yor ve işbirliği okomitesi teşkiline yanaşmıyordu. İşçilerin en çok 1s- rar ettikleri şey de bu iki konuydu ve işverenin bazı keyfi tasarrufları- nı önlemek amacıyla getirdikleri bu teklifte ısrar ediyorlardı. Meseleye iyiniyetle (o bakılınca, ortada, Tumpane Şirketinin, işçile- rin bu isteklerini kabul etmemesi için hiçbir önemli sebep yoktu. Çünkü mali durumu çok iyiydi ve yılda 100 milyon liraya yakın kâr ettiği söyleniyordu. Ayrıca, vergi de vermiyordu. İşçilere verilen ücret, Şirketin, ABD Silâhlı Kuvvetleriy- le yaptığı anlaşmanın çok altınday- dı. Şirket, işçilerin hakkı olan bu parayı Ödememekle zaten, ayda, her işçiden otomatikman 150-200 dolar arasında kâr sağlıyor, işçi başına ABD Silâhlı Kuvvetlerinden 40 do- lar komisyon alıyordu. Ayrıca, ek- sik, işçi çalıştırıyor ve Örneğin, 5 iş- çinin yapabileceği bir işi 2-3 işçi- ye yaptırıyordu. Çalıştırdığı ame- rikalı işçiler ise herşeyin kaymağı- nı alıyorlardı. Bütün bunların dı- şında, sık sık tensikata başvuruyor; işyerlerinde ağır bir baskı havası yaratıyordu. Çaresiz kalınca görüşmeler uzadıkça uzadı ve bir Federasyon, Uzlaştırma Kuruluna getirdi. Tarafların tem- silcilerinin ve bir tarafsız aracının bulunduğu Kurul, Federasyonun getirdiği (37 maddelik sözleşme şartlarım ittifakla kabul etti ve ta- raflara bildirdi. Fakat Tumpane kardeşler, bir kere Nuh demişlerdi, anlaşmayı imzalamaya yanaşmıyor- lardı. Türkiyenin en güçlü sendikala- rından birisi plan Harp-İşin usta yöneticileri, bütün baskılara karşı koymuşlar, anlayışlı davranmışlar, kanunun sınırları dışına çıkmamış- lardı. Fakat umutlan da kalmamış- tı. Bunun üzerine, grev hazırlıkla- rı başladı. 8000 işçinin temsilcisi Federasyon Yönetim Kurulu, Tum- pane Şirketindeki 3700 işçici için tek. çıkar yolun grev olduğu sonu- cuna vardı ve 8 Eylül Cuma günü, Tumpane Şirketine ait 39 işyerin- deki türk işçilerini temsil eden sen- dikalara, greve hazırlanmaları tali- matını verdi. Sendikalar, durumu bir daha görüşerek, 12 Eylülde ke- sin grev kararı aldılar. Bu arada, Uzlaştırma Kurulunun aldığı kara- rın uygulanması tarihi, de dolmuş ve grevden başka çıkar yol kalma mıştı. Kurt sendikacılar, bir gre- vin hangi hallerde başarıya ulaşa- bileceğini gayet iyi biliyor ve bü- tün tedbirlerini ona göre alıyorlar- dı. Meselâ, grevin olarak hangi kr ve ne zaman başlıyacağı- arp-iş sendikaları içindeki yö- neticilenifi çoğu bile, grev patlayın- caya kadar bilmiyor. du. Bu arada basına sızdırılan haberlerle kamu- Sükan, işçilere, grevi erteleme kararını bildiriyor Hak verilmez, alınır! Kulağa Küpe Şimdi işler tamam oldu! Aşırı sağcı günlük gazetele- rin son çıkanı, meramı ni- hayet, şiire döküp açıkladı. Bu artık sen sağ, ben selâm İşte, arif Nihat Asya" zalı şiir: Madem e ee uyan- a Çankaya Artık isim değiştirip olsun Ezankaya! im- oyu greve hazırlatılmış, işverenin telâş ve şaşkınlığından ziyadesiyle istifade edilmişti. Yani Federasyon, tam bir psikolojik harp veriyordu ki, bu da grevin en önemli unsur- larından biriydi. Nihayet gün gelip çattı ve sendi- kacılar, 2 Ekimde başhyacak NATO tatbikatı için amerikan askerlerinin İncirliğe inmeye başladıklarım ha- ber aldılar. Beklenen de buydu. Bu- nun üzerine Federasyon, Adana- dafci sendikaya önce "hazır ol" em- rini, sonra da, 22 Eylül Cuma günü grevin başlatılması talimatını ver- di. Sendika, durumu işçilerine bil- dirdi ve gerekli hazırlıklar tamam- landı. Talimata uyularak, 22 Eylül Cuma günü saat 12.55'te, İncirlik hava üssündeki lojistik bâzı hiz- metleri üzerine almış olan Tumpane Şirketinin 730 türk işçisi greve baş- ladı. Amerikalı ve köpekler Bir bayram havası içinde başlayan İncirlik grevi gayet. sakin geçi- yor ve daha önceden eğitilmiş grev gözcüsü işçiler, en ufak bir olaya meydan vermiyorlardı. İncirlik üs- sünün önüne çadırlar kurulmuştu. İşçilerin çoğu burada sabahlıyor ve kanunların kendilerine tanıdığı hak- lan kullanıyor, Okuş uçurtmuyor- lardı. Grevin ilk günü sakin geçti. Eğ- lenceler devam ediyor, civar köylü- ler grevcilere kucak kucak yiyecek taşıyorlardı. Adana halkı, sendika- lar, basın, gençlik kuruluşları, si- yasi partiler, grevi desteklediklerini açıklamış, işçilere yüzlerce tebrik telgrafı gelmeğe başlamıştı. 7 Ekim 1967