hal çıkartacaktır" dediğini bildir- miştir. Sonra da, bunu yapmamış- tır. Halbuki konjonktür şuydu: Adaya Türk askerinin çıkması demek, illâ harp sebebi demek de- ğildi. Biz, harp veya Adayı işgal ni- yetiyle gitmiyorduk. Birliklerimiz Adaya doğru yol alırken Batı, pek âlâ, kurşunu atmamamız için bi- zim üzerimizde yaptığı çalışmayı, üstelik tazyik halinde, Kıbrıs ve Yunanistan üzerinde, bu çıkartma- yı bir harp sebebi saymamaları için derhal yapacaktı. Konjonktür Tür- kiye bakımından hiç bir zaman bu derece elverişli olmamıştı. Harbi göze alıp almamayı, o takdirde, Kıbrıs ve Yunanistan kararlaştıra- caklardı. Elde edeceğimiz ve çok muhtemelen bize kana malolmaya- cak bir fiili vaziyet, masaya oturur- ken bizi başı dik, kozları sağlam bir "Israil Durumu"na getirecekti. Şim- di, bunun yerine, Birleşmiş Millet- lerin Bizans oyunlarına son derece elverişli | kulisleri bizi beklemekte- dir. Bu kulislerde hazırlanan oyun, mevcut haklarımızın elimizden a- lınması tuzağıdır. Demirel İktidarı- nın suçlu sandalyasına oturtulma- sının ikinci gerekçesi, ihtiyatsızca getirdiği harbin eşiğinden Türkiye'- yi, söylediğini yapamamış bir dev- let olarak geri çevirmiş olmasıdır. Bu hesaplar, ortalık biraz duru- lur durulmaz, şüphesiz görülecek- tir. RUSYA Koyun ak mı, yoksa kızıl mı? Bundan bir süre önce, Londra'daki Sovyet Elçiliğinin basın bürosu, 28 kasım 1967 tarihini taşıyan bir bülten yayınladı. Bültenin adı "Sov- yet Haberleri" idi. (Birinci sayfa "Kıbrıs üzerindeki tehdit hakkın- da Hükümet demeci" başlığını taşı- yordu ve demeç Sovyetler Birliği- nin görüşünü bildiriyordu. Demecin havası Türkiye'nin daha bir lehin- de, fakat her halde, Atinalı albayla- mi halde aleyhinde Ama n "Kıbrıs üzerindeki tehdit" ke ni Yunanistan'dan, hem AKİS de yesin gelen tehdidi kaste- diyor Demedi daha ilgi çekici bir ya- nı vardı. Demeçte Sovyetler Birliği Kıbrıs konusunda nasıl bir "nihal hal çaresi" düşündüğünü belli edi- yordu. Denilen aynen şuydu: "Kıbrıs toprakları üzerinde ia bancı birliklerin ve askeri üsleri yarlığına gelince, Sovyetler Birliği daima ve değişmez şekilde bunların aleyhinde vaziyet almıştır. Çünkü Kıbrıs'ta yabancı birliklerin ve as- keri üslerin bulunuşu Kıbrıs'ın hü- kümranlığına ve barış menfaatleri- ne aylandır. Doğu Akdenizde barışı muhafa- za etmek ve kuvvetlendirmek gaye- siyle hareket eden Sovyet hükümeti taraflara itidalli davranmalarını ve aklıselim göstererek Kıbrıslı Rum- lar ile Türkler arasında çıkacak meseleleri silâh yoluyla | halletme- ye çalışmaktan imtina etmelerini önemle tavsiye eder. Kıbrıs'ta ve Kıbrıs civarında gerginliği azaltacak çare barışçı yollardan, bütün Kıbrıs halkının hükümranlık haklarına saygı duya- rak ve Kıbrıs hakkındaki Güvenlik KOL kararlarına uyularak aran- malı Deredin başka bir yeri da- ha da önemlidir. Bunda şöyle de- nilmektedir: "Sovyetler Birliği Kıbrıs Cum- huriyetinin hükümranlığını, bağım- KIBRIS OLAYLARI sizliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemektedir ve Kıbrıs'ın Rum ve Türk halkları arasındaki bütün meselelerin hiç bir dış müdahale ol- maksızın barışçı yollardan halledil- mesini istemektedir. Demeçte "federasyon" kelimesi bir tek defa geçmemekte, ii tâbiri asla kullanılmamakta "Kıbrıs halkı" denilmekte, bir defa da "Kıbrıs'ın Rum ve Türk halkı"n- dan bahsedilmektedir. Bu demeçte belirtilen Sovyet gö- rüşünün, şimdi Makarios'un tekrar şampiyonluğunu yaptığı görüşün tamamile eşi olduğu gözden kaçma- maktadır. "Bizim Radyo" ne diyor? Bütün Kıbrıs krizi boyunca da, meşhur ' “Bizim Radyo" Türkiye ile Yunanistan'ı "kapitalist emper- yalizm emrindeki saldırıcılar" ola- rak tavsif etmiş ve Adaya bir Türk çıkartmasının aleyhinde konuşmuş- tur. Gerçi yayınlarda hep, Atina'- daki Cunta daha şiddetle kötülen- miştir ama, Kıbrıs üzerinde Türki- ye'ye bir hak ta nınmadığı da dik- katle belirtilmiştir. Tabii, Doğu Ak: denizde harp çıkarmak isteyenin olduğunun söylenmesi unu- tulmamıştır. Bu radyoya -ve Hükü- met demecine- nazaran- Kıbrıs'ı teh- dit eden, onu yok etmek isteyen NATO'dur ve Yunanistan'la Türki- ye onun âletleridir. Sovyetler o Birliğinin açıkladığı KIZIL MEYDAN VE KREMLİN Sağ gösterip sol vuranlar.