AKİS Geçtiğimiz haftanın sonunda Cu- martesi günü saat 17 sıraları idi. bir AKİS muhabiri, Paris Kuvaför salonunun kapısını çaldı ve çıkan gençkıza, berber Nuh ile görüşmek istediğini söyledi. Az sonra kapıya orta boylu, esmer, sinekkaydı traş- lı, mütenasip vücutlu, yakışıklı, fa- kat asık suratlı bir delikanlı geldi. Bu, , meşhur Nuh idi — Sizinle bir mülakat yapmak istiyorum" diyen gazeteciye Nuh, müthiş nazlı bir ifade ile, — Konuşmak istemiyorum" di- ye karşılık verdi. Gazeteci, basınla iyi geçinme- sinin NI lehinde olacağını söyle- yince "— Ami ihtiyacım yok!" diye böbürlendi. Nuhun artık ihtiyaç hissetmedi- ği şey, "reklâm"di. Eh, doğrusu da suydu. Daha, Nuhun Rusyadan dö- nüşünün İkinci günü, Paris Kuvaför salonunun aldığı manzara bunu gösteriyordu. Sabah saat 10'dan iti- baren Kuvaför salonu, hanımların istilâsına uğramıştı. Hanımlar saç- arını ille de Cici Berbere taratmak istiyorlar, arzularına nail olamayın- ca da, "Ayol, darıldım sana" diye sitem ediyorlardı. "Bir berber bir berbere.." Nuh ve özellikle Paris Kuvaför sa- lonu için işler yolundaydı. Daha Rusya gezisinden önce gazetelerde Nuhtan bahsedilmeğe başlanınca, Kuvaför salonunun genişletilmesi ve yeniden dekore edilmesi için te- şebbüse geçilmişti. Kapının önüne dizili, avrupa malı yeni ondüle ma- kineleri, bir yandan devam eden in- şaat ve hanımların dükkânı nin işlerin tıkırında gittiğinin açık lilleriydi. Meşhur tekerleme, şu gün” lerde bu durumu ifade için şöyle söylenmekteydi: "Bir berber bir berbere, gel birader, seninle bera- ber bir berber dükkânı açalım, de- miş. Öteki cevap, vermiş: bre ber- ber, olur be birader, yalnız bir ufa- cık şartım var: uhun yerini sen alacak, Nazmiyânımın saçını sen ta- rayacaksın, ondan sonra gelsin pa ralar, dolsun kasalar..' Gazeteci, "artık ihtiyacım yok diye böbürlenmesine rağmen, Nuha mülakat için ısrar etti. İki-üç daki- kalık bir pazarlıktan sonra Bay Nuh, lütfeden bir eda üç, Pazarte- si saat 13 için randevu verdi. Gazeteci ayrıldıktan sonra Nuh, salona döndü. Kuvaför salonunu 7 Ekim 1967 dolduran, fakat saçını Nuhta tara- tamıyan bahtsız hanımların bakış- ları kendisini takip ediyordu. Gaze- teci kapıyı çaldığı sırada saçını ta- ramakla meşgul olduğu hanımın yanına döndüğünde, ellerini yana a- Bıktım artık" dedi, "şimdi de AKİS! miş... Sabahleyin de dört gazeteci geldi. Bir de AKİS'te kapak yapmışlar, yılın adamı diye, kapak resminde kaşlarımı da çekmişler.." Saçı taranan hanım, iye gazetecilerle görüşmü- yorsunuz?'Sizin için bedava reklâm olur "deyince, Nuh burnunu kıvır- — Söylediklerimi aynen yazmı- —. ki Ben oradayken, 'vatan hizmeti Görüyorum” dediğimi yaz- mışlar. Halbuki, ben Öyle bir şey söylemedim." N sonra, Hürriyetin serbest kürsüsünde çıkan bir yazıdan dem- vurdu. Türkiyeye gelen yabancı devlet adamları hizmetçilerini ve u- şaklarını bile yanlarında getiriyor- lardı. Ne vardı bunda? Nuh, — Bu, çok görülmemeli" dedi. Müşteri hanım, "— Doğru... Başbakan karısı, ne de olsa... Berber vE ne yapsın?" diye onaylayınca, — Berber olsa bile, vakti yoktu YURTTA OLUP BİTENLER ki... Sabahın dokuzunda bir yerde olması lâzımgeliyordu, gece de kok- teyle gidiyordu" diye, Nazmiyânı- n Romanya ve Rusyadaki büyük problemini izah etti. : ma bu minval üzre devam ederken, biraz önce gelen ve Pazar- tesi saat 13 için minik bir rande- vuyu zorlukla o koparabilmiş olan AKİS'in erkek muhabiri, bir yerde oturmuş, o anda Nuhla konuşmak- ta ve saçını taratmakta olan arka- daşını bekliyordu. "Cevabı büyüklerimiz versin.." Mülakat için biri doğrudandoğru- ya, diğeri dolaylı, iki. yoldan te- şebbüse geçilmesinin sebebi, Nuhun kasılmağaı başlamasının bilinmesiy- di. -Nitekim Nuh; Pazartesi günü, AKİS muhabirine verdiği randevu- yu hatırlamadığını söyledi ve ko- nuşmadı-. O sabah büyük gazetele- rin muhabir ve foto muhabirleri, Kuvaför salonuna, Nuhla konuşmak için gitmişler ve Cici Berberden "Konuşmıyacağım, ama isterseniz Coca - Cola filân için. seyabım al- mışlar, zorlukla birkaç soru sora- bilmişlerdi. Cumartesi günü saat 15.30'da Pa- ris Kuvaför salonuna müşteri ola- rak giden hanım, '"Nuh bey "i Sor- du. Gösterdiler. Nuh, "Çok bekler miyim?" sorusuna, "Saat 17de çı- karsınız" diye cevap verdi. Hanımın "Cici berber" Nuh Akgün Berberin frenkçesi