YAY | YÖNELİŞLER Nathalia Sarraute'nin romanı. Çe- viren:, Dr. Mükerrem Akdeniz. Bilgi Yayınları 37, Roman dizisi 7. Birin- ci basım, Şubat 1967. 128 sayfa, 4 lira. İsteme adresi: Bilgi Yayınevi, Sakarya Cad. 8, Yenişehir - Ankara. İkinci Dünya Savaşı arefesinden bu yana, özellikle de İkinci Dünya Savaşından sonra edebi oakımlar, devamlı bir arama, kendini asma çabası içindedirler. Dünya edebiyat çılan, dünya savaşlarının da verdiği bunalımlar içinde, durmamacasına yeni yeni yollar aramakta, alışılmı- şın, bellenmişin dışına çıkmak için çaba göstermektedirler. Birinci Dünya Savaşı sonrası yıl- larının dadaizmi, fütürizmi, kübiz- mi, hattâ ve hattâ daha öndeki ve, sonraki yılların sembolizmi, realiz- mi, romantizmi gibi, günümüzde de yeni yeni akımlar birbirini kovala- maktadır. Sürrealizmden egzistansi- yalizme kadar çeşitli felsefi ve ede- bi akımlar içinde, bu akımlardan en çok etkilenen edebiyat türlerinden biri de Romandır. Şu son yıllarda, bir zamanların yadırgatıcı Kafka- larını, Sartre'larını, Camus'lerini de geride, bırakan ve "alışılmış" sayan bir yeni roman akımı dünyayı, kap- lamaktadır. Dillinize kısaca "yeni roman" diye çevrilebilecek bu akı- ma, "antiroman", "bakışromanı" da demek mümkündür. 1940'lardan bu yana öncülerini Fransada bulan bu yeni akımın, ünü dünyaya yayılmış yazarları arasın- da yer alan kişiler şunlardır: Akün Robbe Grillet, Nathalie Sarraute, Michel Butor, Claude Simon, Clau- de Ollier, Robert Pignet... Bugün burada sizlere tânıtmaya çalışacağım "Yönelişler - Tropi- mes", işte bu yeni akımın önde ge len yazarlarından Nathalie Sarrau- te'nin bu konudaki en iyi Örneği, çe- virmeninin diliyle “uvertür" ü ola- bilecek bir eserdir. Aslında, "Yöne- lişler"i kısa bir kitap tanıtma yazı- sı içinde anlatmak mümkün değil- dir. Onun için, kitaptan çok, bu ye ni roman akımını anlatmak, kita- bın yazarını tanıtmaya (o çalışmak, daha yerinde olacaktır. "Yeni roman" akımını kısaca an- latmak istersek, söyleyebileceğimiz en kestirme şey, "bu romanlar hiç- bir şeyi anlatmıyor, hiçliği anlatı- yor" demek olacaktır. Yeni roman akımında, öteki alışılmış romanlar- daki "kişi" hemen hemen yoktur. 22 NLAR Genellikle, Kİ adından söz edil- mez; işler, iz", "o", "onlar" gibi kişi zamirleriyle idare edilir. Ro- mana, insana, tıpkı bir ağaca, bir kayaya, bir masaya, sandalyeye ba kar gibi bakar. Ama onun canlı ol duğunu unutmaz. İlgi, genellikle, tek bir kişi üzerinde toplanır; bir- çok kişi birden konu olarak alınmaz. Tek bir kişi ve onun çok, ama çok yakın çevresi, âdeta bir sayıklama şeklinde romanda verilir. Dil; özen- tisiz, süssüz, yapmacıksız bir ko- nuşma dilidir. Zaman zaman insa- nı yadırgatacak kadar çok tekrar bu dilin egemen özelliğidir. "Yeni roman "in özelliklerinden biri de, oluş halindeki ogerçekleri verme çabasıdır. Yani, yeni roman akımı gerçekçidir, hem de katı ger- çekçi. En söylenmez, yazılmaz sa- nılan şeyi pat diye yazıp söyleyive- rir. Bu roman türünün dünyası, belli bir olayın etrafında da dondu- rulmuş bir dünya değildir. Romancı hep, anlık, ama bir anlık değişmele- ri yakalamak peşindedir. Durmadan