1 Eylül 1933 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 4

yeli karıştığı kafilenin inkılâpçı heyecanını kavrıyamadığı hal - de onu kavramış ve ona inanmış gibi görünen şahsiyetsiz adam, zâhiren bu umdelerin hepsinin seyda âşığıdır. Ateşli va sadık müdafiidir. Fakat onun bu aşhı ve bu harareti açık ve vesikalı kaypağın hiç maskelemeden ortaya koyduğu imansızlığını, bunun zâhiri bi inkılâp hassasiyeti altında ve fahat ayni şahsiyetsizlik- le ortaya alması için mâni değildir. Meselâ bu şekilde bir kervana karışana göre: — Desletçiliğimiz bir milli prensibimizdir. Ama, geçici bir milli prensibimizdir. Fakat iş buraya gelince tabü imansızın, sahsiyel- sizin rolünü daha ilerilere götürmemesi için de hiçbir mania kal- maz, Çünkü bugün devletçilik maalesef, milli rejimimizi kül halinde inkâr edemiyenlerin kinlerini ve tehevvürlerin! sorbest- çe ortaya dökebilmeleri için bir perde haline getirilmiştir. Bine- enaleyh inanmadığı işlere ve inanmadığı insanların hervanına karışan aıdamın devletçilik perdesi önündeki boks tecrübelerinin arkasından bittabi çok geçmeden derhal şu kerametler belire - cektir: Lüiklik bir milli prensibimizdir ama, geçici bir milli prensibi- mizdir! — Müliyetçilik bir milli prensibimzdir ama, geçici bir milli pren- sibimizdir! — Cumhuriyetçilik bir milli prensibimizdir ama, geçici bir milli prensibimizdir! Ve sâire... Fakat biz burada yalrnız şunu isarat edelim hi: Kaypaklık ve imansızlık tarih içinde her inkılâbın ve her ileri hareketin daima karşılaştığı ve daima mücadele elttiği tabii bir irtica hüdiseszidir. Fakat bu irticaım her ileri hamlede kendir.: göstermesi, nekadar mukadderse, her hkendini gösterişte de a kadar insafsızca tasliye olunması gene ayni suretle tarihin tabil ve kal'i bir zarureti ve kanuniyeti olagelmiştir.