Müstakil Kürdistanın müstakbel Emiri Seyit Ab- dülkadir'in, o İngiliz ajanı sandığı oOTürk James Bond'u Nizamettin'e yaptığı teklifler İstanbul Polis Müdürü Ekrem Bey önüne geldiğinde Ekrem Bey bir an düşündü. Birkaç gün sonra ikinci randevu ger- çekleştirilecekti. O görüşmede Müstakil Kürdistan adına Seyit Abdülkadir ve "İngiltere Hariciye Neza- reti Umur-u Şarkiye Müdürü Mr. Templen" bir mu- kavele imzalayacaklardı. Nizamettin Seyit e götürecekti. Ama, bunun yanında bir de çek olması lâzımdı ki müstakbel Emir hazretleri pirelenmesin. Polis Müdürünün o zaman batırma geldi. Kendi- sinde Osmanlı Bankası'na ait boş çekler vardı. Bun- lar, Milli Mücadele sırasından kalmıştı. Bunlarla, A- nadolu'ya kaçırılan silâhlar satın almıyordu. Tabii 1925'lerde Osmanlı Bankasında artık bir fon kalma- mıştı ve zaten Seyit Abdülkadir'e de gerçekten para verilmesi bahis konusu değildi. Ama, karşılıksız bir çek niçin verilmesin? Ekrem Bey karşılıksız çeki yazmakta hiç cimri davranmalı. Seyit "70 - 80 bin lira" mı demişti? Ek- m Bey âzami miktar üzerinden, 80 bin liralık bir pin hazırladı. Ancak, Abdülkadir telefonla veya bir adamı vasıtasıyla Osmanlı Bankası'ndan bu hususta bilgi sorarsa, makul bir cevap da alması lâzımdı. Zira çek, İngiltere adına "Mr. Templen" tarafından verilecekti. 26 V Polis Müdürü Osmanlı Bankasında, kendileriyle beraber çalışmış, ermeni asıllı, vatansever bir Türk vatandaşını hatırladı. Bu, Muamelât-ı Nakdiye Mü- dürü Berç Keresteciyan idi. Keresteciyan sonradan İstanbul'un ilk gayrimüslim milletvekillerinden biri olmuştur. Ekrem Bey onu buldu, hadiseyi çıtlattı, daha doğrusu, filân numaralı, hamiline muharrer çek hakkında bilgi istenilirse bunun karşılığının bankada mevcut olduğu cevabının verilmesini istedi. Kereste- ciyan fazla soru sormadan "Peki" dedi. Böylece, para işi halledildi. Bundan sonra yapılacak iş, İngilizce ve Türkçe, "İngiltere" Hariciye Nezareti Umur-u Şarkiye Müdürü Mr. Templen" ile Müstakil Kürdistan Devletinin müs- takbel Emiri Seyit Abdülkadir arasında hazırlanacak mukavelenamenin metninin yazılmasıydı. Bunun için Ekrem Bey, Polis Müdüriyetinin İngilizce mütercim- lerinden Mustafa Necip -Emre- Beyin yardımını istedi. Bu, şimdi 72 yaşında olan ve İstanbul'da Küçük Bebek'te oturan Mustafa Necip Emre'nin hayatının en önemli olayıdır. Mustafa Necip Emre, Küçük Be- bekten yukarı doğru çıkan asfaltın hemen sonundaki, üç katlı, bahçeli, şirin evin kendi oturduğu dairesinde o günleri hatırladığında tüylerinin ürperdiğini hâlâ hisseder. AKİS