FARUK SUNTER Genç kadın, telâşla eve girdi, elindeki pa- ketleri mutfağa bıraktıktan sonra sürat- le sofrayı hazırlamağa okoyuldu. Misafirler, neredeyse geleceklerdi. Meyva paketlerini boşaltınca âdeta pa- niğe kapıldı: Paraya kıyarak aldığı o pırıl Da Khamllğ; o canım armutlar nereye git- mişti? güldü: "— Satıcı gene sana mostralıkları veri- yorum diye yutturmuş. e misafirlere yutturuver bari" dedi ve ekledi: — Bak, şöyle çürükler, bilimsizler, yaralı bereliler alta, şunlar da üste... Bırak bana bu işi, iyi beceririm, bilirsin." Sonra, daha da şakacı bir tavırla: — Tanıştığımız zaman, saçlarımın tepeden açıl- dığını hiç farketmiş miydin? Her pazar maça gittiği- mi bilir miydin? Ne zaman buluşsak, pantalonum ütülü, kalıptan çıkmış bir kıyafet, elekten geçmiş sözler... Yalan mı?" dedi. Genç kadın birtürlü gülemiyordu. Satıcının yut- turduğu çürük elmalar, aklım başından almıştı. gece genç evlilerin bu konudaki yakınmaları- na misafirler de katıldılar. İçlerinde Avrupa, Ameri- ka görmüşleri de vardı. Biri — Oralarda herşey standart" dedi. "Paranıza göre, istediğiniz cinsten, istediğiniz boydan alırsınız. Ne çürüğü çıkar, ne çarığı... Mübarek, sanki aynı ka- lıpta dökülmüş. Nasıl baş ederler, anlaşılmaz!" 22 TÜRK STANDARTLAR ENSTİTÜSÜ'NÜN MODERN BİNASI Düzgün hayat, düzgün malla olur ZEYTİNYAĞINDAN AŞKA: HERŞEYDE STANDART! Allah yapısı değil, kul yapısı! u hadisenin cereyan ettiği günlerde, bir iş yerinde gri elbiseli, yumuşak hareketli zat, büyük, uzun yazıhanenin başındaki, zeytin yeşili (okumaşla kaplı rahat koltuğundan aceleyle kalktı, duvar boyunca u- zanan kitaplıktan bir kitap çekti: Göstermek istedi- ği resim, elmaların boy bakımından nasıl standardi- zasyona tâbi tutulduğunu anlatan bir resimdi. — Görüyorsunuz, mesele çok basit" dedi, "Öyle, Tanrıya, aynı boyda elma ısmarlama filân değil. El- maları alırsınız, değişik çapla delikleri bulunan tep- silere dökersiniz, aynı boyda olanlar aynı deliklerden geçerler. Elinizdeki artık, 'TS 100'e, yani 'Türk Elma Standartı'na ait bir örnektir. Boyu-posu cinsi-cibilli- yeti bellidir. Tüccar, telefonla, istediği elmanın nu- marasını verir ve siparişini yapar. Örneğin, '9 N üzüm" dediğiniz zaman, 100 grama kaç tane üzüm gireceği; üzümün rengi, cinsi, nu lacağı . sandıkların biçimleri, kilo ağırlıkları belirli bir üzüm anlaşılır. e milletlerarası ticarette ö- nemi daha da büyüktü Perakende satışa GİNESİ eğer, memlekette usul kabul edilmişse, artık, mostralık Mİ aldanma, aldatma düzenine, zaman kaybına paydos! Çivi kine, kapı, pencere çerçevesi ve 'akla velebilccck he şey için standart, aynı kolaylığı sağlar Türk Standartlar Enstitüsü kurucusu ve Başkanı Faruk Sunter, kitabı yerine yerleştirirken ekledi: — Standardizasyon, 'bir - örnek'lik anlamına ge- lir. Yani, herhangi bir ürünün, herhangi bir madde- AKİS