değişen, durmadan yenilenen bir dünya ve bu dünya karşısında in- sanın iç ve dış dünyası. Bütün bun- ları tek bir cümlede içiçe bulabilir- siniz. Tasvir ve olay da "yeni ro- man"da içiçedir. "Yeni roman'ın hareket noktası, "şimdiki zaman" ve "bakış"tır. Romancı bakar ve gördüğünü yazar. Gördüğü, çok ke- re, hiç birşey değildir. Örneğin, bir evin satın alınması, koskocaman bir roman olabilir ve olay, aslında, bu tür romanda devede kulak bile değildir. "Yeni roman" akımında, dil ku- rallarına çoğunlukla boşverilir. Her- şey, "düşünürken konuşma" düzeyi- ne göre ayarlanmıştır. Bakarsınız, cümleler sayfalar boyu sürüp gider ve bir türlü bir nokta bulamazsı- nız. Ama buna karşılık o virgüller, iki nokta üstüsteler, parantezler, tır- DİŞ TABİBİ MUSTAFA © GÖRKEY Atatürk Bulvarı, Bolu Apt. No: 84/7 Telefon: 172010 Kızılay — Ankara (AKİS: 304) naklar, tireler sık sık karşınıza çı- kar. "Yeni roman" akımını ve "Yöne- lişler"i iyice anlayabilmek için şöy- lesine kısa bir örnek görmek, iyi bir ölçü olacaktır. İşte, "Yönelişler" ad- lı romanın IX. bölümünden rastge- le bir paragraf: "Bu da ne? İşte korkuyordu ge- ne, çıldıracaktı nerdeyse, odüşün- mek, ölçüp biçmekle bir dakika bile oyalanmaya gelmezdi. Ve her zaman olduğu gibi, onu görür görmez ay- ni role giriveriyordu ve, ona öyle geliyordu ki, kendisini (o baskıyla, tehditle buna zorluyordu kadın. O zaman başlıyordu konuşmaya, dur- maksızın konuşuyordu, kimden olur- sa, olsun, aklına ne gelirse, ve bite- viye çırpmıyordu (müziğin karşı- sında yılan gibi mi, yoksa boanın karşısında kuşlar gibi mi, orasını pek bilemiyordu artık), çabuk, ça- buk olmalıydı, daha iş işten geç- memişken, onu tutmak için, poh- pohlamak için daha vakit varken. Konuşmak gerekiyordu, fakat ne- den bahsedebilirdi ki? Ya da kim- den? Kendinden, tabii kendinden, yakınlarından, dostlarından, ailesin- den bahsedebilir... Bu "Yeni roman" akımına verile- cek en iyi ad "Sayıklayış" olabilir: Yeni romancının yaptığı, tam bir sayıklamadır. Gördüğü, gördüğünü etkileyen şeyler ve iç dünya... Yeni romanın konusu budur ve işte bu kadar dardır. Nathalie Sarraute'e gelince: Ya- zar, 1902 yılında Rusyada doğmuş, Pariste okumuş, Sorbonne'da ingi- lizce ve almanca öğrenmiş, Oxford'- da, Berimde sosyoloji öğrenimi yap- mış, Pariste hukuk fakültesini bitir- miştir. Bir süre avukatlık (yapan Nathalie Sarraute, 1932'den itiba- ren kendisini edebiyata vermiştir. İlk romanı olan “"Tropismes'"i bastır- ması güç olmuş, yıllarca beklemiş- tir. Bu romanın 1939'da yayımlan- masından on yıl sonra çıkan ikin- ci romanının önsözünü ise Sartre yazmıştır. Bundan sonra ardıardına "Yeni roman" akımının güçlü ör- neklerini vermeye devam eden Nat- halie Sarraute, 1963 yılında "Les Fruits d'Or" adlı romanıyla ulus- lararası edebiyat ödülünü almıştır. "Yönelişler - Tropismes"de anla- tılan, insan ve insanın ilişkileridir. Türkiyede yeni yeni öğrenilmeye ve tanınmaya başlayan bu roman akımının ilk ve ilgi çekici kitapla- rından biri olan "Yönelişler," Bilgi Yayınlarının o herzamanki zarif ve göz doldurucu baskısı içinde okuyu- cuya sunulmuştur. İlhami SOYSAL 12 Ağustos 1967