AKİS Neftçi, hazırlanan raporun altına koyduğu muhalefet şerhinde, Ko- misyonun tutumunu şöyle belirti yordu: "Anayasaya yüzdeyüz aykı- rı olan bu tasarının tümünü kabul etmiş ve maddelerin müzakeresi- ne geçildiği sırada bir su-komisyon teşkil ederek, Anayasaya aykırı maddeleri sadece Anayasaya aykırı- lık balonundan inceliyorum diye İç- tüzüğe aykırı olarak yeni baştan tedvin etmiş, bazı maddeleri kaldır- mış, bazı maddeler ilâve etmiş ve bir ihtisas komisyonu gibi çalışmış- tır. Hattâ Bakanlıklardan bazı eks- perler davet etmek suretiyle, için- den çıkamadığı bir kısım mali ko- nularla ilgili maddeleri yeniden ted- vin etmiştir" Halbuki, İçtüzüğün 28, 35 ve 37. maddeleri gereğince, Komisyonun, tasarıyı Anayasa açısından incele- mesi ve görüşünü bildirmesi gereki- yordu. Öyle yapılmamış, metin, Neftçinin de belirttiği gibi, âdeta yeniden kaleme alınmıştı. Bu du- rum ise, Hükümet tasarısının gerek- çesinde belirtilen "bu kanun tasa- rsının o hazırlanmasında Anayasa- nın metnine ve ruhuna sadık kalın- mıştır" iddiasını çürütmekteydi. Bütün bunlar, tasarının hangi şart- lar içinde ve kimler tarafından ha- zırlanmış olduğunu gösteriyordu. işin bir başka garip tarafı, ko- misyonlardan kuşa dönerek geçmiş ve ilk şekliyle hemen pek az ilişki- si kalmış olan tasarıya Hükümetin hiçbir (o itirazda (O bulunmayışıydı. Hattâ Bakanlar, Mecliste, tasarının son şeklini şiddetle savunuyorlar- dı! Anayasa Komisyonu tarafından kitabına uydurulan tasarı tekrar Plân ve Bütçe Komisyonuna sevke- dildi. Buradan da Millet Meclisine geldi Gerek Hükümetin, gerek çoğun- luğunu AP'lilerin teşkil ettiği komis- yonların ve gerekse Genel Kurulda konuşan İktidar milletvekillerinin bütün iddialarına rağmen, tasarı, A nayasaya aykırıdır. Bu bir yana, yapılmak istenen işin özü de Ana- yasaya ters düşmektedir. İktidar, devlet kesesinden yeni milyonerler yaratmak ve bu tasarrufunu da bir kanunla garanti altına almak iste mektedir. Tasarının maddelerinden bu, açıkça anlaşılmaktadır. Hele uygulama sırasında bütün işlerin, Bakanlar Kurulunun çıkaracağı bir kararname ile -kestirmeden- yapıl- ması, duyulan endişeleri artırıcı 22 Temmuz 1967 mahiyettedir. Gerçi Hükümet, bu tasarıyı, bürokrasiyi yıkmak, plân uygulamasını çabuklaştırmak ve ya- tırımları teşvik amacıyla getirdiğini iddia etmektedir ama hesap ortada- ır: Ne pahasına olursa olsun, yeni milyonerler yaratmak ve hanların desteğiyle iktidarda kalmak... Devlet eliyle milyoner üretmek Örneğin, bazı yatırımlarda yüzde 80e kadar vergi indirimi yapıl- ması; yatırım mallarında ve ham- maddelerde gümrük vergi ve re- simleri ile ithalâttan alman diğer vergi ve resimlerin, gerektiğinde kısmen veya tamamen kaldırılması; sanayi ve turistik bölgeler için dev- letin istimlâkler yapıp, alt -yapı YURTTA OLUP BİTENLER Halbuki Anayasanın 39. maddesi, devletin ancak kamu yararına is- timlâkler yapabileceğini öngörmek- tedir. Ayrıca devlet, istediği yeri is- timlâk edebileceğine göre, AP'nin â- mentüsü 'haline gelen "mülkiyet' kutsaldır" sözü de unutulmuş ol- maktadır. Demek ki AP İktidarı, sermaye çevresini memnun etmek sözkonusu olunca, âmentüsünü de, Anayasayı da bir yana itmektedir. Tasarıya göre, yeni düzenin ihti- yaçlarını karşılamak amacıyla Ma- liye Bakanlığı bünyesinde, "Geliş- me ve Teşvik fonları" adı altında fonlar teşkil edilecektir. Bu fonlar için gerekli finansman, bütçeden, sosyal güvenlik fonlarından ve dış Yetki isteyen Süleyman Demirelin iki pozu "Dönüşü olmayan nehir" yatırımlarını da tamamladıktan sonra bunları şahıslara devretme- si; ihracatı teşvik oedilecek: mad- deleri ihraç edenlerin tanıtma, pa- zar araştırması ve yerleşme masraf- larına devletin e katılması veya masrafın tam karşılaması; yurt dışında iş “alacak özel sektöre de ayni kolaylıkların sağlanması; iş sahiplerine, teşkil edilecek fonlar- dan büyük çapta krediler açılması.. gibi hususlar, tasarıda yer almak- tadır. Halktan toplanmış vergilerle milyoner yaratma sevdası bir yana, tasarıdaki bir hüküm, tartışma ka- bul etmiyecek şekilde Anayasaya aylarıdır. Bu, özel sektör lehine devletin istimlâkler yapmasıdır. kredilerden karşılanacaktır. Hükü- metin hazırlamış plduğu ilk tasarı- nın metninde yer alan bu hususlar, daha sonra komisyonlarda, yıldı- rımları çekmesin diye kamufle edil- miştir. Ama bu, hiçbir zaman, çoğu çalışanların paralarıyla kurulmuş bazı sosyal fonlara, bu arada Sos- yal Sigortalar Kurumu ile Emekli Sandığı fonlarına el atılmıyacağı anlamına gelmemektedir. Bu yüz- den -özellikle işçilerin ouyanık bu- lunması gerekmektedir. Ama, İşçi hastahanelerinin Sağlık Bakanlığı- na devri konusunda ağzının, payını almış olan AP İktidarının, bir daha böyle bir maceraya girebileceği de, ayrıca, şüphelidir.