YURTTA OLUP BİTENLER şük güçte vericisi ile Perşembe gün- leri yaptığı kısa yayını İstanbullu- lar, televizyon alıcısı satan dükkân- ların önünde büyük (kalabalıklar halinde birikerek, merakla izlemek' tedirler. Halk, televizyonu heyecan ve iştiyakla beklediğini her vesile ile göstermektedir. Dünden bugüne Türkiyede televizyon okurulması İçin ilk çalışmalar 1960 öncesine uzanmaktadır. 1958-59 yıllarında Ak- temur Kılıç ve televizyon üzerinde İngilterede BBC'de ihtisas yapmış bir uzman olan bugünkü TRT Tek- nik Genel Müdür Yardımcısı Doğan Erdenin katıldığı etüd çalışmaları yapılmış, fakat sonuç vermemiştir. da belli olmaktadır. Almanların hi- be ettikleri malzemenin değeri bir- kaç milyon liradan fazla, değildir. Ama bunun karşılığında çok büyük çıkarlar elde edebileceklerdir. Çün- kü bir ülkede televizyon, nüve ola- rak, hangi marka ve cins malzeme ile kurulursa, ülke çapında bir şe- beke halinde geliştirilirken, ayni marka malzemenin alınması gerek- mektedir. Böylece, bir-iki milyon- luk bir hibe ve birkaç burs karşı- lığında almanlar, Türkiyeye, değeri 100 milyonları bulan malzeme ve televizyon alıcısı satmayı ummak- tadırlar, Almanların hibe ettikleri ve bugün monte edilmiş bulunan ilk nüve stüdyonun âletlerinin büyük bir kısmı, Telefunken markadır. E- T.R.T.'de bir kamera ve bir söz: "az lâf, çok iş En doğru söz 27 Mayıstan sonra İlk beş yıllık plân çalışmalarında Plâncılar, televizyo nu erken bir masraf kapısı olarak görmüşler ve plâna almamışlardır. 1962 yılında, zamanın Cumhurbaş kanı Gürsel, Alman o Elçiliğindeki bir davette, kendine özgü üslübu ile, "Bizim televizyonumuz yok Hem, çok da pahalı bir iş" diye ya- kınmıştır. Bunun üzerine İ- çisi, Türkiyeye bir televizyon stüd yosu hediye etmeyi teklif etmiştir. Bu stüdyo, eğitim için kullanılacak ve dışarıya yayın yapmıyacaktır. Ak manlar, bu arada TRT'nin eleman yetiştirebilmesi için bir kaç tane de burs vermişlerdir. Bu hibe bir lu- tufkârlık gibi görünmekle beraber, arkasında akıllıca hesapların yattığı 12 lektronik malzeme ise "Fernse GMBH * markasını taşımaktadır. Bu iki alman firmasının, nüve malzeme kendileri tarafından imal edildi diye Türkiyenin karşısına satış tekeli o tarak çıkmaları çok zararlı olabilir. Eğitim stüdyosu, Mithatpaşa caddesinde, iki apartmanın birleşti- rilmiş bodrum katlarına yerleştiril- miştir. Televizyon vericisi kurulduk- tan sonra yayın, bu stüdyodan veri- ciye ulaştırılacaktır. Bu stüdyoda 10 aydır kapalı devre yayın deneme- leri yapılmakta, eleman yn meğe çalışılmaktadır. TRT, televi yon eğitimi çalışmalarım, Planck. rın mukavemeti zayıfladıktan ve te- levizyona izin çıkacağı anlaşıldık- tan sonra hızlandırmıştır AKİS Tv, plânda İkinci beş yıllık plânın hazırlık saf- hasında TRI, televizyonu plâna sokabilmek için büyük gayret gös- terirken, yanıbaşında umulmadık müttefikler bulmuştur. Bunlar ara- sında AP Hükümeti ve Türkiyenin en büyük tirajlı gazetesine de sa- hip bulunan bir basın tröstü önde gelmektedir. AP Hükümetinin ve Başbakan Demirelin niyeti açıktır: Televizyonun propaganda değerin- den yararlanmak.... O iri gövdesi ve çıplak başıyla televizyon ekranında sık sik boy gösterecek bir Demire- lin vatandaşların sempatisini daha büyük ölçüde toplamaması imkân- sızdır. Nitekim AP İktidarının nasıl bir Tv düşündüğü, bazı belirtilerle anlaşılmaktadır. Alman televizyonu- na, Almanyadaki işçiler için Türki- yede Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan filmler, belirli bir dünyâ Tüşünü yansıtmaktadır. Örneğin, tu filmlerden birinin konusu, mev- liddir. Türkiyenin en büyük tirajlı gazetesine sahip olan basın tröstü- nün büyük desteğini ise, bu tröstün ilerisi için özel radyo ve televizyon kurma niyetiyle izah edenler vardır. Bu tröstün gazetelerinin muhabirle- ri, Başbakana, basın toplantılarında sık sık şu soruyu sorarlar: — Özel teşebbüsten yana olan AP Hükümeti, Türkiyede özel rad- yo ve televizyona izin verecek mi?" em kalsa, bu izni hemen verebilir. Bir basın tröstü- nün, büyük reklâm gelirleriyle, çok kârlı bir yatırım olan radyo ve te- levizyona heveslenmesi de normal- dir. Ancak, Anayasa buna imkân bırakmamaktadır. Nihayet Iv, şu cümle ile İkinci beş yıllık. olanla girmiştir: "İkinci beş yıllık plân dönemi içerisinde yurdumuzda televizyon yayınına ge- çilecektir." Beş yıllık plânla ilgili olarak ya- pılan özel ihtisas komisyonu çalış- malarında da geniş bir rapor mey- dana getirilmiştir Bu husustaki e- tüd ve programlara göre, İkinci beş yıllık plânda Orta ve Batı Anado tu, üçüncüde Trabzon - Diyarbakır çizgisinin batısı ile Ankaranın do- gusu arasında kalan bölge, 1978-82 arasında da Doğu Anadoluya tele- vizyon ulaştırılacaktır. Bellibaşlı il- lere ş televizyon şu sıra ile varacak- ara 1968, İstanbul ve Bursa wi İ İzmir 1971, Konya ve Adana 22 Temmuz 1967