1925 Kürt isyanı ve Şeyh Sait lüdür. Asiler memleketin her tarafında devlet kuv- vetlerinin zayıflatılması için bir müddettenberi çe- şitli şekillerde sürüp giden faaliyetlerinin, geniş te- sirler vücude getireceğine inanmışlardı. Hâdise bütün vatandaşlarca nefretle karşılanmış ve civar bölgeler halkı, âni bir karşı-koyma duygu- sile Cumhuriyetin savunması için ayaklanmıştır. Bü- yük Millet Meclisinin maddi ve manevi kuvvetlerile cihazlanmış olan Cumhuriyet Hükümeti âsilere karşı gerekli silâhlı vasıtaları göndermiş ve pek yakında kesin neticeler meydana getirecek tesirli tedbirler alınmıştır. Bununla beraber Cumhuriyet Hükümeti, bütün memlekette rahatlık ve süküneti, emniyet ve asayişi tehdit edebilecek bütün unsurlara karşı husu- si kanunla önleyici selâhiyet almış ve bu selâhiyeti azim ve inançla derhal tatbik etmek kararım ver- miştir. Cumhuriyetin hürriyet ve nimetlerini, Cumhuri- yetin kendisini yıkacak neşriyat ve zehirlemelere ve Cumhuriyet ordusunu ve zabıtasını herhangi bir se- beple küçümsemeğe ve hafif görmeğe vasıta addede- cek olanların en şiddetli kanuni hükümlerle takib edilmelerine ve bastırılmalarına karar verilmiştir. Vatanın bir köşesinde âmmenin rahatım bozan hâdisenin yalnız rahatı değil, memleketin saadetin!, çalışma, iktisadi ve istihsal hayatım müteessir ettiği ve zarara soktuğu sabittir. Bu itibarla her saadetin ve faaliyetin ve bilhassa iktisad ve ticaret gelişmeleri- nin ilk şartı, rahatlık ve sükünetle emniyet ve asayi- şin bozulması imkânsız bir emniyet ve kuvvette bu- lunmasile ayakta durabilir. Bu sebeple de Cumhuri- yet polis ve jandarmasının ve Cumhuriyet ordusu- nun şeref ve itibarı her düşüncenin üstündedir. Bu şeref ve itibara riayet hususunda vatandaşlarımı u- yanıklığa davet ederim. Bu münasebetle ve gurur du- yarak demek isterim ki, vatanın her tarafındaki has- saslık ve gösteriler, kahraman milletimizin Cumhur- riyeti ve sükünetle asayişi behemahal korumak için kuvetli ve metin iradesini bir kere daha açığa vur- muştur. Üst kademedeki memurlarla geçmişi şan ve zaferle dolu olan Cumhuriyet ordusu mensuplarının, vatanın iç ve dış bütünlüğü uğrunda fedakârlık ve yüksek vazife hislerini beklerim. Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği kanun bütün hükümet memurlarına kanunun gözönünde bulun- durduğu herhangi bir hâdiseyi, olduktan sonra bas- tırmaktan ziyade, o hâdiseyi, olmadan önlemek va- zifesini yüklemiştir. Bu vazifenin yerine eksik geti- rilmesinden doğacak mesuliyetin ısrarla takip edile- ceğine şüphe edilmemelidir. Devletin sarsılmaz nüfuz ve kudreti, sokaklarda saldırgan sarhoşların, dağlarda hırsızların, herhangi maksatla Cumhuriyetin silâhlı vasıtalarına karşı koy- mağa yeltenen âsilerin ve milletin masum fikirlerini karıştırıp bozanların mümkün olan sür'atle bastırıl- masını emretmektedir. Sivil ve asker devlet memur- larını, her şeyden evvel bu yüksek vazifelerini durak- AKİS a ve şiddetle yerine getirmeğe davet ede- mmmmedi görülmektedir ki Recep Bey de, aslında. Meclis kürsüsünden Gazi'nin fikirlerini söy- lemiştir. Zaten, 6 martta, yeni yetkilerini kullanarak Hükümet beş gazeteyi "süresiz" kapatıvermişti. Bun- lar Tevhidi Efkâr, Son Telgraf, İstiklâl, Sebilürreşat ve Aydınlık'tı. Ya Şeyh Efendi ne yapıyor? A nkara'da bütün bunlar olup biterken, şümulü çok daha geniş tedbirler, bunu besleyecek yetkiler Meclisten alınırken, bir politika felsefesi değişikliği cereyan ederken in bölgesinde neler oluyor, Şeyh Sait ne yapıyor Gazi Paşa ill beyannamesini (yayınlarken Şeyh Sait'in kuvvetleri Diyarbakır kapılarındaydı. İsyanın patladığı 13 şubat ile Şeyh Sait'in Diyar- bakır'ı kuşattığı 7 mart arasında askeri harekât daha ziyade âsiler lehinde gelişti. 20 şubattık Palu'nun Şeyh Sait'e bağlı Şeyh Şerif komutasındaki birliklerin eli- ne geçmesi bunların maneviyatını yükseltti Şeyh Şe- rifin emrinde fazla sayıda adam yoktu. Fakat Şeyh Sait'in de, Şeyh Şerifin de Palulu olmaları bunların yakınlarının ilçede ve civar köylerde bulunması âsi- lerin işini kolaylaştırıyordu. Palu'nun o tarihteki nü- fusu 20 binin üstünde olarak söylenir. Şeyh Şerif koca ilçeyi bir tek kurşun patlatma- dan aldı. Bunun sebebi, Şeyh Sait tarafından "Elâ- ziz'in fethi'ne memur edilen Şerifin, Palu'yu kuşat- tığında yaptığı bir açıkgözlülüktür. İlçeleri kuşatıldı- ğında ilçenin idarecileriyle bazı eşraf Şeyh Şerife bir “heyet-i nasiha" gönderdiler. İlçenin muteber sima- ları heyetin içindeydi. Şeyh, bunları derhal tevkif etti ve koz diye kullandı. Palu'nun savunması için bütün tedbirler alınmış olduğu halde, Şeyh'in bu kimseleri öldüreceği korkusu mukavemeti engelledi. Subaylar ateş açtırtmadılar. Palu düşünce Elâzığın yolu eN m 21 şubatta 14. Süvari Alayımız Hani'de, Süvari Ala- yımız Cüzi'de pusuya düşürülüp esir alıhdıktan son- ke Sait'in ilerlemesi büsbütün arttı. (Bk. Askeri ki). “siler şöyle bir teşkilât kurmuşlardı: I — Emir-ül mücahidin, yani âsilerin başkomu- tanı Şeyh Sait'tir. Şeyh Sait kendi kuvvetlerini Tela- lu'da toplayacak, Diyarbakır'a hücum edecektir. Di yarbakır'ın ele geçirilmek istenmesinin iki büyük bebi vardır. Birincisi, Diyarbakır'a daima. Müstakil Kürdistan Emirliğinin tabii başkenti gözüyle bakıl- mıştır. Orasının ele geçirilmesi, bu emirliğin kurulu- şunun ilânına vesile verecektir. İkincisi, Seyit Abdülkadir'in temasta olduğu İn- gilizler, Şeyh Sait kuvvetlerinin kullanacağı bir kısım silâh ve cephaneyi (Diyarbakır'a ogöndereceklerdir. itekim, Diyarbakır o savaşından sonra bazı İngiliz silâh fabrikalarının broşürleri ve mektupları, teklif- leri Diyarbakır'daki kürt ajanlarının merkezlerinde 29