azaltılmasının gerekli olduğunu söylüyorlar. Bu, bilgisayar destekli bilgi sistemlerinin iletim denetle- yicisi olarak kullanılmasıyla halle- dilebilir. Böylece önemli bilgilerin, çok daha rahat anlaşılabilecek şekilde hazırlanması mümkün olabilecek. Ayrıca gergin durum- larda personelin hızlı ve doğru karar verebilmesi kolaylaşacak. Renkli monitörlerde hem anlık iş- letme durumu üzerine bilgiler, hem de önemli süreçlerin akışı yo- ğun biçimde görüntülenebilecek. Böylece iletme personeline, dev bir veri yığınından yalnızca kriz durumlarının üstesinden gelebil- mek için gerekli olanlar sunulmuş olacak. Hem de redcaktörde sür- mekte olan süreçler arassındaki ilişkilerin kavranması çok daha kolaylaşacak. Monitörlerde dal- ga ya da çabuk diyagram biçi- minde çizimler elde edilebilecek. Bunlar sayısal tablolarda çok da- ha kolay anlaşılabilecek. Bunun ne kadar önemli olabile- ceği, 1979'da ABD/Harrisburg'ta anlaşıldı. Harrisburg'taki Three Mi- le İsland reaktöründe, son dakika yeniden denetim altına alınabi- len bir çekirdek erimesi kazası ya- şandı. Amerikan atom endüsirisinin bir sözcüsü, “28 Mart'taki kriz duru- munda, Three Miles İsland reak- törünün denetim denetim odasın- daki operatör, göstergelerdeki bilgilerin yoğunluğu karşısında çaresiz haldeydi” diye açıkladı. Kritik veriler denetim odasındaki metrelerce uzunlukta klasik gös- Önemli: Reaktör kabında basınç durumu. Bu ekranda kabın durumu farklı görüntü araçlarıyla (doluluk durumu dikey, basınç çubuk gösterge biçiminde altta) ve farklı düzeylerde (alan - normal işletimden sapmaları görebilmek için büyüteç) görüntüleniyor. Tasarlanmış bir arızanın grafik gösterimi: Büyük alanda yönetim çubukları için o sırada güncel olan işletim programı görünürken, üst kenarda PUMA yazısı yanıyor: Bir pompa arızalı. Üperatör, tek bir tuşa basarak piktogramlar halinde yardım alabiliyor. terge panolarında veriliyordu ve bunun önemli bir bölümü opera- törün görüş açısı dışında gerçek- leşiyordu. Bu hakim olunamayan sayı yığını, oDeratöre pek yardım- cı olmadı: Kendisi reaktöründeki durumu ancak bir afete dönüş- meye ramak kaldığı sırada farke- debildi. Çernobil'in denetim odasında, o süper en önemli kazadan he- men önce neler olduğunu henüz bilmiyoruz. Fakat orada kullanıl- mış olan iletim tekniği sisteminin düzeyini biliyoruz. Siemens'in yan kuruluşu Kraftwerk-Union'un tanın- mış iletim tekniği uzmanı Werner Aleite'nin bu konudaki yorumu şöyle: "Çernobil'in teknolojik dü- zeyi ancak 50'li yılların ortaların- da”, KWU, Avrupa'nın en önemli reaktör üreticilerinden biri. Her- halde Çernobil'deki kazanın en- gellenmesi, tek başına modermn ve bilgisayar tarafından destek- lenen bir uyarı iletim sistemiyle en- gellenemezdi. Fakat ABD'de de ancak Harrisburg felaketi, nükle- er reaktörlerdeki kumanda mer- kezlerinin bilgisayarlarla donatıl- masını sağlayan bir örnek oldu. Bu bile oldukça yavaş gerçekleş- ti. Çünkü 1986'da, Amerikan Atom Denetimi (NRC) yekkilileri, High-Tech-lLand USA'nın nükleer recaktörlerde hâlâ çoğunlukla ge- leneksel ve gayrı esnek teknikleri kullandığını açıkladılar. Harrisburg olayından beri tüm dünyadaki reaktör üreticileri, yö- netim odalarındaki tesisatın nasıl modernize edilebileceğini araştı- rıyorlar. Çünkü gerek Batı'da ge- rekse Doğu'da tüm uzmanlar bir konuda tamamen anlaşıyorlar: Bir nükleer recaktörün kumanda köprüsü, sorumlu personelin eği- timi ve gelişmesi ve işletim bozuk- luklarının erken tespit edilebilme- si, bilgisayarların eklenmesiyle, daha üst bir güvenlik düzeyine çı- karılacak şekilde geliştirilmeli. Şimdi Almanya'da adım adım bu yönde ilerleniyor. Şu sıralarda inşa halinde olan dört nükleer re- akftörde -İsarll, Emsland, Neckar- wesiheimll ve Brockdorf- denetim odalarına yeni, KWU tarafından geliştirilmiş bilgisayar destekli top- lu bilgi sistemi PRİNS (Process İnfor- maftion System) konuluyor. Bura- da İlk kez denetim odasında bil- EREETEEEEEEEEEEEEEZ - A Y PTT ETEELEEEE —a GÖNMMAOCC H Z