İKTİSADİ Enflâsyon Aldatıcı tedbirler peşinde Fiyatların durmadan yükseldiği, ka- sapların "Biz artık kasaplık değil, kuyumculuk yapıyoruz; dirhem dir- hem et satıyoruz" dedikleri şu gün- lerde, ortada, türk lirasının yabancı paralara göre yeni bir değerlendir- meden geçirileceğine dair haberler dolaşmaktadır. Önceki haftanın so- nunda İstanbulda "altıncı basın toplantısını (Bk: AKİS, Sayı 682 "Başbakanlık") düzenleyen Demirci ise, toplantıda şöyle demiştir: "İkin- ci beş yıllık plân, büyük, güçlü ve VE MALİ çok daha hayırlıdır. Hakiki vatan- perverlerin yapacağı budur!" şek- lindeki sözleri, kamuoyunda gülüm- semelere yol açmıştır. Demirelin bu sözleri ekonomik durumun kötüye gitmesi sonucu, İk- tidarın, birtakım baskı tedbirlerine kayacağının işareti olarak yorumlan- mıştır. Görünen odur ki, Demirel, kendi inançları ve tutumuyla, Türkiye ger- çeklerine ters düşmektedir. İkinci beş yıllık plân, Nihat Erimin Mec- liste belirttiği gibi, "halkçı ve toplum yararına olmayan bir iktidar"ı yan- sıtır hale sokulmuştur. TİP sözcüsü Yiyecek maddeleri Yeme de yanında yat! müreffeh Türkiyeyi yapma yolunda bütün türk vatandaşlarına bir çağ- rıdır. Herkes, Türkiyeye verebilece- ği nesi varsa, onu ortaya koymaya davet olunmaktadır." Fiyat artışlarından halkın bunal- ması. İkinci beş yıllık plânın kuşa döndürülmesi, uluslararası kuruluş- lardan gelen baskılarla türk lirasının değerinin düşürülmesi zorunluğu ile karşılaşılması gibi konularda fikir- lerini açıklamak yerine, çeşitli çev- relerden gelen ciddi tenkidlerin hep- sini bir torbaya dolduran Demirelin, "Bu çağrıya katılmak, dedikodu ile, kötüleme ile, fesat ile uğraşmaktan 22 Temmuz 1967 başında vatandaşlar Prof. Aren ise, "sanayileşmeyi özel sektöre bırakan" bu İkinci beş yıl- lık plânın "halktan toplanacak ver- gileri özel sektöre devrederek işle- yebileceğini" ifade etmiş, o birinci plândaki strateji ve hedefler dokü- manına aykırı olduğunu, "sosyal den- geyi bozucu, türk ekonomisinin A- merika ve diğer ileri Batı ülkeleri ekonomilerine karşı olan bağımlılığı- nı arttırıcı" bir plân olarak tezgâha konulduğunu söylemiştir. Bunlar, muhalefet partilerinin, ii iktidar partisini yıpratmak için eyecekleri sözlerden farklı La anla taşımaktadır. Amerikan SAHADA dım Teşkilâtı -AID- nin Genel Baş- kanı David Bellin Amerikan Kong- re tutanaklarına geçen konuşmala- rını bilenler, başta Amerika olmak üzere, gelişen batılı ülkelerin Tür- kiyeyi yakında nasıl görmek iste- diklerini anlıyacaklardır. Fazilet dersi Türkiyeyi iyi günlerin beklediğini a için çok iyimser olmak "Türk milletinin birlik ve bera- berliğe ihtiyacı olduğu dünya şartla- rı karşısında, onu bölerek ezmek isteyen çeşitli tesirlerin bir araya gelişi hiç de tesadüf eseri değildir" diyerek, dikkatleri muhayyel nok- talara çekip, durumu kurtarmak is- teyen Demirelin bir başka talihsiz- liği de, kendilerine yakın görünmek- le Türkiyeyi kalkındırmanın eş-an- lamda olduğunu sandığı kimselerin ve çevrelerin, kendisini anlamak is- tememeleridir. Nitekim, para dar- nı ve iş çevrelerinin (İktidardan stekleri konu: sunda, bir kısım ta- iz basında, "para darlığını gider- mek için Merkez Bankasındaki rees- kont kredilerinin genişletilmesiyle enflâsyonist eğilimin artması ara- sındaki ilintiler'den O sözedilirken özel sektörün sözcülüğünü yapan bazı gazetelerde "piyasa, para ve kredi darlığı içerisinde bunalırken, enflâsyona karşı tedbir aranması, bir eski hastalığı en açık, biraz da komik şekilde ortaya koyuyordu. Klâsik teorinin etkisinde kalanlar, enflâsyon üzerinde gereğinden fazla duruyorlardı, fakat, her nedense, en az onun kadar tehlikeli olan deflasyon konusunda kafa yormu- yorlardı. Önemli olan, tedavülde, piyasanın ihtiyacı ölçüsünde para bulundurmak, onu suni olarak a- altmaktan da kaçınmaktı" diye ya- zılması dikkati çekicidir. Görüldüğü gibi, özel sektörcü ba- sın, sözüm ona yaptığı özel sektör hizmetiyle övünmekte, İktidarın maruz kaldığı baskı sonucu, kısa vadeli bir çare olarak, piyasaya pa- ra çıkarma kararı almasını olumlu karşılamaktadır. Bu basına göre, "ilgililer, hatalı yoldan dönmek fa- ziletini gösterip, para ve kredi mus- luğunu ölçülü şekilde açmışlar"dır. Eğer "enflâsyonist bir gidiş görülür- se, elbette ki musluk kapatılacak" ! Ne var ki, bu basında, "hatalı yoldan dönmek fazileti gösteren" İktidarın, bu fazileti kimler karşı- 15