28 Ağustos 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

YURTTA OLUP BİTENLER Bat ve Adadaki umumi durumu top- lıyan üç bölüm halinde düzenlenmiş- tir. Verilen bilgiye göre, anlaşmadan bu yana Lefkoşedeki türk (o kesimine sebze, meyva dahil hiç bir şey sokul- mamaktadır. İktisadi ablukanın baş- langıcından bu yana Lefkoşeye sadece bir kamyonet dolusu elma girmiştir. Yani rumlar Lefkoşe türk kesimindeki binlerce kıbrıslı türke: "— Alın karnınızı tıka basa doyu- run!" diyerek alay edercesine bir kam- yonet elma ile karşı karşıya bırakmış- lardır. Raporda, Lefkoşeye 18 Ağustostan bu yani bir damla akaryakıtın dahi so- kulmadığı da (bildirilmektedir . Bu km iki türk köyünün suyunu kestikleri bildirilmiştir. Baftaki türklerin top- tan pirinç ve gaz temin etmelerine rumlar mani olmaktadırlar. Rumların bu kasabada uyguladıkları bir diğer tedbir XX. Yüzyılda inanılır gibi ol- mamakla beraber gerçeğin ta kendi- sidir: Civar köylerden Baf kasabasına gelmek isteyen türkle oradaki rum kilisesinden izin almak zorundadırlar! iktisadi ablukanın genel durumunu gösteren bir diğer örnek ise, Türki- yeden gönderilen 900 ton gıda madde- sinin bile. uzun bir zaman geçmesine rağmen kıbrıslı türklerin eline ulaş- mamasıdır. o Gemi ile gönderilen 900 ton gıda maddesinin zaten büyük bir Abluka altındaki Kıbrıs ta yiyecek kuyruğu Ve Allah insanlar yarattı... yüzden, çalışmaları (oakaryakıta bağlı bulunan 16 fırından 12'si kapanmış- tr... o Rumların bu tutumu sebebiyle Lefkoşedeki akaryakıt sıkıntısı o de- receye varmıştır ki Türk Maslahatgü- zarının arabası dahi o benzinsizlikten . garaja çekilmiştir. Rumlar davranış- larım nerelere kadar götürebilecekle- rini Lefkoşedeki türk hastahanesinde bulunan türk çocukları için civar köy- lerden gelen süt arabasını üç defa Birleşmiş Milletlerin omüdahalesine rağmen çevirerek göstermişlerdir. Realist şekilde hazırlanan raporda, rumların dünya efkârında aleyhlerin- de beliren tepki üzerine Bat kasaba- sına tekrar su vermek zorunda kaldık- ları, fakat bu defa da bu kasabaya ya- AKİS/12 kısmı geri çevrilmiş, sadece 300 tonu- nun Magosa limanına indirilmesine i- zin verilmişti. Bu gıda stokları da Kib- risin bir çok bölgelerinde türkler aç iken liman ambarlarında (o çürümeğe terkedilmiştir. Erenköyde mağaralarda yaşıyan ırk dağlarımıza gönderilen (o battaniye ve kazak gibi, zaruri ihtiyaç maddeleri- nin sahiplerine varmasına da engel olunmuştur. Artık rumların iktisadi ablukayı kaldırmak için bir anlaşmaya niçin yanaşır göründükleri belli olmuş, asıl niyetleri tekrar ortaya çıkmıştır. Bu anlaşma için, türklerin elinde kalan. Girme yolunun serbest bırakılmasını, türk bölgelerine rahatça girme imka- rını isteyen rumlar kan ve hayat pa- hasına bu güne kadar korunmuş olan bu yol ve bölgeleri elde edemeyince insanlık dışı ablukalarına son verme, meyi en tabii sonuç olarak kabul et- mişlerdir. Onların istediği, hangi usül ile olursa olsun Adaya hakim olmak- tır. Yoksa insanlıkmış, ohakmış, hu- kukmuş böyle şeylerin varlığım duy- muşa hiç benzememektedirler. Enformasyon Genel Müdür yar- dımcım İlhan Bakay, yüzleri tiksinti- den kasılmış ankaralı gazetecilere Ra- porun aşağı yukarı şu hükümle sonuç- landığım açıklamıştır: — İktisadi ablukada ve mm niyet- lerinde hiç bir değişiklik ve hafifleme yoktur!" A.P. Taksitle, tenzilâtla karar Yunanistanda Papandreu, sesi gür ve fazlası ile alacalı yunan muhalefeti önünde kırkbin takla atarken, Tür- kiyede tamamen aksine bir manzara görünmektedir. Bir kere çeşitli sebep- lerle Türkiyenin ana muhalefet partisi AP, son devrede sesini bek tiz perde- lere yükseltmemekte veya yükselteme- mektedir. AP'nin bu tutumunda rol oy- nayan “çeşitli sebeplerden" başlıcası bilindiği gibi önümüzdeki aylarda ya- pacağı kıran kırana büyük kongredir. , Türkiyedeki Başbakan, poli- tikasını Atinadakinin aksine (o kararlı çizdiği için muhalefet gün aşırı ilginç zikzak veya çelişmeler (o yakalıyama- makta ve bu yüzden çok zaman ken- disi takla atmak zorunda kalmaktadır. Son devrede de öyle olmuştur. Türk jetlerinin Kıbrıs bombardıman etme- si ile başlıyan bu son safhada, ilk gün- ler AP, Hükümeti desteklediğini kesin- likle açıklamış, daha sonraları türk diplomasisi çizdiği ana çizgiden ayrıl- mayınca, arada sırada İnönüyü tenkit etmezse diye damgalanaca- ğını zanneden Muhalefet Lideri bu de- fa bir taklak atarak, bombardıman sonrasında alman tedbirleri tasvip et- mediğini ve bu yüzden Türkiye Büyük Millet Meclisini e vi ğını ilân etmiştir. Ancak AP Genel Başkan Vekili Saadettin Gi bu a- çıklamasında Meclisin toplantıya ça- grılması konusunda bir karar olma- dığını, Ankaraya dönünce bu konuyu arkadaşları ile görüşeceğini sözlerine itina ile eklemişti. Bu. muhalefetin son günlerdeki mütereddit kıpdanışının ilk taksidi idi.,. Bundan sonra, "arkadaşlarla" ya- nılacak söz konusu görüşme merakla beklenmeğe başlandı. Bu görüşme Mer-