KADINLAR EKTEBİ OYUNLAR Yazar dâhi olunca.. "Kadınlar Mektebi" Yazan: Moliere. Çeviren: Bedrettin Tuncel, Sabahattin Eyüpoğlu. Sahneye koyan: Coşkun Tunç- tan. Tiyatro: Küçük Tiyatro Moliere, bütün zamanlarda, bütün toplumlarda yaşamanın sırrını bulmuş bir sanatçı, bir deha. Bu büyük sırrı, mantık ölçüleri içinde, kalan, sağduyunun sınırlarını Zor- lamayan, aşırılıkları hastalık halini almayan insanoğlunun çoğunluğu i- le kopmaz bağlar kurmuş olmasın- dan ileri geliyor. Ölçüsüz olmayan, sağduyusunu kaybetmemiş (bütün insanlar, Moliere'in "ölçüsüzlük"ün serinde insanlar, kendi "ölçüsüz" e- ğilimlerini yaşayıp, düzeltme firsa- tını buluyorlar. Moliere, "Kadınlar Mektebi"nde, -her erkeğin az çok duyduğu- "al- datılmak korkusu"nu bütün man- tık ölçüleri dışında yaşayan bir erkeğin gülünçlüğünü ele alıyor. Her erkekte bir parça bulunan "al- datılmak korkuşu", Kadınlar Mek- tebi'nin kahramanı Arnolphe'ta a- AKİS AHMET EVİNTAN VE ELÇİN SANAL "KADINLAR MEKTEBİ"NDE Bir evlilik dolabı kıl almaz bir çılgınlık halinde ya- şanıyor. Arnolphe, Fransa'da yerini al- maya başlayan burjuvaya mensup bir yeni zengin. Girmeye özendiği aristokratlar sosyetesinde, bütün kocaların bilgili ve güzel karılar tarafından aldatıldığını kabul o et- miş bir insan. Zamânını, kadınların kocalarını nasıl o aldattıklarını, en ince ayrıntılarına kadar, inceleyip öğrenmekle geçirmiş. Bu garip a- raştırma ve gözlem, Arnolphe'u, kendisini aldatmıyacak, cahil, gör- güsüz, yaşadığı toplumdan o uza saf bir kadın yaratmak tutkusuna götürmüş. ..başarı büyük oluyor Oyun, Arnolphe'un yıllardanberi toplumdan uzak, -kendince- özel şartlarda yetiştirdiği bir gençkızla evlenmek hazırlığına ( giriştiği, bir sırada başlıyor ve zavallı kahrama- nın yıllardır hazırlandığı izdivaç, bu, erkekten ve aşktan habersiz kızın karşısına çıkan yakışıklı bir deli- kanlı ile altüst oluyor. Moliere, iki bölümlük oyununda, insafsız mizah dehası ile, böylesine tedbirli olan kahramanım, normal ve tabii olay- lar içinde, gülünçlükten, gülünçlüğe sokarak, en korktuğu "aldatılmak" akıbetine getirin bırakıyor. yun, Moliere'in bütün eserle- rinde olduğu gibi, tek kişinin üze- rinde dönüyor. Kadınlar Mektebi'n- de de güldürü, o gülünçleştirilmiş kahramanın üzerinde kurulmuş. Ö- teki kişiler, sadece oyunun gelişme- sini sağlıyor. Anolphe, oyunun ba- şından, sonuna sahneden ayrılmıyor. Ahmet Evintan'ın -Arnolphe- güç işini anlatmak için bu noktayı be- lirtmek bile yeter. Usta aktör, bü- yük bir solukla iki perdeyi ayni can- lılıkla sürdürmekle kalmıyor, üste- lik en ince ayrıntılarıyla bu "gü- lünçlük"ü yaşatıyor. Kendini aldatıl- maz, güçlü bir erkek sanan insanla, aldatılmak korkusu ile tir tir titre- yen bir zavallının kesin ayrımlı ya- şantısını ustaca yansıtıyor. Bugünün oyun tekniği yönünden hayli eski kalan Kadınlar. Mekte- bi'nde, hareketli oyunlara alışmış günümüz seyircisinin psikolojisine. uygun canlılığı, Tarık Levehtoğlu- nun gerçekten başarılı dekoru sağ- lıyabilivor. Bir mihver üzerinde di- kine dönen altı prizma ile üç mekân birden halledilmiş. Bu şekilde sa- natçı, bir mekândan bir mekâna ge- çişi 5-10 saniyede çözümleyerek, oyunun hızla yürümesine büyük bir katkıda bulunuyor. Temposu ağır- laştığı ölçüde bütün gücünü yitire- bilecek olan eser dekorla bu tehli- keyi atlatabilmiş. Küçük o Tiyatro'daki (Kadınlar Mektebi, son zamanlarda, güldürü adına sahneye konan bir sürü zır- valık yanında, seyredilmesi gerekli, gerçek bir insanlık komedyası. Ay- rıca, güldürünün ciddi bir iş oldu- ğunu (o hatırlamak için kaçırılmaz bir fırsat... SELMA TÜKEL 35