SİNEMA 30 yıl öncesi bugünden ymiş! iyi Türk Sinematek Derneği'nin bu yılki programına aldığı toplu gösterilerden Türk sinemasına ay- rlan bölümün birincisinde üç re- jisör ve dört yerli film yer alı- yo» Rejisörler. Muhsin Ertuğrul, Faruk Kenç ve Baha Gelenbevi; filmler ise "Aysel, Bataklı Damın Kızı" , "Şehvet Kurbanı”, "Kıvırcık Paşa" ve "Deniz Kız ' Genellikle Türk sinemasının ti- yatro ve tiyatrocular dönemi ör- neklerinden (o sayılan bu filmlerin ilki, "Aysel, Bataklı Damın Kızı", bugün otuzüç yaşındadır. Bu filmi görmemiş olanlar için sinemamızda, -beylik deyimle- o günden bu yana köprülerin altından çok su akmış- tır. Fakat evdeki hesap kesinlikle çarşıya uymamış, Ertuğrul'un fil- mi "Aysel, oBataklı Damın Kızı'nı görenler büyük bir şaşkınlığa uğ- ramışlardır. Muhsin Ertuğrul'un filmi, 1934 35 yılları arasında çevrilmiştir. Ko- nu, İsveçli kadın yazar Selma La- gerlöfün bir hikâyesinden alınmış ve Ertuğrul için senaryo, Hasan Cemil Çambel tarafından yazılmış- tır. Filmin fotoğraf direktörü, Cez- 36 ERTUĞRUL MUHSİN USTA 30yıl sonra hâlâ ayakta mi Ar'dır. Başhca rolleri Cahide Sonku, Talât Artemel, Sait Kök- nar, Müfit Kiper, İ. Galip Arcan, Hazım Körmükçü, Behzat Butak ve Feriha Tevfik arasında paylaşılmış- tır. O günden bu yana film, oyun- cularından dördünü -Artemel, Kök- nar, Butak ve Körmükçü- kaybet- miş; Kiper, Arcan ve Feriha Tev- fik ise sinema ile ilişkilerini kes- mişlerdir. Ertuğrul, yarda dönüşünde, Türk sinemasında bir kan tazelemesine yönelmiş ve o çağın Rus filmlerin- den etkilenerek, Lagerlöf'ün bu hi- kâyesini perdeye aktarmak İste- miştir. O yıllarda, Türk sinema- sında yapım sayısı 2'yi, en fâzla da 4'ü ancak bulmaktadır. Ertuğrul'un "Aysel, Bataklı Damın Kızı"'nı yap- tığı yıla kadar "köy filmi" diye bir türne denenmiş, ne de uygulan- mıştır. Bu filmi iki açıdan değerlendir- mekte fayda vardır. Birincisi, otuz şu kadar yaşında olmasına rağmen film, günümüz Türk sineması ürün- leri ile hâlâ boy ölçüşebilir nite- liklere sahiptir. Bugüne kadar en başarılı ve "çığır açıcı" diye bili- nen Lütfü 6. Akad'ın ünlü köy fil- mi "Beyaz Mendil"den kat kat üs- tünlükler taşımaktadır. Şaşırtıcı bir karşılaştırma Ar ın "Beyaz Mendil'i çevrildi- yıllar için Türk gerçeklerine Va. çeşit dönüş sayılıyor ve bir aşa- ma diye bakılıyordu. Oysa, Ertuğ- rul'un "Aysel, Bataklı Damın Kızı", konusu ne kadar dışarlıklı olursa olsun- Türk köyünün gerçeklerine, Akad'dan çok daha başarıyla eğil- miş, hemen hemen hiç tâviz ver- meye yanaşmadan, Türk köyünü perdeye aktarmıştır. Akad'ın "Be- yaz Mendil'i, senaryocusu Yaşar Kemal'in kendi yazdığı romanı "İn- ce Memed'"in etkisini (alabildiğine sürdürmekte ve bir yerden sonra da hikâye, bir destan havasına bü- rünmektedir. Akad, yazarının bu çabasını ve tutkusunu görmezden gelmiş, giderek, "Beyaz Mendili bir çeşit kaç - kovala serüveni hali- ne getirmiştir. Üstelik, iki sevgili- nin -Fikret Hakan ile Elizabeth Ruth'un- kötü adam'ın elinden kur- tulana kadar geçen süre bir ayrı hi- kâye, ondan sonraki bölüm ise bir ikinci hikâyedir. Her iki hikâye de AKİS