S Tenis Ünlü raketler Ankarada, Mc Millan, Fletcher, Hewitt, Man- darino, Koch gibi dünya teni- sinin başlıca raketleri, geçtiğimiz hafta, Ankaranın bir avuç tenisseve- rine unutulmayacak bir ziyafet çek- tiler. Bugüne kadar hiçbir Ankaralı, böylesine güçlü tenisçilerin Ankara- ya geleceğini düşünmemişti. Gerçi birçok defa Ankaraya, Ankara Ulus- lararası Tenis Turnuvası için misa- fir tenisçi getirilmişti ama, bunla- rın hiçbiri, dünya çapında isim P O RR zevk oldu. (Herşeyden önce, bu kadroyu bundan sonraki yıllarda bulmak şüpheliydi. Zira, Wünbledon Turnuvasının ardından dünyanın dört bir köşesinde düzenlenen ulus- lararası turnuvalara katılan ünlü tenisçiler, Beyrut Turnuvasının ip- tali sonucu Ankaraya getirilmişler- di. Ortadoğu olayları yüzünden Bey- ruttaki turnuva yapılamayınca, mi- safir tenisçiler İstanbuldan doğru- ca Ankaraya geçmişlerdi. Bu, Anka- ralı tenisseverler için büyük bir şanstı. Fakat.. Wimbledon'da bile en ünlü ra- McMillan - Hevwitt Şöhretli raketler yapmış şöhret değildi. Örneğin bir romen Tiriac, bir israilli Davidman, Ankamiama anılarında büyük i- simler olarak yer etmişlerdir. Oy- sa bu iki tenisçi, IX. Uluslararası Ankara Tenis Turnuvasına gelenler ayarında değildi. Bir O'Neillin odı- şında, bu kadronun en zayıf elema- na bile Tiriac'tan, Davidman'dan hayli üstün tenisçiydi. Avustralya, Güney Afrika, Şili, Brezilya, İspanya, Fransa ve Hong Kongun 13 erkek ve 6 kadın tenis- -isini seyretmek, Ankaralı sporse- verler için gerçekten de büyük bir 2 Eylül 1967 ketler arasında bulunan Mc Millan, Hewitt, Fletcher, Mandarino ve Koch'lu kadro ne yazık ki Kep beklenen ilgiyi görmedi. Ankara nis Klübü, büyük bir iadakdrığı girişmiş, tenisseverlerin kolay ko- lay seyredemeyecekleri tenisçileri Ankaraya kadar getirmişti ama, tribünler bomboştu. Hele çeyrek fi- nal karşılaşmalarıyla birlikte bu boşluk belirli olarak ortaya çıktı. Ankara Tenis Klübü santr-kortu- nun yalnız bir bölümü şöyle böyle doluyordu. Üstelik, seyredenlerin hemen hepsi de belirli kişilerdi. Kısacası, Ankara Tenis Klübü- nün yetkilileri her yönden büyük fedakârlığa giriştiler, büyük opara- lar harcayıp ünlü tenisçileri Anka- raya getirdiler, gece - gündüz deme- yip turnuvanın başarılı olması için çalıştılar ama, ne yazık ki, umduk- İarını bulamadılar. "Tenis sporunu hiç değilse biraz daha fazla sevdi- ririz" diye düşünenler, amaçlarına laşamamanrı burukluğu içindeydi er. Futbol Transfer hikâyeleri Geçtiğimiz haftanın sonunda Fut- bol Federasyonu tarafından ya- yınlanan bir bildiri, birçok klübü meraktan kurtardı, transfer ayın- dan kalma anlaşmazlıkları bir ba- kıma çözdü. Her transferde olduğu gibi bu yıl da bazı futbolculara bir-iki klüp sahip çıkmış, bu yüz- den klüpler. Federasyonun kararını beklemeğe başlamışlardı. Federas- yon, bu anlaşmazlıklar için bir ko- mite kurmuştu. Anlaşmazlıkları ilk defa bu komitenin karara bağla- ması gerekiyordu. Oysa işin gerçek yönü değişince, komite üyeleri, ka- ran Federasyona bıraktılar. Çünkü komitede yer alanların çoğu (O hu- kukçuydu ve yönetmelikleri (o çok iyi bilen, gerektiği gibi uygulamak isteyen kimselerdi. Büyü üplerin devamlı baskısı karşısında kalmak, üstelik bu baskıda Federasyonun i- leri kişilerini de görmek, kurul ü yelerini çekimser bir duruma getir- mişti. Büyük klüpler kendi ağırlık- larım, il klüpleri de milletvekilleri- ni, senatörlerini araya koyup gün- lerce kulis yapmışlardı. Örneğin bir, Diyarbakırlı Emin vardı. Geçen yıl PTT Klübüne transfer için gel- miş, amatör olarak 5000 lira almış, transferi olmamıştı. Aynı futbolcu bu defa yine PTT ile anlaşmış, üs- telik sözleşme de imzalamıştı. Ara- dan birkaç gün geçince (OEminin Kayserisporun teklifine "Evet" de- diği ve amatör olarak fiş imzala- dığı görüldü. PTT yöneticileri, bu futbolcudan artık fayda bekleme- diklerini, bu düşüncedeki bir fut- bolcuyu kendi klüplerinde barındır- mıyacaklarını (söylediler. Ancak, maddi zararları pahasına da olsa Emini, Kayserispora bırakmıyacak- ni da belirtmekten geri durma- ılar. Fakat PTT yöneticileri, bir-iki gün içinde karar değiştirmek 70- runda kaldılar. Çünkü PTT. bir müesseseye dayanan bir klüptü. Kayserinin senatör ve milletvekille- ri, Ulaştırma Bakanının kapısını a- 21