TARİH Rusyaya hiç bir yetki tanımak iste- miyorlardı. Deli Petro tarafından zaptedil- miş Finlandiya da tam istiklâl iste- yerek harekete geçti. Fakat orası Petrograda daha yakın olduğundan LUvwf kurulan Diyeti feshetti ve memleketi askeri işgal altına soktu. Gene Deli Petro tarafından ilhak olunmuş bulunan öteki Baltık mem- leketleri, Estonya ve Letonya da is- tiklâllerini lifin ettiler. Orta Asyada, afkaslarda, Gürcüstanda da aynı tarz hareketler süratle gelişti. Ge- ici Hükümet bunlara karşı bir va- viyet alamıyordu. Bu kadar çok top- rağın Rusyadan ayrılması bilhassa sağcı partiler için kabul edilebile- cek bir husus değildi. Nitekim Ko- novalofu hemen takip edememiş o- lan dört Bakan, Ukrayna krizini ba- hane bilerek (oKabineden a unlar, Hükümetin Duma kolun- dan gelen sağcı Bakanlarıydı. Bun- ların istifası Ulaştırma, Maliye, Sos- yal Yardım ve Milli Eğitim Bakan- lıklarını boş bıraktı. Bu istifalarla çoğunluk, Sovyet kanalından gelen sosyalist, solcu Bakanlara kalıyor- du. Ayrılmak isteyen milletler konu- sunda da Lenin, barış ve toprak ko- nularındaki demagojik politikayı benimsemekte hiç bir mahzur gör- medi. Onun için hedef bir gün sözü- nü tutmak veya sözle bağlanıp bağ- lanmamak değil, günün şartlarını en iyi kıymetlendirip iktidarı al- mak, proletaryanın, yani bolşevik- lerin diktasını gerçekleştirmekti. O- nun için nasıl, hemen barış ec ğını ve herkese derhal toprak tılacağını söylüyorsa milletlere de Rusyadan ayrılıp müstakil olmak hakkını tanıdı. Hattâ Rusya içinde mümkün olduğu kadar fazla mille- ti buna kışkırtıyordu. Geçici Hükü- metin başına her bir belânın gelme- si, en büyük arzusuydu. Lenin, Rus- yanın idaresindeki veya himayesin- deki devletler için formülü Marks- ta buldu: "Başka milletleri ezen mil- letin kendisi hür olamaz." Cephenin gerisindeki bu hava, patlak veren hükümet krizi kaçak askerlerin sayısını arttırdı. Kıta kı- ta asker savaşmayı reddediyor, ge- riye dönüyordu. İlk günlerin başa- rılı taarruzu tam bir hezimete dön- mek üzereydi. Kerenskinin lafları artık para etmiyordu İktisadi bakımdan durum daha da feciydi. Enflâsyon dev adımlarla ilerliyordu. Demir-çelik sanayii yüz- 32 de 40, tekstil sanayii yüzde 20 eksi- ğine çalışıyordu. Petrograda Hazi- randa 5052 vagon un verilebilmişti. Bu miktar Temmuzda 1299 vagona indi. Ekmeğin fiyatı üç misli arttı. 206 iş yeri kapandı ve 50 bin işçi iş- sizlere katıldı. Halk orayı burayı yağma ediyordu. Sanayiciler top- landılar ve patronların mülkiyet hakkına tecavüzleri devlete karşı işlenmiş suç. ilân etmesini Hükü- metten istediler. Sokak gene kar- makarışık haldeydi. o Bolşeviklerin elindeki ve Halkevi civarına yerleş- miş Birinci her an, silâhım alıp sokağa inmeye hazırlanıyordu. Bolşevikler | Alayı güç tutuyorlardı. Her şey tam olgun- laşmadan bir mevzii hareketi doğru bulmuyorlardı. o Mitralyözcüler bu- na rağmen söz dinlemediler. Bir bolşevik kalesi haline gelmiş olan Piyer-ve-Pole gittiler. Lenin tatil- deyken Partiyi idare eden Stalin ve Sverdlof, Pravdada halkı sükünete davet, etmeyi düşündüler. Bizzat Troçki silâhlı ayaklanmayı isteyen askerlerin ve işçilerin karşısına çık- tı, onları yatıştırmaya çalışt» En