ce oradan bir miktar borç almış du- rumdaydılar. Atari'ye olan yüküm- lülükleri yalnızca mali konularda de- ğildi. Özel çipler üzerinde Atari fir- masına bazı haklar veren kontratlar da yapılmıştı. Bilgisayar dünyasının en büyük patronlarından **Boss” Jack Tramiel kavgalı bir şekilde Commodore'dan ayrılıp Atari'yi sa- tın aldıktan sonra, Commodore'a karşı sürdürmeyi amaçladığı intikam savaşının en iyi silahı olarak AMI- GA'yı görüyordu. Jack Tramiel, bilgisayar sektörün- de sert bir işadamı ve kulağı delik bir kişi olarak tanınıyordu. AMIGA'yı olabildiği kadar düşük bir para kar- şılığında satın alabilmek için elinden gelen bütün çabayı gösterdi. AMIGA takımını büyük bir baskı altına aldı, kontratları öne sürdü ve eğer onunla birlikte çalışmak istemiyorlarsa aldık- ları paraları hemen geri ödemeleri için tehditler savurdu. Bu işleri yapar- ken AMIGĞA Inc.'in iflasın hemen eşiğinde olmasına güveniyordu. Gö- rüşmeler sırasında AMIGA Takımı zaman bakımından sıkıştıkça o da önerdiği parayı indiriyordu. Başlan- gıçta hisse başına bir Dolar vermeyi kabul etmişken, giderek bu fiyatı 70 Cent'e indirdi. AMIGA'cıların baş- langıçta istedikleri fiyat ise yalnızca 1.25 Dolar'dı. AMIGĞGA'cıların ken- di bilgisayarlarına sahip olma fikri, büyük bir hızla korkulu bir rüyaya dönüşüyordu. Durumun artık kesinlikle çaresiz gibi gözüktüğü ve Tramiel'in AMI- GA'yı artık kendi ellerinde görmek- te olduğu bir anda Commaodore fir- ması devreye giriverdi. Tramiel'in es- AMIGA programcısı R.J. Mical ki ortağı ve Commodore'un patronu Irving Gould, AMIGĞA'yı yeni duy- muştu ve ilk aşamada hisse başına dört Dolar önerdi. Bu fiyat, Atari'- nin önerdiğinin yaklaşık beş katıydı ve Tramiel ister istemez yarış dışı ka- hverdi. Commodore, AMIGA Inc.'i 27 Milyon Dolar karşılığında satın al- di AMIGĞA'yı geliştiren ekipte yer alan ve anlaşılabilecek nedenlerden ötürü adını vermek istemeyen biri, *“Tramiel'in en büyük hatası pek cen- tilmence olmayan pazarlık taktiğiy- di. Bizim açımızdan ATARI hiç an- tipatik değildi, ama hiçbirimiz Tra- miel'le çalışmak istemiyorduk. Sü- rekli “*Vahşi Adam”' rolündeydi ve pratik olarak bizi Commodore'un el- lerine itmiş oldu. O sırada bize her şey,Tramiel'le çalışmaktan daha iyi Ne demek bu *““Guru - “Guru Meditation” kavramı, AMIĞA işletim sistemini yaratan programcılardan kaynaklanıyor. AMIGA İnc., Jayboırg olarak adlandırdıkları bir ürün üretti. Ge- niş bir kaykay tahtası görünümün- de olan bu alel bilyeli bir mafsa- lın üzerinde duruyor. Üzerine otu- ran kişi kendini bir yana doğru eğ- diğinde, bu alet bir Joystick gibi sakinleşmek için kullanıyorlardı. Hintli bir Guru gibi bu oynak tah- tanın üzerinde oturuyorlar ve Joy- board hareketsiz kalana kadar me- —.M m2'” ditasyon yapıyorlardı Bu süre içinde kendilerini konsant- ni soruna re ediyorlar ve ne olmuş olabile- ceğini düşünüyorlardı. sekinleştik- ten sonra da yina bilgisayarın ba- şına geçiyor ve programlama ça- lışmasına devam ediyorlardı. Hat- taR.J. Mical, bu hızlı sakinleşme- yi puan vererek ödüllendiren bir oyun yazmayı bile düşünmüştü. Bu oyunda amaç, High-Score lis- tesi yerine Nirvana'ya erişme ola- caktı. Sistemde ortaya çıkan her hata meditasyon yapmaları için bir fırsat yarattığından, AMIGA'da- ki hata uyarılarını *“*Guru- Meditation” olarak adlandırdılar. görünüyordu” diyor. Böylece AMIGA son saniyede kur- tulmuş oldu. Ama ilk kara bulutlar kısa zamanda ortalığı yeniden kapla- maya başladı. Çünkü ekip açısından Commodore ile çalışmak da bazı problemler yaratıyordu. Cammodo- re'un AMIĞA'cılardan ilk isteği, ma- kinenin IBM PC gibi gerçek bir “ki- şisel bilgisayar"' haline getirilmesi ol- du. Bu, AMIĞA takımı için yutulma- sı son derece zor bir lokmaydı. Bu talebiyle Commodore firması AMIGA'cıların sürekli kanamakta olan bir yarasına parmak basmış olu- yordu. Takım uzun zamandan beri iki gruba ayrılmış durumdaydı. AMI- GA'nın neler yapabileceği belirlendi- ği günden beri, takım içinde son de- rece yoğun tartışmalar sürüyordu. “Video oyun makinesi mi, bilgisayar mı?” tartışmasının yapılmadığı bir hafta bile geçmiyordu. Bu tartışma- nın varlığını gösteren bir başka olgu, R.J. Mical'ın çevresinde toplanan ekibin bir video oyunu için son dere- ce gereksiz olduğu halde, bir grafik kullanıcı yüzeyi geliştirmiş olmalarıy- dı. Aylarca süren bu tartışma kendi aralarında bir türlü nihai bir karara ulaşamamışken, Commodore'un bu kararı tek bir hamlede belirlemesi eki- bin tümünü üzdü. Kaliforniya'da çalışan AMIGA ta- kımıyla Filadelfiya'daki Commodo- re arasında sürtüşmeler devam etti. Bu dönemden bahsederken Jay Mi- ner, “AMIGA'nın bir bilgisayar ol- ması kesinleştiğinde, ben genişleme kartları için diğer kişisel bilgisayar- larda olduğu gibi mutlaka slotlar kul- lanmak gerektiğini öne sürdüm. Ama bu gerçekleşmedi. Pazarlamacılar el- lerinde AMIGA 1000 için üretilmiş bir dış kapla geldiler ve platinlerin bunun içine sığdırılması gerektiğini söylediler. İş bana kalmış olsaydı, da- ha o zaman hemen AMIGA 2000'i yapmış olacaktık.”” diyor. AMIĞA'nın tamamlanması yak- laştıkça, atmosfer gerginleşti. Dale Luck, “Kendimizi haksızlığa uğramış görüyorduk, çünkü Commodore gi- derek daha çok taleplerde bulunuyor- du ve biz yalnızca bunları yerine ge- tirmek durumunda kalıyorduk”' di- yor. Bir başka karmaşık durum da dis- ket işletim sisteminin seçiminde ya- şandı. Böyle bir şey önceden hiç ön- görülmemişti, çünkü video oyun ma- kineleri modüllerle çalışıyordu. Do- layısıyla Commodore AMIGA'yı ki- şisel bilgisayar haline getirmek iste-