bir konu daha gazetelerin birinci say- falarında, büyük başlıklarla yer (o al- mağa başladı "Yüksek Plânlama Kurulu çalış- maları" Perşembe gününden beri hemen her gün toplanmakta olan Kurul, 5 Yılık Kalkınma Planının 1964 Yılı Uygulama Programı üzerinde o çalış- maktadır, Ancak plânlı kalkınmanın üçüncü yılını kapsıyacak olan bu yılki program gecen yıllara nisbetle, hayli büyük bir şanssızlıkla karşı (o karşıya bulunmaktadır: Kıbrıs olaylarının türk ekonomisinde yarattığı ( iktisadi, durgunluk;. Gerçekten bugünün ekonomik şart ları 1964, ya da 1963 programının ha- zırlanışına tekaddüm eden günlere gö- re çok farklıdır ve bu fark herhalde olumlu bir yönde değildir. bir demeç veren Maliye Bakanı oFe- rit Melen de aynı konuyu işleyerek bu durgunluğu (o önleyici nitelikte bazı tedbirlerin alınmış olduğunu söylemiş tir. Ayrıca 1965 Uygulama Programı hazırlanırken Yüksek Plânlama Ku- rulunda çalışmaların ağırlık merkezi- ni de bu konu teşkil etmektedir. Ancak gerek Melen ve İslimyeli- nin bahsettikleri tehlikeler ve (gerek Yüksek Plânlama Kurulunda varılan sonuçlar ile basında yer alan yorum- lar her zaman aynı noktada birleş- memektedir. Maliye ve Ticaret Bakan- uğramıştır. Genel olarak bir durgunluktan bahse- denler vardır. Buna karşılık türk eko- nomisinin bir kriz arefesinde (olduğu da ileri sürülmektedir. Kimisi oemis- yon hacminin yüksek olduğundan ki- misi de enflasyondan dem vurmakta- dır. Bütçe açığının cari harcamalar- dan kısıntılarla kapanabileceğini ileri sürenler olduğu gibi, bu açığın en be- cerikli (o maliyecilerin dahi kapatamı- yacağı kadar büyük olduğunu iddia e- denler de mevcuttur. Gerçi bütün bu görüşlerin ne de- receye kadar samimi ve ne ölçüde ger- çek olduğunu şimdiden kestirebilmek kolay değildir ama bilinen şey, ekono- mide genel olarak bir daralmanın mevcudiyetidir. Sebepler Maliye Bakanı Ferit Melen bu da- ralmayı "iktisadi durgunluk" ola- rak adlandırmaktadır. Gerçekten, fi- yatların sabit kaldığı bir ekonomide Krizden ve hele enflâsyondan bahset- -YURTTA OLUP BİTENLER Başbakan İnönü ve Plânlama Müsteşarı Aytür İki el bir baş için mek mümkün değildir. Bu şartlar al- tında ancak enflâsyona doğru bir gi- dişten bahsedilebilir ki, sadece emis- yon hacmine bakılarak ileri sürülen bu iddia, enflâsyonun diğer unsurları da arandığı takdirde hayli yıpranmakta- dır. Üretim, geçen yıla nisbetle bü- yük bir süratle artmış, fiyatlarda bü- yük bir yükseliş görülmemiştir. Hatta bazı sahalarda bir fiyat düşmesi dâhi müşahede (edilmektedir. e Oysa enf- lasyonun başlıca şartı piyasadaki pa- ra miktarının artmasına mukabil oü- retimin sabit kalması, arzın talebi kar şılıyamaması sebebiyle fiyatların baş- döndürücü bir süratle (o yükselmesidir ki, Türkiye yakın bir geçmişte bu,dev reyi geçirmiştir. Bu sebeple halk enf- lasyonun nasıl başladığım, nasıl ken- dini gösterdiğini çok iyi bilmektedir. Herhalde bugünkü ekonomik (o duru- ma çıplak gözle bakıldığı takdirde, o yakın geçmişle en ufak bir benzerlik bulunmadığı kolayca görülebilir. Türkiye ekonomisinde son aylar- da görülen daralma, ekonominin bün- yesinden doğan aksaklıklardan çok, ekonomi dışı sebepler olarak adlandı- rılan bazı psikolojik sebeplere dayan- maktadır, Bunların başında da Kıbrıs problemi gelmektedir. 3 yılı sonlarında patlak veren olaylar türk ekonomisine başlıca iki yönden tesir etmiştir. a) Savaş tehlikesi karşısında iş adamları yatırım yapmaktan o çekin- mektedirler. , b) Özellikle İstanbul (piyasasını ellerinde tutan rumlar, paralarını pi- yasadan çekmişlerdir. Rum tüccarın piyasaya para sür- memesi iş alanında bir durgunluk ya- rattığı gibi, bilhassa bazı obankaları da güç durumda bırakmış, tasarruf miktarı hayli azalmıştır. Daralmasın bir diğer sebebini de, mevsim dolayısiyle çiftçinin elinde na- ra bulunmaması teşkil etmektir. Gerçekten ürününü henüz satmamış bulunan çiftçinin elinde ne bankaya yatıracak ve ne de istihlâk için kut- lanacak parası vardır. Bu yüzden is- AKİS/15