dendir. Bay Lissarides 13 yıl evvel ko- münist partiden kovulmak sureti ile, ayrılmış olup bugün aşırı sağ grupta çalışmakta, fakat Rusya ile işbirliği ya- rışında şampiyonluğu pek az kimse- ye bırakmaktadır! Yunan Savunma Bakanının, kıb- rıslı rum idarecileri ruslarla müzake- re yapmaktan alakoymak resmi sebe- bi ile gittiği Adada oynadığı sahne bu oyunun bir parçası oldu. Nitekim da- nışıklı döğüşün öteki tarafları, Kibri- sin sahiden sorumlu rum idarecileri, sanki bir lutüfta bulunuyorlarmış gi- bi Moskavaya gitmelerini "geciktirdi- ler", Bu haftanın ortasında ise Makarios ve Yorgada tantanayla Atinaya davet edildiler. Orada da yunan hükümeti amerikalılara bir iyiniyet gösterisi yap- tı ve "Adada türklere bir karış top- rak vermem" diyen, Ada türklerine Kıbrısta "Noel Faciaları'ndan son- ra Türkiye, müdahale hakkını kullanarak jet uçaklarıyla Ada üs- tünde ihtar uçuşları yaptığında ö- teki iki teminatçı devlet, İngiltere ite Yunanistan, hemen müdahalenin bir "Müşterek Müdahale" olmasını kabul etmişlerdir. . Bunun üzerine Kıbrısta, ingiliz komutasında bir in- Zibat kuvveti kurulmuş ve Amerika Türkiyeye, gösterdiği itidalden do- layı teşekkür etmiş, meselenin Tür- kiyenin menfaatleri gözetilerek hal- ledilmesinde, yardımcı olacağını bil- dirmiştir. Daha sonra, Londra Konferansı sırasında Amerika Türkiyeye elinde bir teklifle gelmiş, bunun kabulünü ondan istemiştir. Türkiye, bu tekli- fi kabul suretiyle fedakârlık yapaca- ğını bile bile ve teklifi Makariosun kabul etmeyeceğinden emin olması- na rağmen "peki" demiştir. Amerika Türkiyeye. gösterdiği itidalden dola- yı teşekkür etmiş, meselenin Türki- yenin menfaatleri gözetilerek halle- dilmesinde yardımcı olacağını bildir- miştir. Makarios teklifi tabii kabul et- memiş, fakat Türkiye bir mevziini terketmiştir. Makariostan red cevabı alan A- merika Türkiyeden, meselenin Gü- venlik Konseyine götürülmesine rıza göstermesini istemiş, oradan arzu- karşı insafsız bir iktisadi abluka tat- bik eden Makariosu yumuşatmaya, hi- zaya getirmeye çalıştı. Ama bu maksatlı hiza, türklerin ka- bul edecekleri! hiza olmaktan uzak- ır. Adadaki durum Rumlar Cenevre görüşmelerinde bir mesafe kazanmak için düzenledik- leri dalaveralarla yetinmemekte, A- dadaki füli durumu da kendi lehlerine değiştirmek için insanlık dışı faali- yetlerine zerre kadar utanç duymadan devam etmektedirler, