gi sidip te oc Mademki yorgunsu siz yatın, ben hepsini hazırlar m... siz benim daha yeni geldiğimi sanı orsunuz? Justa da benimle geldi, her uşuyacağım, siz de vapacak. Ben uyuyun. İl ençereyi Kapattı; oda artik yyanm ve ılık bir karanlık içinde idi. Ro- mana soyunup arkasında sadece gömleği ile yattı. 'Thomâ'nin vücudunda bir gevşeklik var, esne- di, yatti; bir müddet içi rahatladı, tavana bak Akat uUyuyamıyaca- ğını anlayınca kalkıp çıka, ORomana ftahar rahat uyu yordu. S5 neler geçtikçe Tho- me'nin korkuları artiyor, marazi bir hal alıyordu. Romana arak kızıyordu. — Siz aklınızı mi kaybettiniz? Be Allah'ın kulu, bn ne iş”. ölüm- den. başka düşünecek bir şey vok mu?.. Bir kere bana baksanız al Ben sizd.n yaşlıyımama ok şükür kafam sizin kinden sağlam! sök gürleset hemen Romana'yı çağırır ve uk bir sesle, köpek- koğmasını rica ede- hayvenlar onu derdi. İsmi rSUNUz? bir şey vurayım, 1Z, Uvuyun. , mantosunun düğmelerini — Bir pazar günü kiliseye pide- ölmekten korkardı; ta gençliğinde zenüi Silyino papa'ya vurduğu bıçak hala zihnini işgal ediyordu. Ba hüngür lim, Romana,o Kadar güç bir şey (o İerdi. HAYAT,IT. sofrada, yatakta hüngür ağlamağa başlar ve Romana nın Sualine cevaben, her tarafı ağrı- dığı için artık yaşıyamıyacağını söy - Gayyayı gördüm Dar, ince bir merdiven, bir daha ve bir daha... İndikçe derinleşen, koyulan bir karaltı, Girinti çıkıntılar, derinden yomurtalar: Burası bir yeraltı, burası bir yeraltı... Kızıllaştı, değişti karaltı birdenbire, Gözümüzbe bir Gayya tutuştu gire gire. Dadıdan dinleyerek, hocadan işiterek Çocukken rüyamıza giren “Gayya kuyusu, Tıpkı böyle karanlık, derin bir cehennemdi, İçinde ne hava var, ne güneş var, nede sul.. İşte o cehennemi, o gayyayı gördüm ben , Ve bilmem nasıl baktım bakışlıırım sönmeden! . © Zındanda cayır cayır yanan bir kor yığını Karşısında, elinde kürek, iki zebani, Durmadan hız veriyor bu kocaman ateşe, Lâkin bu cehennemin günahkârları hani? Ateşe hız verende yananda kendisi dir, “Zebani,, dediklerin, “vapur amelesi, dir... G Ateşçi o Gayya da tutuşurken bütün gün, Aldığı para ile doymayor karnı bile... Mezarda yeni çıkmış bir iskelet halinde Ateşe hız veriyor terini sile sile... Temiz havalı, serin güvertelerden inin, Gayyaların önünde bir an ürperin, sinin!.. Şüküfe NMıhal Ah! Biliyorsunuz ki ben ölümden kork- muyorum, Fakat insan diri diri gömülmesi ihti- malini hatırına getirnce...! Göğsüme bir bıçak sap- layıverseler oOdaha iyi olacakl.. Münakaşı ederler ve Romana onu biraz avut- mak için, tarlada yapıl- ması lazım gelen şey- lerden obahsederdi. O zaman da Thome içini çeker ve gene şikâyete başlardı. — Ah benim artık bir Kahve bahçesini bile temizliyecek halım yok, ollârım tutmuyor ki! Filhakika artık kendi haline bırakılmış olan şin a yordu. Romana hâlâ en yakındaki portakal ağaç- larına bakıyordu ama © mek için kuvvet bulam- yordu. Thome avluda oturur, etrafına bir göz gezdirir ve malının böyle harap olup gittiğini görerek yeisle başını o sal'ardı. Yabani ot, sanki bürün bereket senelerinde top- rağın altina gizlenip bu günleri beklemiş gibi her enince yıldırımın ken Kolu kanadı üne gelmesinden korkarak yıldırım değil! sabahleyin erkenden ; buradan, #elimesini ağzına almazdı. Daha ilk i şimşeklerde titremeğe başlar ve ıncik yağmur yağmıya başlayıp ta gök gürültüleri bir köprüden geçen ük. arabaları 'takırsı ile uzaklaştı ğı #xman biraz sükün bulurdu. kirilir, hastalanır ve arla, yalvararak bir papas çağırnl- asci isterdi. Günahları çıkarılmadan çıkursak rahat rahat yetişir, öğleye de ewe. dönmüş oluruz. Karısı razı olur, fakat pazar selin o Kemire ce Thome ağıılarırdan, zafiyetinden, bacaklarında o derman olmadığından yahseder inlerdi. işe yaram tarafı, eski malikânesini kaplamağa başlamıştı. Bir sabah Romana, artık hiç bir ıyan, ihtiyarlaşan, her taralı mn ve ormanda kayboldukları zaman kendisini de yoran öküzlerle koyunları satmağı teklif eni, Thomö Jakaydi ile omuzlarını silkti. - Çok yorulayoram! En iyisi — Sansı! Zaten ne olursa olsun gidip papastan rica etmeli deo bu- Ogünün birinde ya ölecekler, yahut raya gelsin! kaçacaklar...