinos koyunculuğuna ehemmiyet veril rağ Ke hükümetinin eseri olan milli sanayii nesçiyenin bu sahadaki yardımları da zikre değer bir iştir. Bunun gibi, bütün dünyadaki menşeini Anadoludan alan tiftik- Orta Aandoluda ıslah edilen bir tiftik sürüsü çiliğin inkişafı ve bozulan ırkların için atılan adımlar çok kıymetlidir. Türkiye Tiftik Cemi- yetinin nümune sürüleri, nümune ağılları, nümune sof fabrikaları vücuda getirmek: suretile görülen faaliyetlerini (otakdir Oetmemek mümkün değildir. Milli fabrikala- rın, askeri fabrikaların, dokuma- larında 430 tiftik kullanmaları, iktisadi buhran ile sarsılan tiftik piyasasını; tiftik müstahsilini ko- rumada değerli bir amil olmuştur. İklimimizin ve (o hayvanlarımızın hususiyetleri düşünülerek sığırla- rımızın slahı için yapılan teşeb- büsler, getirilen binlerce boğalar, da 4 in ai alk Ankara Ziraat Enstitü: lâboratuvardan bir köşe asırların ihmal ettiği Türk köycü- lüğünü ihya etmektedir. Hayvan hastalıklarile mücadele Cümhuriyet idaresi hayvanları. mızın ıslahı işi kadar hastalıkları- na da ehemmiyet vermiştir. Nasıl ki, köylünün, çekirgeden, fareden, türlü haşerat ve (o hastalıklardan mahvolan mahsül ve ağaçlarını ko- rumak için muazzam bir mücade- le teşkilâtı, lâboratuvarlar, istas- yonlar kurulmuşsa, onun gibi köy- İünün mühim bir serveti olan hay- vanlarının da sâri hastalıklardan korunması için ayrı teşkilât yapıl- mıştır. Osmanlı İmparatorluğunun bir türlü muvakkat halden esaslı bir şekle sokamadığı hayvan sağlık zabıtası kanunu, cümhuriyet dev- rinde bütün şubelerile kurulmuş- tur. Islahıhayvanat kanunu, hay- van sağlık zabıtası kanunu, ağıl lar kanunu, Merinos koyunu tevzii kanunu, hayvan sağlık zabıtası ni- zamnamesi ve bu kanunlara ait ta- limatnameler, fenni ve idari cep- heden muvaffak eserler balinde çıkmışlardır. ; Hayvan hastalıklarile mücadelede Türk kafasının, Türk ilminin kıy- metli semereleri görülmüştür. A- sırlardan beri bütün dünyanın mü- cadelesinden âciz kaldı; basına karşı olan devi ilim adamları keşfetmiştir. Bunun gibi diğer hayvan hastalıklarına karşı da milli ilâçlar, milli müca. dele metotları bulunmuştur. Türk | antraks vakseni bu meyandadır. Sığır vebası, antraks, çiçek, borbon, keçi pasterellozu, ârazi cemre, hummayi kılâi, ruam, ve. rem, durin uyuz ve ilâh.. İşte Cümhuriyetten evvel Türk ha yancılığı, böyle bir hastalık kol leksiyonu idi. Ve bu hastalıki her sene milyonları, 10 milyonla” rı, 100 milyonları bulan zarari le memleket köylüsünü, mem bayvancılığı, memleket iktisadi. yatmı kemirmekte idi. Eski zamanların insanlar için kolerası, taunu ne idise, 10 sene evveline kadar. vebayi bakaride Türkiye hayvancılığı için © idi, Bu hastalık okadar ilerlemişti ki, | hayvan ihracatımızla memleketi milyonlar temin ederken, bu yüz- den ecnebi memleketler bizden tek bir hayvan almaz olmuşlardı. Hastalık içerdeki ziyanları yetmi- | yormuş gibi, iktısadi mu: n miz üzerinde de hastalıklar yapı. DE 4 Nihayet Cümburiyetin keskin inkılâpçi eli, köylünün, Türk mü bu derdine de deva ok iz İ Bir zamalnar en âdi ilâçları bi- le dışardan gelen bu hastalıklarla bir taraftan mücadeleye başladı; diğer taraftan da lüzumlu müesse | selerini kurdu. Bu gün başta en mühimleri ole mak üzere memlekette (30) muh | telif hastalık serum ve aşısı yapıl | makta ve bu müesseseler Türk ka | fasiyle, her gün ilerliyen Türk il. miyle idare edilmektedir. Eskiden binlerce köyde, 10 bin lerce hayvanı öldüren ve milyon. | barca Türk lirası zarar veren sığır vebasının 1933 plânçosunda talıklı köy adedi sıfır, ölen vi van adedi sıfır, Türk lirası za, sıfırdır. 5 Makineleşen ziraat gl Bu makalenin başımda milli mücadeleyi müteakip (umumi ik- tısadi kalkınma) hareketinde mil- li hükümetin tesir derecesinden bahsederken Türk ziraatini mül&” neleştirmeğe matuf siyasetini de kısaca anlatmıştım. Umumi harp esnasında hükümet bazi ziraat ketleri getirterek | bu yolda yürü” meğe çalışmıştı. a Fakat karasapan ziraatini bi. raktırma işinin azametini takdir e demiyen erkânı hükümet o bu işin otomatik yürüyeceğini tah min etmişti. i Etmemiş olsa idi, vücude getir | diği mevama askeri olan bu teşki lât memlekete bir çok (Ziraat â- | letleri mezarlıkları) | bırakmış ol. mıyacaktı. İşte muvaffakiyetsizliklerle ne ticelenmiş olan bu hareketin, son radan Cümbhuriyet idaresinin elin de nasıl inkişaf ettiğini anlatalım. Köylüye toprak z Harp sonunda, Türk köyli anl olduğu kadar top kalmıştı. 1341 bütçe kanunu ve 716'n maralı kanununa naden muhitin şeraiti ne göre topraksız op lı halka 20 senede ödenmek üzere milli araziden 96,115 nüfuslu 22,233 nileye 731430 dönüm a- Tim 3 rıca bir tarafta bir istih. sal mi dururken öğe mii a ziraat edilmiyen geniş çiftliklerin istömlâkiyle köylüye | (1505) maralı kanuna istinaden beş ğ yeni erisir yüz seksen yedi li. ra 76 nüfuslu aile yerleş- tirilmiştir. Bunun gibi Lozan muahedesi mucibince Yunanistandan memle- ketimize mübadele edilmiş olan vatandaşlara 7,618,000 kilo zahir re 22,994 çift öküz, 27,501 pulluk, traktör, çayır ve orak makinesi, çift edevatı dağılmıştır. zi 4567 ev inşasiyle (66) yeni köy vücude getirilmiştir. Netekim di | ger yerlerden memleketimize mü- racaat eden halkada 1,567,.472” dönüm tarla, bağ ve bahçe mecca- nen verilmiştir. ; İşte böyle halkı toprak sahibi (Lütfen sayıfayı çeviriniz)