son çare olarak da Leninden, der- hal dönmesi istendi. Bütün bu gayretlere rağmen pat- lama 16 Temmuzda oldu. Bolşevik- lerin e İ tahrikleriyle beslen- e binbir sıkıntı içindeki halk tolşevik Ederleri dinlemeksizin harekete geçti. Hareketin sloganı "lik kurşun Kerenskiye!" idi. Bit nümayişci grup Başbakan Lvofun evini, bir başkası Harbiye Bakanlı- ğını sardı. Bolşevik Parti mütema- diyen, hareketle okendisinin ilgisi bulunmadığını belirtiyordu. Fakat askerler, İşçileri de seferber etmiş- lerdi. Bunlar Bolşevik Partinin mer- keziyle oSovyetin ve Dumanın bu- lunduğu eski Potemkin Sarayı ara- sında mekik dokuyorlardı. Ne söy- leyeceklerini (o birincinin yerleşmiş olduğu Kşesinskayanın sarayından Öğreniyorlar, bunu gidip Potemki- nin sarayına ültimatom mahiyetin- de ulaştırıyorlardı. Akşam saat 18'de Stalin emriva- kiin gerçekleşmiş olduğunu, hareke- din başladığını kabul ediyordu. Sa- t 20'de Podvoyski Kşesinskayanın pl balkonuna çıktı ve halka hitap etti. Madem ki kütle harekete geçmişti, onun başım, yönetimini almak lâzımdı. Lenin gece vakti alelacele döndü. Karanlık hadisele- re ara vermişti ama yarım milyon insan osokaklardaydı ve gemiler Makineli Tüfek Alayı' AKİS Kronştattan ayrılmıştı, Neva kıyıla- rından şehri tarıyorlardı. Bu hareketin Lenin tarafından iktidara el koymak için tertiplen- miş olduğu kanısını taşıyan Geçici Hükümet en yalan kazak birlikleri- ni Başkente celbetti. Hükümete sa- dık kıtalar sokakları tuttular. Pet- rograd gene Mart ayındaki kılığım almıştı. Yalnız bu defa arada bir fark vardı: Bütün işçiler ve asker- ler, tepeden tırnağa silâhlıydılar. Bir iç harbin patlamasına ramak kalmış görünüyordu. Lenin hâlâ, nümayişçileri durdu- rabileceği inanandaydı. Parti Mer- kezinin balkonundan, toplanmış o- lan halka şöyle seslendi: "— Ne istiyorsunuz, bilir misi- niz? Kıçınıza bir temiz kötek!" Bir yaz yağmuru nümayişçileri dağıtmakta faydalı rol oynadı. Bu- na rağmen orada, burada silâhlı ça- tışmalar olu ordu. Kazaklar tara- fından silâhtan tecrit edilmek iste- nilen bazı fisi birlikler ateş açmayı tercih ediyorlardı. Hadiselerin bi- lançosu iki taraftan 20 ölü ve 40 ya- ralı oldu. Herkes, silâhı elinde ayak- ta bekliyordu. Bolşevikler ve Hü- kümet kuvvetleri, çienkerler karşı- karşıya gelmişler u sırada bekerilmedik bir o- lay cereyan etti. Kerenski duruma hâkim O gün, menşevik Adalet Bakanı Pereversef Leninin en yaman düşmanını, eski bolşevik ve İkinci i Grup Başkanı Greguvar Aleksinskiyi makamında kabu diyordu. Bakan şöyle dedi: "— Uliyanof hakkında müthiş bir dosya elimize geçti. Uliyanof bir alman ajanıdır. Deliller, karşı tara- fin gizli teşkilâtıyla temasa geçirt- tiğimiz bir rus subayı tarafından sağlandı. Lenin ve Zinoviyef İsveç üzerinden alınanlardan para almak- ei Hadisenin arkasında Par- VuS a Aleksinski sordu: "— O halde niçin adli takibata geçmiyorsunuz?" Bakan esefle başını salladı: "— Kerenski ve bir çok Bakan bunun aleyhindeler. Elim, kolum bağlı. Siz haberi, kendi vasıtanızla basına aksettirebilir misiniz?" Aleksinskinin bu, arayıp bula- madığı fırsattı. Derhal kollan sıva- dı ve gazeteleri dolaşmaya çıktı. Bu arada Bolşevik (Partisinin Merkez 22 Temmuz 1967