misali zikredebiliriz. Tanzimata kadar Osmuaunlı İmpax.uoılugımdxı. mnalis- lümanlar için ayrı bir hürriyet ölcüsü reüyh için keta ayrı bir hürriyet ölçüsü vardı. Tanzimat fermanı İle beraber, güya bu iki ölçü birleşlirildi. Fakat memleketin hariç ile olan hak mukayesçsi bakımından imparatar - Tuğun bülün sekenesi, garp imperyalizminin emrine reâyâ yazılmış oldu. Filiyat sahasında bu hazin haksızlık hüküm sürerk n, bhürriyetin kitapça tarifi, Osmanlı münevverinin kafasında dn Fransada yahut İnrilterede olduğunun aynı idi. Son bir misıAl olmak üzere, şu aylarda şahidi kaldığımız Küba ihtilâlini ele alalım Küba vaktile İspanyollara ait idi. Amerike burayı İspanya ile yup- tığı muharebede muzaffer çıklıklan sonra işgal elli. Bu esnada bir kusya- bm Amerika lehine büyük yararlığı görüldü. Bu kasap, Küba'nın Ameri- kaya firar etmiş olan Cumhur relsi Muchada'dar. Bu adam, hütün cum- hur reisliği esnasında, Küba'da Ametrikan sermayesinin — menfnatlerini temsil eltli. Parlâmentoculuk purayanası arkasında hürriyetin kuklasını Ooynattı. Fakat yaptığı zulüm ve şiddet, yalnız kendisine ait kaldı. Ame- rika, bu gibi hareketlerin mes'uliyetinden daima sıyırılabildi. Küba halkı şeker ve tutünün bütün kârımnı karşı baraftaki elendilere terketti. Mem- lekette eğer bir kısmı kaldı İse, o da hükümet merkezinin hir Monte-Carlo olmasına vahut karşıdan gelecek efendilerin leki Yyaşazı olmiyun kabare- lerde dünyanın dört bucağından ithal edilmiş kadınlarla hoş vukit Keçir. melerine tahsis edildi. Küba'nın kendi haklarına mnlik olmaktan nekadar Hzak olduğunu ve oradaki parlâmente ve halk hâkimiyeti düstürlarının ne kadar sahte ulduklarını bu seferki ihtilâ) tamamen açıfa vurmuştur. İhtiAli yapanlar, Machade'yu devirmekle iktifa etmek istemediler. Asıl şiddet ve zulmün kimin namına yapıldığını ve ne taraftan geldiğini tes- bit ederrk Amerikan emperyalieminin borvunduruğundan kurtulmuk iste- diler. Yaplığı ihtllâlin hazı ile, holk hükümeti Kübu'yı Amerikaya teslim eden müahede maddesini tanımamak teşebbüsüne girişti. Şimdi Küba önlerinde yirmi otuz harp gemlsi yatıyor. Küba'daki idure yelkenleri suya indirinciye kadar bu gemilerin topları ihtilâl hükümeline doöğru çevrilmiş kalacaktır. Halbuki bu gemileri oraya günderen devlet reisi, Amerikada, çiliçi ile ameleyi korumak icin sanayiciler ve bangerlerle merhametsiz bir mücadele halindedir. Bir kaç yüz kilometro ötede hak ve hürriyetin yeni bir tarifi için mücadele eden ndam, beri tarafta eski tarili bile bir takim inşanlara bagzışlımak istemiyor. İşlte hürriyet onu mücerret munasında alanların zannettiğinden bu kadar uzak ve cemiyetlerde hâkim olan İk- tusadi, İçtimai ve siyasi ölçülerin heyeli umumiyesile bu kadar sIkı sıkıya alakadar bir şeydir. «Filin memlekette hüriyet var. Filân memlekette hürriyet yök» demek hiç bir şey ifade etmez. Noğru olan, Hüriycti eemiyetin bütün davalarile beraber mütalea etmek ve onun hakkında ondan sonra hükümlere var- maktır. Fransız ihtilâli, kapitalist ve ferdiyetçi — ideolojinin zaferl idi. Bu zafer, islikrarını 1848 de yaptı Fransız ihtilhlinin gâyel muayyen bir hürriyel telâkkisi vardır. Bu telâkki İle «hokuku beşer beyannamesiz inde kurşi- 30