Tİ YA Fransa Avignon'da Goethe Tiyatro yazarımız Lüffi Ayın Avignon Festivaline ait izle- nimlerinin o ikincisi aşağıdadır. Otuzaltı yıl önce birkaç gün ge- çirdiğim tek otelli küçük Avig- non kasabası, şimdi, Rhone kıyısı- nın en canlı, en kalabalık şehirle- rinden biri olmuş. Maden sanayim- den mensucat ve gıda sanayiine, kâ- ğıt ve kundura fabrikalarından kim- yasal maddeler fabrikalarına (o va- rıncaya kadar yeni çağların ekono- mik gelişmelerine ayak uydurmuş 75 bin nüfuslu bir şehir. Ama bel- caddesi ve eski sokakları, mar" salgınına kurban edilmemiş. Bu tarihi yapılar içinde en önemlisi de, 1309'dan 1370'e kadar Vatican'- ın yerini almış olan Papalar Sara- yı. Gotik taşra mimarisinin bu hey- betli eserini vaktiyle gezerken, zi- yaretçilere obir aktör edasıyla ti- radlar çeken yaşlı -ve tarih merak- lısı- bir müze muhafızını zevkle din- lediğimi hatırlıyorum. Otuzaltı yıl önce bize uzun uzun anlattığı o çıplak, yıkık - dökük su"nda şimdi Jean Vilar, modern tekniğin en güzel açıkhava amfile- rinden ve sahnelerinden birini kur- durmuş. Çelik borulardan örülmüş bir iskele üzerinde yükselen bu amfi, hafif plâstikten -rahat ve ar- kalıklı- koltuklarına 3200 seyirci a- labiliyor. Yaprakların bile kımıldamadığı çok sıcak bir Temmuz gecesi, bu sahne üzerinde seyrettiğimiz ilk o- yun Goethe'nin, bizde değil, Fran- sada, hattâ Almanyada, pek bilin- miyen ve hiç oynanmıyan bir eseri oldu: "Duyarlığın Zaferi - Der Tri- umph der Empfindsamkeit". Fran- sada, şimdi ilk defa Avignon Fes- tivalinde oynanan bu 6 tabloluk "dramatik kapris", romantizmin içerik bir hicvi. yıl sonra yazılmış, 1777'de Weimar'- da oynanmış olan bu oyununda Goethe, istemeden ortaya çıkarmış olduğu aşın duyarlılık omodasının gülünç yönlerini o şahne ışıklarına çıkarıyor. Sevdiği güzelin her yere götürdüğü- kuklasına âşık olan -ve "canlı"smı "kukla"sına ter- cih eden- bir prensin fantastik öy- 2 Eylül 1967 TR O küsünü, kır eğlencelerinin gözalıcı sahne hünerbazlıklarıyla süsleyerek, Rousseau hayranlarının kapıldıkla- rı el değmemiş tabiat sevgisinin ince bir karikatürünü çiziyor. Lavelli'nin zaferi Zaman aşımına uğramış böyle bir oyunu bugünün seyircisine ka- bul ettirebilmenin tek yolu, eser- deki alay ve hiciv unsurlarını en iyi şekilde değerlendirmek ve tem- silin bütününe bir yaz bayramının sürükleyici neşesini sindirebilmekle mümkündü. Oyunu sahneye koyan Jorge Lavelli, son yıllarda kendisin- den çok söz edilen, bu arjantinli genç rejisör de öyle yapmış. Michel Raffaelli'nin (o-kazanılan o başarıda çok büyük payı olan- nefis dekorla- rı, o muazzam sahneyi bir renk deniziyle (kaplayan balonları, ka- meriyeleri, şeffaf kostümleri için- de, yirmiden fazla oyuncu, keman ve flüt sesleri arasında dans ede- rek, şarkı söyliyerek bir karnaval havası yaratıyor, Shakespeare'in masal komedilerini hatırlatan, cün- büşlü bir oyun çıkarıyorlar. oBelli- başlı rollerde Alain Mottet (Kral) ile Françoise Brion (Kraliçe) ve Phi- lippe Avron (Prens Ornaro) nun -canlandırdıkları kişilerle alay eder gibi- hesaplı aşırılıklarla bezenmiş tatlı oyunları, kalabalık sahnelerin sürükleyici muvmanlarına ayrı bir çekicilik kazandırıyor. Böylece, Fes- tivalin açış oyunu olan Goethe'nin bu unutulmuş komedisi, Duyar- ğın Zaferi", Jorge Lavelli'nin zaferi oluyor. Oyun bittiği zaman kopan ve sonu gelmiyen alkışlar, 3000 se- yircinin tempo tutarak adım tek- rarladığı, arjantinli rejisör sahneye çıkmadan kesilmedi. Ertesi sabah, bu güzel başarının sahibini daha yakından -ve dinlemek- fırsatı çıktı. adına Festivali izlemeğe gelmiş o- lan dostumuz Ossia Trilling'in ara- basına atlıyarak, Avignon tepele- rinde oturduğu bağ evine gittik. Bir ondan şından da küçük gösteren, bir delikanlı. Arjantinde küçük bir tiyatronun aktör - yöneticisiyken, Gençlik Tiyatroları Yarışmasında birincilik ödülünü kazanınca, Paris- te kalmiş, ilk büyük başarısı da Gombrowicz'den sahneye koyduğu "Evlenme" olmuş. Şimdi, Paris sah- nelerinin en gözde sahneye koyu- cularından biri. Yeni görüşler Jorge Lavelli, güney âmerikalıların tatlı ispanyol şivesiyle -ve reji- lerine hakim olan coşkunlukla- ko- nuşuyor : — Bütün üzüntüm, Avighon'da yeteri kadar prova imkânı, bulama- mış olmamız. Goethe'nin oyunu çok hareketli, teferruatına kadar önemli ayarlanması gereken bir oyun. Çok serbestçe düşünülmüş, rahat, hoş, değişik üslüplara kaçmayı, bile gö- ze alarak yazılmış bir fantezi. A- çıkhavaya uygun düştüğü için üze- rinde zevkle çalıştım. Ben de reji Avignon Festivalinde Goethe'nin kalemiyle "Duyarlığın Zaferi" "Werther'in hicvi 23