> IT. > — PERVİN PAR VE FİKRET HAKAN "MURADIN TÜRKÜSÜ"NDE Yeni ihraç malımız DÜŞMAN KARDEŞLER: TSD ile TFA Bulgaristan Devlet Sinematek Derneği yöneticisi Stayenov Bigor, 14-19 kasım 1967 günleri ara- sında Sofya'da düzenlenen "Türk Filmleri Haftası"- nın ikinci günü, İstanbul mahreçti ve İngilizce me- tildi bir telgraf aldı ve okuduğunda fena halde şa- şırdı. Telgraf, "Türk Film Arşivi" imzasını taşıyor- du ve metni suydu: "Ülkenizde 'Türk Filmleri Haftası' adı altında gösterileri yapılan filmlerin gösterme ve bu çeşit bir hafta düzenleme hakkı yalnız Türk Film Arşivi- ne aittir. Gösterilerin lütfen durdurulmasını rica edi- yoruz. Bununla ilgili dökümanlar yoldadır." Türkiye'de, sinema sanatım savunan ve bunun- la ilgili olarak kurulmuş iki sinema klübü vardır: "Türk Sinematek Derneği" ve "Türk Film Arşivi”. Birincisi -TSD- özellikle sinema O eleştirmecilerinin yanında yer aldığı, 6 bini aşkın üyeli, düzenli göste- riler yapan bir dernektir ye "Yeni Sinema" adlı, sü- rekli yayınlanan bir organa sahiptir. İkincisi -TFA- ise, TSD'ye bakarak, bütünüyle güçsüzdür. İki der- nek de, başlangıçtanberi, birbirleriyle durmadan ça- tışmakta, yakışıksız ve ilkel bir düşmanlığı sürdür- mektedir. Bunun başlıca sebebi, yerli (o filmcilerin, TSD'nin çalışmalarını Türk sineması için sakıncalı 36 bulmaları, gösteriler ve yayınlarla TSD'yi Türk sine- masının karşısında saymalarıdır. Bu yüzden, yeril filmciler, genel olarak TFA'da kümelenmişler, bu derneği kendi yararlarına uygun çalışmalara yönelt- mişlerdir. İşte, gürültü de bu noktadan çıkmakta ve çatışma, bıktırıcı bir nitelikte uzayıp gitmektedir. Bunun yanısıra türlü suçlamalar, türlü engellemeler de birbirini izlemektedir. Üstelik, her iki dernek de Uluslararası Sinema Dernekleri Federasyonuna üye- dir ve yine uluslararası bir faaliyet halinde, biri öte- kinin işini bozmak için elinden geleni esirgememek- edir. Sofya'da düzenlenen "Türk Filmleri Haftası"ndaki gülünçlü oyun bu sürtüşmenin son örneğidir. "Hafta"nın filmleri pulgaristan Sinematekçisi Bigor, TSD ile işbirliği yaparak, ülkesinde bir "Türk Filmleri Haftası" dü- zenlemişti. Geçen yıl içinde ayni TSD ile de İstan- bul'da bir "Bulgar Filmleri Haftası" düzenlenmiş ve Bulgar sinema sanatçıları ülkemize konuk olarak gelmişlerdi. İki yerli dernek arasındaki çatışma o günlerde de ortaya çıkarılmış, fakat pek şaşırtıcı olmamıştı. Bigor, bunu elbette ki biliyordu. Onun için, Tür- kiye'den kendisine gönderilen telgrafı okuyunca OÖn- ce şaşırdı, sonra gülerek, Sofya'ya gelen TSD tem- m — Olur böyle şeyler... Siz herhalde bu filmleri . değil mi? Bu, olsa olsa, Türk rejisörleri ile eleştirmeciler arasındaki sürtüşmeden doğmakta. Her ülkede bu gibi çatışmalar olur ve olacaktır. Ni- tekim, Türk Filmleri Haftası' için davetiye gönder- diğim bizdeki sinemacıların hiç birisi, gösterilerimi- AKİS