2 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

2 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS yacak ihracat artışı olmamaktadır. Bu sebepten, türk ekonomisinin dış ödemeler dengesi devamlı bozukluk içindedir. Bu mesele, ayrıca, tedavüldeki para miktarıma fazlalaşması ile birlikte türk ekono- misinin enflasyona girmesi okonu- sunda tehlike teşkil etmektedir. — Enflasyonist gidişin durdu- rulması iki yolla mümkündür: vası- talı vergilerle devlet mamullerinin fiyatlarını yükseltmek, yani talep gücünü azaltmak söz konusudur. Oysa, zaten adaletsizliği açık olan vasıtalı vergilerin yükseltilmesi po- litik bakımdan zordur. Devlet ma- mullerinin fiyatlarına zam yapmak, kısa sürede diğer piyasalarda da fiyat ayarlamalarına yol açacaktır. Zira, türk özel sektörünün fiyatları devlet sektörünün kendisine vere- ceği ham madde, yarı mamul mad- de, hizmetlerin fiyatlarına çok bağlıdır. — OECD'nin asıl önemli tedbir diye gösterdiğinin ise, şansı hiç yoktur. "Vergilerin daha rasyonel- leştirilmesi" diye belirtilen tedbir, örneğin 25 milyarlık bir tarım sektöründen hiç olmazsa 1-2 mil- yarlık spohtane vergi imkânlarını değerlendirmeyi (ogerektirmektedir. Bu mesele, çok iktidarlar için zor mesele olarak çözülmeden kal- mıştık. Kaldor'un tavsiyeleri, bir zamanların Maliye Bakanı Ferit Melenden bile olmayacak | lâflarla süslü bir damga yemişti. Şimdil Güven Partisinin kafasındaki AP'nin ise, böyle işlere şey değildir. — OECD'ye göre, "Türkiye kal- kınmasında en büyük engel, plân kaynaklarındaki yetersizliktir. Her nekadar turizm gelirlerindeki artış ümit verici ise de, asıl önemli gelir kaynağı olarak ihracat ala- nındaki bir gelir artırımı için a- lınması düşünülen tedbirlerin meyvaları "uzun süreli olmak Zo- dindar dırlar Kısacası Türkiye, kal- kınmasının finansmanı için -iç ge- lir kaynaklarım düzeltecek tedbirle- rin etkisizliği yüzünden dışa ba- gımlı kalmakta, raporun diliyle, “dış lal belitti bir bekleniliş i- çinde"dir — Son olarak, Hükümetin ve danışmanlarının, ekonomist kafası ile değil, maliyeci kafası ile izlemeye çalıştıkları bazı mali tedbirlerin de, bütçe meselesini halledelim derken ekonominin gelişmesini dur- durabileceği veya daha fenası, türk girişmesi olacak 2 Eylül 1967 ekonomisinin dışa bağımlılıktan kurtarılması için tedbiralmak ge- rektiği görüşlerini savunanlara kar- ı çıkanları haklı kılacak bir du- ruma yol açacağı da belirtilmekte- dir. Raporun bu alanda verdiği ör- nek, maliyecilerimizin savundukla- rı bir tedbir olan "ithalâtın kı- sılması" hakkındadır. Rapor, "dö- viz rezervleri düşen Türkiyenin ithalâtını kısması mümkündür. Fa- kat bu yola gidilmesi ile birlikte yatırımların da ithalât daralması yüzünden zarar görmesi beklenme- lidir" görüşündedir. — Felsefesi "faziletli özel sektö- rümüz eliyle kalkınma" olan İktidarı ne derse desin, azgelişmiş bir ülke olan Türkiyede hem kendi kazancını, hem de -fazilet icabı- memleketin durumunu ve yararını gözetmesi gereken özel sektörümüz hakkında gene özel sektörcülüğe -a- ma kapkaççı olmayan özel sektör- cülüğe- inanan batılı ülkelerin teş- kilâtı olan OECD Raporunda şöy- le denilmektedir: "Özel teşebbüs, Hükümetçe alınan bütün tedbir ve . gayretlere rağmen, gereken sabala- ra yatırım yapmamaktadır. Türk Özel sektörünün hafif sanayi alanla- rından diğer önemli sanayi alanla- a çekilmesi için tedbir alınma- ıd Ve İktidarın tedbirleri 1967 Programında, başlarda, 1966 ve 1967 yılı yatırımları yüzde yüz gerçekleşse bile, tarım, maden- cilik, imalât, enerji, konut, sağlık ve eğitim sektörlerinde Plâna gö- re daha az yatırım yapılması Z0- runlu olacaktır" denilmektedir. Oy- sa İktidarın, gerekli görülen gelirle- rin âdil dağılımı konusunda Plân- da gösterdiği, "hizmetlerin gelişme- sini sağlayacak yatırımlar da gelir © BE ii ir İKTİSADİ VE MALİ SAHADA dağılımını iyileştirecek bir tedbir olacaktır" gerekçesi ise, Plân metni ile çelişki halinde ve boşlukta ka- lan bir görüştür. Bu, işin "tercihlerle ilgili" bö- ümüdür. O orunda belir- lilen problemlerin doğru olmadığı" nı söyleyen ilgililerin iddialarının aksine, 1967 Programında Plâncı- lar, "Tarım sektöründe bu yıl an- cak yüzde 15 oranında bir gelişme beklenebileceğini", o “beş yıllık bi- linci Plân döneminde yatırımların toplam olarak yüzde 48 oranında artması öngörülmüşken, bunun, 1967 Programının hazırlandığı günlerde yüzde 17.55 oranında kaldığını", "bu yılki 1967 Programında toplam ka- mu gelirlerinin 22 milyar 473 mil- yon lira, toplam kamu a larının ise 24 milyar 692 mil lira olacağını" söylemekte, “1967 yılı kamu kesimi harcama hedef- lerine ulaşabilmek için 2 milyar 19 milyon liralık ek finansman ihtiyacı vardır" demektedirler. Plancılara göre, kamu sektörü- nün bu derece yüksek bir ek fi- nansmana ihtiyaç göstermesinin başlıca sebebi, Plânda ve onu iz- leyen programlarda iktisadi devlet teşekküllerinin yaratacağı kaynaklar ve vergi gelirlerinin arttırılması i- çin öngörülen tedbirlerin bir kıs- mının henüz alınmamış olmasıdır. Dost ülkelerin bile, "çanlar çalı- yor" diye İkazda bulundukları | bir dönemde, Plâncılarla Hükümet a- rasında yapılan -son fasıl olduk- ça ahbapça geçen- görüşmelerde ise, bu gibi önemli meselelerin çözülmesi için alman tedbirler, vergi kazası, yatırım indirimi, güm- rük vergisinin taksitlendirilmesi, itirazların vergi tahsilatını durdur- maması, büyük şehirlerde açıkça faaliyet gösteren amerikan eşyası pazarları -PX- nın önlenmesi gi- bi, meselenin temeline inmeyen, devlete -Plâna ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde- yeni ve sağlam gelir kaynaklan bulmaya çalışmayan palyatif tedbirlerin dü- şünülmesi ile ED AP İktidarının, OECD R da açıkça belirtildiği gibi, Pir ekonomisini, dışa bağımlılığını de- vam ettirece bugünkü yapıdan kurtarmak" için 1967 Programın- da Plâncılar - Hükümet görüş- melerinde düşünebildiği en radikal tedbir ise, "Spor-toto gelirleri- nin de konsolide bütçe gelirleri a- 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: