Edebiya! Secil Sorel, Marlöne Dietrich ve Paul Verlain'in büstü. Yakup Kadri. Şu köhne garp cemiyetlerinde hüküm süren buhran yalnız ikti- satça ve paraca değildir. Bu cemiyetlerin en bellibaşlı örnekle- rinden biri olan ve Avrupa kültürünün kaynağı sayılan Fransa herşeyden ziyade kala ve ruh krizi geçiriyor. Cöcil Soerl'in, ellisinden sonra Molisre evini terkedip basbaya , bir Music Holl artisti olmağa gidişi Pagan medeniyetinde Pan | mabedinin yıkılışı gibi bir şeydir. (Zira, bütün Fransız fikir ve politika prenslerinin kavillerine göre bu kadın daha düne kadar Comâödiea Française'in en sağ- lam temel direklerİinden biri idi. Comâdie Française ise frenk kül- türünün mukaddes ocağıdır. Demek ki Sorelin çekilişiyle bu ocak kökünden sarsılmış oluyor.) Gerçi Cöcil Sorel, otuz yıl, tam otuz yıl, Fransız dilinin nüfuzu- nu ve Fransız edebiyatının sahne zaferlerini emsalsiz bir kud- retle taşıdıktan( yaydıktan ve hattâ, belki de yükselttikten son- ra, şimdi, zenci çalgıcılarla, melez oyuncuların arasında kendi- ne yer aramağa gitli. Montmartre salonlarının bu acemi dansözü duha bundan birkaç zaman evveline kadar Clömenceau'nun &«Sorel, siz, devrimiz üstünde bir zafer bayragı gibi yükselmektesiniz!» diye hitap et- tiği ve Maurice Barres'in «Cöcil Soarel Fransanın büyük zekâsını kafasında ve bütün güneşini eteklerinde taşıyor.» diye yazdığı büyük san'atkârdır. Pariste halk, bu sanat faciasna ağlamak şöyle dursun şaşmadı bile. Com&die Française'de yapılan bir ayrılık gecesinde, bir Montmartre şairi herkesin duygusuna ve düşüncesine şu sözler- lc tercüman oldu: «Bundan sonra Sorel'i altı franga seyredece- ğiz.» ve bütün sal dakikalarca bu kaha nükteyi alkışladı. O aksam, zaten, ne C&cil Sorel Moliere'in evini terketmenin, ne de 25