Kurtuluşun sırları; 4 Aslan aga Kasabanın içinde “ Aslan Ağa, dediler mi, herkesin yarı korkudan, yarı hörmetten di- van duracağı gelirdi, Aslan Ağa hem şişman hem pala bıyıklı, hem çam yar- ması gibiydi. Kasıklarından gırtlağına kadar kat kat cep- hane vardı. Sağda bir nağantla iki bomba asılı, solda bir parabellomla iki bomba. Silâh- lığının içinde gümüş saplı bir kama, kemik kabzalı bir kulaklı sağrısında bir Trabzon pıçağı taşırdı. Diz kapaklarının s:ğın- da solunda bile birer söğüt yaprağı Bursa pıçağı sallanı dı. Arkasında en az on kiş! yürürdü ve hepsi el pençe... Aslan Ağa, düşman memle- keti istilâ eltiği ve kuyayı Milliye başladığı gündenberi hep bu kalıp ve kıyafette idi. Teşkil ettiği çetelerin umum kumandanlığını yapıyordu. Aslan Ağa camiden çıkmaz- dı, cıksa bile ya medresede müderris ya muvakkithanede mültiyi görmek için çıkardı. Kasabada ne meyhane kaldı, ne kahvehane.., — Ahmet Beyi oruç yetken götdük, Demişler. O gün Ahmet Beye kasabanin pazat yerinde alenen yedi defa bit b'ri üstüne tecdidi iman ettirdi. — Hüseyin Efend Cimdallı hocanın — vaazını beğenmedi. demişler. O gün Hüseyin Efen- diyi karısından boş ettirdı ve üç ay sonra kırk bir şefsatçi huzurunda nikâh tazeletti . Bir yumrukta erkek mandayı devirdiğinı, se- kiz on ay içinde on yeti bin düşman kesti- gin: söylerlerdi. Haftada ıki gün medrese aylu- sunda mezatla malı ganimet satılırdı: Keçi- ler, koyunlar, sığırlar, oatler ve saire... Paraları; mai- yetine odağıt- mak için hep kendi. alırdı. Ama düşman- dan aldığı bu (ma'ı gan'met) leri düşman A- tinadan getir memişti. Bu malar, düşman taraf nda kalan Türk köylülerinin kendi mallar ;ydi. Mektepli, setre pantalonlu gençleri (o çarşıya (o çıkmaktan menetti. Aslan Ağa böylebir Asan Ağa idi. Artık Aslan Ağa dedilet mi, yari korkudan yarı hörietten kim divan durmaya b lirdı? Sokaktan geçerken takla attırmadığına şükür | Hiç bir müfreze, hiç bir çete, hiç bir kimse Aslan Ağayı bir defa olsun cephede muharebe ederken görmemişti. Aslan Ağa muvakkithanede tespih çeke- rek düşmanları tepeliyor ve paraları istif ederek vatanı mü- dafaa ediyordu. Ö günlerde Avrupadaki tah- silinden dönen bir genç, o kasabanın bir evladı geldi. As. lan Ağa beşikten beri tanıdığı bu kasabalısına metelik ver- med, hâtta çıkıştı; — Gâvur memleketlerinde okursunuz, işte böyle gâvürlar memleketi zapteder, Genç; ses çıkarmadı, Milli müfrezelerden — birine girdi. Aslan Ağe halâ baş kumandati- di. Bir gün bir köprü atılâ- caktı, Seherle düşmanın sağınâ taarruz edilecek ve bu esnada köprü uçurulaeak, Pilan hazır- landı. Gâyur memleketinden gelen delikanlı, kalabalıkta: