boyunca birçok konuşmacılar tarafın- dan açıklandı. Bunun özellikle üzerin- de duranlar, müşterisiz ticaret yapıla- mıyacağı kadar dinleyicisiz müzik sa- natı da olamıyacağını, bu"amaçla ön plânda yurdun büyük merkezlerinde batılı anlamda gerçek müzik sanatını yayacak ve eğitecek kurumların ku- rulması için teşebbüse geçilmesini ön- gördüklerini belirttiler. Diğer bir nokta, Geleneksel Türk Musikisi denen ve uzun yıllar boyun- ca karıştırıla karıştırıla asıl değerini tamamen kaybetmiş bir duruma düşen müziğin yeni kurulması öngörülen öğ- retim kurumlarında nasıl ele alınması gerektiğiydi. Bu husus da özellikle İs- çalışmalarının son gününü tamamen işgal etti, önemli tartışmalara yol aç- tı ve en fazla kulis faaliyeti de bunun üzerinde yapıldı. Sonunda, aslında da hazırlıklı olarak gelen ve fikir birliği kadar mantık ve akla hitabeden gö- züm yollarıyla ankaralı on üyenin "Bildiri" sindeki (esaslardan bazıları aynen, bazıları da kısmen şekil veya ad değiştirmek suretiyle kabul edildi.. Bildiride oOmüzik ve tiyatro işlerinin mevcut Milli Eğitim Bakanlığına bağ- lı bir teşkilât olarak değil, ayrı bir bakanlık veya hiç değilse Bakana doğ- rudan doğruya bağlı bir müsteşarlık tarafından yürütülmesi öngörülmüştü. Kurul bunun ayrı bir bakanlık olma- Devlet Operası binası Dışı kalaylı içi vayvaylı tanbul Konservatuvarından M. Kemâl Özerdim tarafından öne atıldı ve bir "Türk Müziği Enstitüsü" o kurulması teklif edildi. Her yıl belirli şehirlerde müzik ve tiyatro festivalleri tertiplen- mesi, bir çalgı yapım ve tamir evinin kurulması, sanat müziğini yayan plâk- lardan gümrük resmi alınmaması, sa- nat eserlerinin ve bestelerin her icra- sında besteciyle mukavele akdinin şart olması, sahneyle ilgili eserlerde yazar- ların prova ve hazırlıkları yakından izleyebilmelerinin sağlanması ve yurt dışında türk müzik sanatının yayılma- sına mevcut ataşeliklerin ve turizm teşkilâtının yardımcı olmaları hep, i- leri sürülen tedbirler arasındadır. Teşkilâta gelince; bu konu, Kurul sun onayladı ki MEHTA - Merkezi Hü- kümet Teşkilâta Araştırma- Projesin de de bu aynen teklif edilmektedir. Bu durumda yeni bir "Kültür Bakanlığı" nın kurulmasının uzak olmayacağı an- laşılmaktadır. Merkez teşkilâtının böylece organi- ze edilmesinden ve Müzik ile Tiyat- ronun ayrı ayrı iki Genel Müdürlük- le tedvirinden sonra her sanat dalı- nın sorumlu ve yetkili müşterek bir başın yönetimine verilmesi kararlaştı- rıldı. Ancak yine bu bağlı kurumların üzerinde, doğrudan doğruya Bakana karşı sorumlu ve çeşitli sanat dalları arasındaki koordinasyonu a bir teşkilâta lüzum görüldü. Bunu yüksek İcra organının faaliyetlerini MUSİKİ desteklemek bakımından önemi ise a- şikârdır. İşte Kurulun bu konuda al- dığı karar gereğince, adı belirtilme- mekle beraber, muayyen sayıda üyeden meydana gelecek bir "Yüksek Danış- ma Kurulu"nun sürekli olarak görevli olması .Türkiyedeki omüzik ve sahne sanatı konusunda ana yönetim ve €- gitim politikasına ait her türlü esasları hazırlamak, na göre alınacak tedbirleri tesbit ede- rek hükümetlere ( tavsiyelerde bulun- mak işleriyle görevlendirilmesi kabul edildi. Alınan sonuçların bu kadar derli toplu olabilmesinde; çok kalabalık bir komisyon çalışması yapılmasına rağ- men elle tutulur ve uygulanabilir ka- rarlar alınmasında son gün toplantı- lara başkanlık eden Milli "Eğitim Müs- teşarı Nuri Kodamanoğlunun zekâya dayanan, toplayıcı ve başarılı yöne- timinin büyük rolünü kaydetmek ge- rektir. Diğer günlerde toplantıları yö- neten Refik Ahmet Sevengil daha o- toriter gibi gözükmekteydi, ama avni başarıya ulaşacağı bilinemezdi. Çünkü fazla detaylara girmekteydi. Herhalde, İstanbulda toplanan Müzik ve Sahne Sanattan Danışma Kurulu oyurdun müzik alanındaki kalkınmasını da plânlı bir devreye sokacak ve çalışma ların randımanını arttıracak faydalı sonuçları sağlayarak dağılmış bulun- maktadır. Artık gerisi, bundan fayda- lanmasını o bilecek icra organlarına; düşmektedir. (AKİS — 1162) AKİS/33