RAD e a Teşkilât Görünmeyen köy Dedikodusu aylardan beri sürüp giden TRT hakkındaki söylentilerin da- ha günlerce devam edeceği o anlaşıl- maktadır, TRT nasıl bir teşekküldür? Daha doğrusu, TRT nasıl bir teşekkül olmalıdır? Bu teşkilât henüz kurul- madığı için "TRT nedir?" diye sor- mak hata olur. Fakat TRT'ye çeşitli kusurları miras bırakabilecek olan es- ki Radyo teşkilâtını hatırlamak yerin- dedir: Eski Radyo teşkilâtının radyo- culuk anlayışına sığmayan davranışla- rı, kusurları, aksaklıkları ve Idan yol- suzlukları AKİS tarafından sık sık be- lirtildiği için, bütün bu dertlerin üs- tünde yeniden durmaya lüzum yoktur. Ancak, bir noktayı açıklamakta fay- da vardır: Yalnız AKİS'in değil, di- ger basın organlarının da devamlı ikaz larına rağmen yapılan hatalar ve ku- surlar odüzeltilememiştir. Bunun iki sebebi vardır: ilgisizlik ve imkânsız- lık! Eski Radyo teşkilâtının ruhunu ke miren hastalıktan biri, sorumluların bazı meseleler oOüzerinde durmamayı prensip kabul etmeleridir. Gerek bası- nın uyarması, gerekse içerden yapı- lan uyarmalar, idareciler tarafından ya "şimdi mesele çıkmasın", ya da “şimdi kim uğraşacak?" zihniyetiyle kulak ardına atılmıştır. Eski teşkilat sırasında elbette çeşitli imkânsızlıklar da bir başka yönden gelişmeyi önle- miştir. Şimdi eski teşkilâtın yeni TRT ye bir takım kusurları ve gerici zih- niyeti miras bırakmıyacağını « kimse iddia edemez. Ne var ki "uyutma" zihniyetinin kısmen azaltılması ve es- kiden gelişmeyi köstekleyen imkânsız- lıklardan hiç olmazsa bazılarının kal- dırılması halinde yeni TRTnin kal- kınması mümkündür. Bu kalkınma hiç bir zaman beklendiği kadar çok ola- mayacaktır. Çünkü yeni teşkilât için- de eski anlayışın temsilcileri vardır, 27 Mayısla gelen. Radyoların en az altı yıl önceki prog- ram durumundan yakınanların, ak- saklık ve yetersizliğe rağmen, bugün- kü gelişmeyi küçünmsememeleri gere- kir. o Yalnız bugün, İstanbul Radyo- sundan ilerde olduğu kabul edilen Baş- kent Radyosunda gerek program, ge- rekse yönetim bakımından yeterli bir gelişme olduğunu ileri sürmek gülünç olur Bugün her iki radyoda da me- selâ birer açık oturum programı var- dır, Bundan iki yıl önce bu tip rad- yo tartışmalarına itiraz eden eski zih- Y O niyetin temsilcileri bugün, açık otu- rumların faydasını anlayarak tartış- macılara kapılarım açmakta ve im- kân nispetinde, memleketimizin de- mokrasi denemesine bir nebzecik yar- dım etmektedirler. Ayrıca, bugün rad- yoda bir memleket meselesi (o çekinil- meden söz konusu edilmekte ve dert- ler üzerinde korkusuzca durulabilmek- tedir. Bu, bir yeniliktir ve radyoları- mıza yerleşmesini Oo umduğumuz bir anlayışın öncüsüdür. Fakat bu taze- liği radyolara getiren, radyolarımızdaki radyoculuk anlayışı değildir. Sadece, 27 Mayıs 1960'da yapılan bir devrim- ir. Sözün kısası, bugün Türkiye Rad- yoları muhakkak ki yeni bir anlayı- şın içindedirler ve yeni bir anlayışa doğru gitmektedirler. Ancak bu yeni anlayış, radyoculuğumuzda görülen bir ilerlemenin değil, memleketimizde mey dana gelen bir rejini değişikliğinin ta- bi! sonucudur. Radyoculuğumuz, haberlerin, eskisi- ne kıyasla daha iyi bir şekilde verilme- sine, programların daha açık fikirler- le hazırlanmasına rağmen hâlâ yerin- de saymaktadır. Bunun sebebinin ba- şında teşkilâtsızlık ve yukarda da be- lirtildiği gibi, anlayışsızlık gelmekte- dir. Bu anlayışsızlığın bir kısmımı yeni TRT'ye miras olarak kalacağı or- tadadır. Fakat gerçekten iyi bir beş kilât kurmak, birçok derdi ortadan kaldırabilir. Meselâ bugün bir yetkili nin sorumluluğu altında bulunan ha berler ve programlar hem ortaya gü lünç durumlar çıkarmakta, hem de radyoculuk ilkelerinin oçiğnenmesin sebep olmaktadır. Bu ve benzeri durum ların ortadan kalkması için TRT'nin gerçekten radyoculuk anlayışı ile ha zırlanmış bir teşkilâta sahip olması şarttır. Kişisel kayguların, adam ka- yırmanın ön plâna alınması ile kuru- lacak bir teşkilât veya yapılacak tâ- yinler (o hiçbir şeyi ( değiştirmeyecek hattâ durumun daha da karışmasına yol açacaklar. Eski zihniyetin yaşaması ve kişisel menfaatlerin ön plâna alın- ması, ortaya eskisine kıyasla daha kö- tü durumların çıkmasına dahi sebep olabilir. Şurası muhakkaktır ki, TRT eski teşkilâta göre daha kolay pars kazanma ve daha kolay para sarfetme imkânların çarçur edilmesine yol a kiden sürüp giden anlayışın TRT'ye tamamen hâkim olması, bu paranın ve imkânların çarçur edilmesine yol aça- cak ve TRT'nin tamamen bir çiftlik haline getirilmesine sebep olacaktır. Şimdi ilgililere düşen, aklı başa devşirip hiç değilse imkânları gereği kadar değerlendirmektir. Saatin 12 ye 5 olduğunu hatırlamak şarttır.