YURTTA OLUP BİTENLER gibi menfaat için oçalışmıyacaktır. Belki bir kısmı politikaya atılacak, yarının liderleri olacaktır; ama bü- yük kısmı, mücadeleden sonra, ken- di işinde, çevresinde kalacaktır. Fa- kat bunlar, yıllar sonra, 1967'lerdeki o "dar boğaz"dan Türkiyeyi geçiren, kara istismar düzenini âdil ve mut lu bir ortama çeviren büyük hareke tin içinde mücadele etmiş olmanın gururunu ve şerefini taşıyacaklardır. Dokunulmazlık Geçmiş ola! Bugünlerde bir AP'liye "Nasılsın? diye sormak oldukça tehlikelidir. Hele bu soru ayrı siyasi kanaatle bir kimse tarafından sorulmuşsa, o AP'li üzerinde mutlak surette küfür etkisi yaratmaktadır. iktidâr men- supları, eşekten odüşmüşten beter haldedirler. Üstelik kabahat, tama- men kendilerinindir. Onlara, bugün içinde bulundukları durum çok ön- ceden haber verilmişti. "Yapmayın, etmeyin, bu işle uğraşmayın! Hem, kendi elinizle bir kahraman yara- tırsınız, hem de mabadınızın üstüne oturursunuz" denmişti. Hattâ, bu tavsiyeyi yapanlar arasında bazı a- kıllı AP'liler de bulunuyordu. Ne var ki, hatada direni imiş ve bugün- kü durum meydana gelmiştir. Şimdi İktidar mensupları, şaşkınlık, Öfke ve kime saldıracaklarını bilememe gibi duygular içindedirler. Tabii, bu karmakarışıktık yeni hataları davet etmekte, yeni bozgun şartları oto- matik olarak hazırlanmaktadır. Bu perişanlık içinde öfkeden gö- zü dönmüş bazı yazar ve politika- cıların himmetiyle iktidar, çok da- ha büyük bir gafa sürüklenmekte, Anayasa Mahkemesini karşısına al- maktadır. Eğer, bu derginin basıldı- ğı gün toplanacak olan AP Genel Yönetim Kurulu, deli bir dörtnal için eşinmeğe, tepinmeğe başlıyan kıratın dizginlerini kasamazsa, Tür- kiyeyi bekleyen, bir tozkoparan fir- tınası olacaktır. İktidara mensup kalemler ve po- litikacılar, Anayasa Mahkemesini karşılarına almakla kalmamaktadır - lar. Meclisi toplantıya çağırmaktan, Anayasayı değiştirmekten, Anayasa Mahkemesini (okaldırmaktan bile bahsedilmektedir. - Kabahat sanki Meclis Başkam Ferruh Bozbeylidey- miş gibi, onu düşürüp, yerine Ha- san Dinçeri seçmekten demvuranlar dahi vardır. İktidar, kendi kudreti ni aşan yeni maceralara sürüklen- mek istenmektedir. AP'lileri deliye döndüren olay, Anayasa Mahkemesinin, TİP millet- vekili Çetin Altanın dokunulmazlı- ğını kaldırmak için Meclisin aldığı kararı iptal etmesidir. Anayasa Mah- kemesi, bu iptal kararını geçen haf- tanın ortasında aldı. Dokunulmazlı- ğın kaldırılması kararı, 4'e karşı 11 T.C. Anayasa Mahkemesi Bağdattan dönen yanlış hesap AKİS oyla usülden bozuluyordu. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Lütfi O- merbaş, saat 18.30da alman karar hakkında şöyle dedi: — Karma Komisyonun partile- rin kuvvetleri oranında kurulmamış olması nedeniyle, yasama dokunul- mazlığının kaldırılması hakkındaki Millet Meclisi kararının iptaline oy çokluğu ile karar verilmiştir. İşin esasının incelenmesine yer olmadı- ğına iişkin karar ise oybirliğiyle a- lınmıştır Dili sürçen Başbakan arar, İktidar çevrelerinde bir bomba gibi patladı. Bundan son- ra şaşkınlıklar ve gaflar birbirini kovaladı. En sakin ve ihtiyatlı de- meci veren Demirel bile büyük bir pot kırmaktan kendini alamadı. De- mirel, Anayasa Mahkemesi kararı- nın açıklandığının ertesi günü ver- diği demeçte, "meselenin siyasi bir münakaşa konusu olmadığım; Ana- yasa Mahkemesinin, Meclisin bir kararında usül noksanı bulduğunu, bunun Parlâmentoya ait bir iş ol- duğunu, icabı ne ise onun düşünüle- ceğini" ifade etti. Bütün bunlar, De- mirelin, durumu soğukkanlılıkla karşılama gayretini ortaya koyuyor- du. Ama Demirel, bu demecinde ağ- zından şöyle bir cümle de kâçırıver- di: "— Anayasa Mahkemesi, suç var mı yok mu hususunda karar verme yetkisini haiz değildir!" Galiba Demirel, derin hukuk bil- gisini fazlaca zorlamıştı. Hükümet Başkanının, Anayasa Mahkemesinin vetkilerini tayine yeltenmesi garip bir etki yarattı. Gerçi Demirel, her konuda -yanlış da olsa- yetkiyle ko- nuşmakta ihmal göstermemektedir ama, bu defaki vecizesi, kendisi baş- bakan sıfatını taşıdığı için, sükünet- le karşılanacak cinsten değildi. Hu- kukçular ve Anayasa profesörleri a- rasında, Başbakanın talihsiz cüm- lesi tenkide uğradı. Anayasa Profe- sörü Bülent Nuri Esen, Anayasa Mahkemesinin, Anayasanın tekmil hükümlerini hakim kılmak için ge- rekli kontrolü yapmakla görevli ol- duğunu, kendi yetkisini kendisinin tayin edeceğini ifade etti ve şöyle dedi: "— Cumhuriyet Hükümeti Baş bakanının veya Devlet Reisinin, ya- hut da Parlâmentonun veya bir baş- 12 Ağustos 1967