YURTTA OLUP BİTENLER kesin bulunduğu, onlar üzerinde tartışmanın da, iade-i muhakemenin e imkânsız olduğudur. Zaten eg- zantrik Ali İpar ve onun reklâm me- raklısı avukatı bu çıkışı, bir netice almaktan fazla kendilerinden bah- settirmek için yapmışlardır. Anayasayı değiştirmeden 27 Ma- yısa ve onun temel tasarruflarına ilişmek kabil olmayacaktır. Bundan dolayıdır ki Sonbaharda, DP'nin girişeceği büyük taarruzda, daha ziyade halkın hislerinin "Ce- setler Hikâyesi" ile tahrik edilmek istenileceği anlaşılmaktadır. Tabii bu, mutlaka bir huzursuzluğun ve karışıklıkların sebebini teşkil ede- cektir. Bayarın, daha Kayseri ha- pishanesindenberi bu niyeti (o kafa- sında taşıdığı, hapishane arkadaşla- rından Mithat Permin yaptığı açık- lamalardan anlaşılmaktadır. Mem- leketteki havanın zamanla değişmiş olduğu yolunda bir teşhise sahip eski komiteci, gafil avlandığını san- dığı 27 Mayısta bulamadığı "sivil halk desteği"ni bu sefer bulacağı inancındadır. Tabii bu teşhisi de, çok teşhisi gibi hatalıdır ve halk, bir avuç şah- si kin ve iğbirar sahibi kimse uğ- runda memleket huzurunun bozul- masını desteklemeyecektir." Kaldı ki, Ordudaki son pinler yüksek komuta kademesinde Mayısa dokundurmamak, onu . dunun mukaddes bir malı saymak azmindeki ilerici ekibi kilit nokta- larına getirmiş veya orada tutmuş- tur. Kıbrıs Alevli günler Saat 15'e yaklaşıyordu. İçişleri Ba- kanı Faruk Sükan birkaç resim göstermiş, fakat bahsettiği "band"ı dinletmemişti. Sükan, mücahidlerin dövülmesi olayım izah için gençleri, suçluyor, komünist tahrikçilerden ve provokatörlerden bahsediyor, po- lisin kanunları uyguladığını söylü- yor ve özellikle, heyet mensupların- an, "Hocam" 'diye hitabettiği Prof. Manizadeyi iknaa çalışıyordu. Kıb- rıslı türklerin ürkiyede bulunan liderlerinden kurulu ve Rauf Denk- taş başkanlığındaki heyet, saat 14.30'danberi Sükanın odasındaydı. Heyette, Kıbrıslı türklerin ara- da oturmağa mecbur edilmiş Ce- maat Meclisi Başkanı Rauf Denk- taştan başka, ara Kıbrıs Kültür Derneği Başkanı oMehmet Ertuğ- ruloğlu, İstanbul Kıbrıs Kültür Demeği Başkanı -ve Faruk Süka- nın Tıp Fakültesinden hocası- Prof. Derviş Manizade ile Kıbrıstan yeni gelmiş olan Temsilciler Meclisi Baş- an Veki rhan Müderrisoğlu bu- lunuyorlardı. Bu görüşmede, tarafların amaç- ları başka başka idi. Kıbrıslı lider- ler, Kıbrısla ilgili faaliyetleri son derece esrarlı ve gizli bir hale ge- tirmiş olan Hükümetten bilgi almak ve bir ümit ışığı görebilmek, bu a- rada, polis takibi altındaki Kıbrıslı öğrenci mücahidlerin durumunu izah için gelmişlerdi. Sükanın ni- Ankara sokaklarında Kıbrıslı mücahidler Çok elin sesi var.. AKİS yeti ise, Kıbrıslı liderlere, polisin mücahidlere karşı davranışının doğ- ru olduğunu izah ve onları Kıb- rıslı mücahidlerin yeni hareketleri ni önlemeye davet idi. Ama, o kısa görüşmede bir sonuç alınamadı. Za- ten bunun bir "ön görüşme" olması uygun bulunmuştu. Ne Kıbrıslı li- derler Kıbrıs konusunda bilgi ala- bildiler ve ne de Sükan, polisin haklılığı yönünde onları ikna ede- bildi. Liderler, kendileri tarafından mücahidlerin yatıştırılabileceği gö- rüşüne şu cevabı verdiler: "— Çocuklar, yapacakları işleri bize haber vermiyorlar. Gösteriler- den şu şartla vazgeçebileceklerini söylediler: o 'Hükümet sizleri ikna ederse ve siz de bize gelip, dâva iyi yoldadır, bundan eminiz derseniz, vazgeçeriz.. Bu haftanın başında Pazartesi gününe rastlayan görüşme, saat 15e doğru sona erdi. Saat 15'teki Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılacak olan Sükan, heyet üyele- rinden ayrılırken, akşam saat 10'da görüşmeye devam edilebileceğini söyledi. Milli Güvenlik Kurulu top- lantısından sonra, muhtemelen, Cumhurbaşkanı bir yemek verecek- ti. O yemekten sonra heyetle tek- rar biraraya gelebilirdi. Kanlı Çarşamba Bu görüşmenin yapıldığı sıralar- da, Başbakan Demirelin Buğday sokaktaki evinde de bir başka top- lantı devam ediyordu. Demirel ve "İç Kabine"si ile MİT -Milli İstihbarat Teşkilâtı- Başkanının katıldıkları bu toplantı sırasında bazı Dışişleri ve Emniyet memurları, üzerinde "Çok Gizli" yazdı bazı dosyaları De- mirelin evine taşıdılar. Toplantıda görüşülen konu, Kıbrıstı. Tabii, yak nızca Adadaki olaylar değil, radaki olaylar ve Türkiye çapında bir mahiyet kazanması ihtimali bu- lunan protesto hareketleri üzerin- de de kafa patlatıldı. Hattâ, işin bu tarafına daha büyük önem verildi- gini düşünmek mümkündür. Çünkü aynı gün İzmirden gelen haber hiç de i içaçıcı. değildi: B liderleri, İzmirde, aradaki mücahidle- rin faaliyetlerini destekliyoruz" de- mişler ve şu haberi vermişlerdi: "Yakında, Türkiye çapında miting- ler düzenliyeceğiz. Arkasından da Kıbrısa gönüllü kampanyası aça- cağız"' Saat 15'te Milli Güvenlik Kuru- lu toplandı. Toplantıya gelenlerin yüzleri ciddi, hattâ asıktı. Toplan- 2 Eylül 1967