“gi yö (Maurice Costantin Weyerjin “Bir adam mazisi üzerine eğiliyor, isimli eseri kazandı. Fransada feska- ide rağbet kazanan bu eserden bir kaç sahile tercüme ediyoruz; Kanadaya muh»cerçt eden “Monre,, ismindeki genç Fransız. hayvan be: lediği Kanada çayırlarını terkediyor ve ormanda yerleşerek çiltçi oluyor. Etrafında İrlandalı, var. Bu çihilik şehirlerden çok uzakta: dır. Monge İrlandalı bir kızı “Hannah,ı İskoçvahı sever, “Archer, isminde bir İngiliz genci “İlannah,, ile nişanlıdır. “İHan- nah, Mönge için nişanı bozar Kış gelmiştir. Mönse, evlenmeden evel, yerlilerden kürk satın almak için kızağı ile şimale hareket eder. “Paul Durand., ismindeki diğer bir Fransız, “Hannah,in heinsiresi ile ni şanlıdır. (Paul)de onunla harek £ eder Avdette (paul Durandi) ölür, (Onul)ün ölümünü anlatan aşağıdaki parça, kitü- bahçe bozuntusu tozlu bir meydanın sonunda fahta per- delerden yapı'mış bir ayrı da- ireys götürdüler. Küçük tahta bir kapıdan girilen bu daire bir aralık üzerine iki geçeli açılmış kapılar ile âdeta bü- yükçe bir deniz hamamın. an- dırıyordu. Yapacak bi: şey kalmamıştı. Hemen bu localara dağıldık. ismail Hikmet 1929 “Goncourt,, unun birincisi Bir romandan parçalar 1928 senesi (Goncourt) müküfatır bint en güzel, en heyecanlı verlerinden biridir. Uyand &ım zaman ateş sön- meye yüz tutmuştu, bir kaç kuru odun parçası, doğan gü- nün yarı aydınlığında küçük mavi, portakal rengi alevler uçuşturdu. (Peul)ün başı b'raz ağırlaş- mıştı: Masd! Ah, bukiz onu hakikaten kendine bendetmişti. “Gözleri hiç bir şey görmiyen adam! git, ruyarda bile ahmak yüzünümü göreceksin 1... Ben biraz yemek istiyorum , Köpekler ihtimamla don- muş balıklarını dagıtım. Elinde kırbaç bekçi vazifesini görü- yordun. Hayvanlar, en ufak dikkats zliğ mden derhal istifa- dye amade bir surette, yan gözle beni gö:etl yo'lar ve hırsla etleri par alıyorla dı. e Penbe ağızlarında kurşuni renkle bir hamur parlıyordu. Köpekleri yedirdikten sonra ateşe bir kaç odun attım velir gün terkeltiğimiz hamulemizi msya gittim. Tam zamanında avdet ettim; rüzgâr, karı kazımaya oturmuş bir işçi gibi idi ve sert, ya kıcı, ince alçaklarda evel ara- bir toz uçuyordu. Bu tozun biraz sonra yükseleceğini, arzın karlı sat- hından hayatı silip süpüreceğini bili,ordu. İhtimal kurtlar da barı.mak içn karların içine gömülmek istiyeceklerdi. Evet bu, yırtıcı ve zalim bir fırtına başlangıcı id. İçimde uzak cetlerimin, kablettarih devirler- de, benim gibi soğuk, açlık ve yorgunlukla mücadele eden sert ateşli ruhu uyanıyordu... On- lar gibi ben de galip geliyor- dum... Ben de onların neslin- den idim... Gözleri hâla görmeyen( Pa- ul Durand ) 1 uyandırdım; ma- mafi, arkadaşım, ateşin ışığını müphem bir surette fark etti- ğini söyli. Harareti fazlaydı. İndirmek arzusiyle .ona hafif fakat çok sıcak bir çay veri- yordum. Ruzgâr, başlarımızın üzerinde kavakların beyaz: iske- etlerini y rgunluktan ik bük- lüm yaparken, bende arka- daşıma bu scak mayiden su- nuyordum. Bu adam (ölüm) e kendini teslkimeden bir adamdı." İstirap çekiyor mu idi? Beni temin etti. Yalnız kendini çok zayıf hissediyordu. Bana uzun uzun (Magd) dan bahsetti: Oou