AKİS le bilinmemekle beraber, bilinen bir- şey varsa o da, Bolivya, Venezuela, Guatamala, Kolombiya ve Peruda bir süredir oldukça iyi örgütlenmiş bir gerilla faaliyetinin varlığıdır. İşin dikkati çeken yönü, Sovyet- ler Birliğinin, kendisini ve Lâtin A merikan komünist partilerini bu ge- rilla faaliyetinin içine sürükleme- mek için gösterdiği büyük dikkattir Lâtin Amerikadaki aşırılar tarafın- dan izlenen bu "silâhlı devrim" po- litikasının, kendisinin, Birleşik A- merika, hattâ Lâtin Amerikanın bazı ülkeleriyle okurmak istediği çeşitli siyasal ve ekonomik ilişkilere za- rar vereceğini odüşünen Moskova, devamlı olarak, Castro'yu daha ihti- yatlı olmaya çağırmaktadır. Bunun yanısıra, Sovyet yöneticilerinin, lâtin amerikalı ihtilâlcilerin yanında yer alarak Birleşik Amerika ile tıpkı 1962 Küba buhranında olduğu gibi yeniden karşıkarşıya gelmek iste- medikleri de ortadadır. Öteyandan, Lâtin Amerika komünist partileri de Moskovanın bu dikkatli politika- sını aynen benimsemişlerdir. Geçen hafta Havanada çalışmalarına baş- layan Lâtin Amerika Dayanışma Teşkilâtı konferansına katılan tek komünist lider, Uruguay Komünist Partisinin hem oskova, hem de Küba ile iyi geçinmesini beceren başkam Rodney Arismendi'dir. Lâtin Amerikada bugün eğer çete çalışmaları çeşitli yönlerden gelen baskılara ve frenleme gayretlerine rağmen durmadan gelişiyorsa, orta- da bu çalışmalar için pek elverişli bir sosyal ve ekonomik ortam var AFA TUHAFİYE Ankarada mevsimin en ucuz satışı, yeni açılan AFA Tuhafi- yede yapılmaktadır. Avrupa ipliğinden imâl edilen, ütü is- temeyen Diyolen kolsuz göm- lek 42, Diyolen kollu gömlek 45 lira. AFA TUHAFİYE Yenişehir, İzmir Cad. No. 25 (Anadolu Klübü karşısında) (AKİS: 307) 12 Ağustos 1967 demektir. Bu ortamı değiştirmeye çalışmadan yalnızca polis tedbirleri ve askeri müdahale tehditleriyle ortalığı yatıştırmak istemek, avcıyı DÜNYADA OLUP BİTENLER görünce kafasını kuma gömüp sak- landığını sanan devekuşlarının yap- tığından pek farklı bir davranış ol- masa gerektir. GEÇEN HAFTA DÜNYADA ORTADOĞU — Kısa süren bir savaştan sonra hemen diplomasi alanının çıkmaz sokaklarına dökülen Ortadoğu buhranı, iki ayı aş- kın bir süredir, bu sokaklarda yalpalayıp durmaktadır. Büyük dev- letlerin, tarafları zorlayacakları bir çözüm yolu üzerinde anlaşama- maları, büyük ölçüde, İsrailin işine yaramıştır ve İsrail, şimdi işgal ettiği topraklan bir koz olarak kullanarak, arapları kendisiyle görüş- melere zorlamaktadır. Buna karşılık, aralarındaki görüş ayrılıkları ne olursa olsun, arap devletlerinin hiçbirinin İsraili zorla tanımaya niyeti olmadığı anlaşılıyor. Nitekim, geçtiğimiz hafta, buhranın pat- lak vermesinden bu yana İkinci defa olmak üzere toplanan arap Dış- işleri Bakanları, Hartumda, bu konuda tam bir anlaşmaya varmış- lardır. Ancak, savaş sırasında İsraile yardım ettiği ileri sürülen batılı devletler karşısında izlenecek politika konusunda araplar arasındaki anarşi, bütün şiddetiyle sürüp gitmektedir. Bilindiği gibi, başta Su- udi Arabistan, Kuveyt ve Libya olmak üzere, bazı petrol üreticileri, bu devletlere karşı uygulanan petrol ambargosunun kendi ekonomi- lerini zarara sokmaktan başka hiçbir şeye yaramadığım ileri süre- rek, artık bu ambargonun kaldırılmasını istemektedirler. Hartumda toplanan Dışişleri Bakanları bu konu üzerinde bir karara varamadık- ları için, ambargo sorununu, Maliye ve Ekonomi Bakanlarının yapa- cakları başka bir toplantıya bırakmışlardır. Petrol konusunda Mısır, Irak, Suriye ve Cezayir gibi aşırı uçlardan ayrılan Libyanın buna karşılık verdiği küçümsenemeyecek taviz, ülkesindeki amerikan üsle- rinin hemen kapı dışarı edileceği teminatıdır. YEMEN — İsrail karşısında uğradığı yenilginin Mısırın Yemen po- litikası üzerinde önemli etkileri olacağı anlaşılmaktadır. Gerçekten, vurucu gücünün hemen hemen tamamım Sina çöllerinde kaybettik- ten sonra, Kahirenin Yemendeki kuvvetlerinin önemli bir kısmını geri çekmeye başladığı zaten uzun bir süredir söyleniyordu. Geçen haftanın başında da, Mısırın, Yemende tuttuğu askerlerin -ki sayısı Kahire kaynaklarına göre 25,batılı kaynaklara göre 70 bin kadardır- giderlerini karşılamak için yemenli cumhuriyetçilerin yardımım is- tediği açıklanmıştır. Aynı açıklamaya göre, eğer yemenli cumhuri- yetçiler bu giderlere katılmak istemezlerse, Başkan Nasır, Yemende- ki Mısır askerlerini geri çekmeyi düşünmektedir. Bu açıklamanın he- men arkasından, Başkan Nasıra yakınlığıyla tanınan "El Abram" ga- zetesi, Mısır Hükümetinin, Yemende dört yıldır devam etmekte olan iç savaşı sona erdirebilmek için Suudi Arabistanı 1965 Cidde anlaş- masını uygulamaya çağırdığım bildirmiştir. Hatırlanacağı gibi, Baş- kan Nasırla Kral Faysal arasında imzalanan bu anlaşma, Mısır bir- liklerinin zamanla Yemenden çekilmesini, buna karşılık, Suudi Ara- bistanın da imamcılara yaptığı yardımı durdurmasını öngörmektey- di. Fakat Ciddede verilen sözleri sonradan kimse tutmamıştır. Şu satırların yazıldığı şurada alınan haberlere bakılırsa, Suudi Arabis- tan Hükümeti şimdi, Mısırın bu önerisini dikkatle incelemeye hazır- lanmaktadır. BUNLAR DA OLDU