İÇ OLAYLAR DR. FARUK SÜKAN Milleti ikna edecek! ler halkın arasına salınmıştır. Bun- lar bir "kulak gazetesi" işletmekte, haberlerin iktidarca hoşa gidecek tarzda yayılmasını, tefsir edilmesi- ni sağlamaya çalışmaktadırlar. An- cak, gördükleri mukabele, genel- likle tadsız olmaktadır. Bazı valiler ise, tamimi hiç uygu- lamamayı tercih "etmişlerdir. Bun- lardan bir tanesi biten hafta içinde AKİS muhabirine şöyle demiştir: — Kardeşim, bizim halkımız zaten tevekkül içindedir. Bu bakım- dan, esasen 'gerekirse' kaydını taşı- yan genelgeyi uygulamakta biz hiç bir fayda ya etmedik. Onun için, uygulamıyoru. Aynı yolda talimat alan başka bir teşkilât AP teşkilâtıdır. AP teş- kilâtı da meşhur "bohçacı kadın- lar'ını seferber edecek ve bunlar, seçim zamanlarında olduğu gibi ev ev dolaşarak Süleyman Beyin, har- bi önlemek suretiyle ailelere erkek- lerini bir defa daha nasip ettiğini anlatacaklardır. Teşkilâtın ağzı lâf yapan erkekleri ise kahvelerde aynı şeyi yapacaklardır.. İki genelge arasındaki paralel- lik Ankara'nın belirli çevresinde İk- tidar ile İktidar Partisi arasındaki sıkı ve samimi işbirliğinin bir deli- li sayılmakta, pek beğenilip alkış- lanmaktadır. 14 DİYANET "Küskünler tekkesi"nde sürtüşme e "Mübarek Kandil" ye ne de "Ramazan-ı şerif", Diyanet İşle- rindeki buzları çözebildi. Başkan Ali Rıza Hakses ile Başkan Muavi- ni Yaşar Tunagür arasındaki küs- künlük ve çatışma hergün biraz da- ha artarken, buradaki bazı yöneti- ci ve memurlar da "safa geçtiler ve iki "taraftan birinin arkasında yerlerini aldılar. Bu yüzden, Baş- kanlığın obulunduğu bina şu gün- lerde tam bir "küskünler tekkesi" halindedir. Mesele, Hakses ve Tunagür ara- sında bir süredir mevcut anlaşmaz- lığa Devlet Bakanı Hüsamettin A- tabeyli' nin karışması ve Yaşar Tu- nagür'ün tarafını tutmasıyla büyü- müştür. Süleyman Demirel'in kar- deşi meşhur özel okulcu Hacı Ali Demirel'in de bu ikiliyi destekleme- si, anlaşmazlığa siyasi bir hüviyet kazandırmıştır. Tabii olayda, İkti- dar canibinden olanlar ağır basmış ve, hiçbir sebep yokken. Başkan Hakses'e Devlet Bakanı tarafından bir ay mecburi izin verilmiştir. Ne var ki Hakses, Bakanın bu tasarru- funa karşı çıkmış ve, izinli addedil- mesine rağmen, hergün muntaza- man makamına gelmiştir. Fakat, bütün, yetkileri elinden alındığın- an, hiçbir icraatta bulunamamış, zamanını bazan da, nın kapısını arkadan kilitleyerek, sadece "tefekkür"le geçirmiştir. Başkan Ali Rıza Hakses'in mec- buri izin konusunda en çok bozul- duğu husus, kendisi için gösterilen "yorgunluk" gerekçesi (oolmuştur. Halbuki Hakses, yorgun olmadığı- nı söylemekte ve Bakanın, sırf Ya- şar Tunagür'ü bu mücadelede ga- lip duruma getirebilmek için ken- disine izin verdiğini bildirmekte- YAŞAR TUNAGÜR Beyaz atın adayı AKİS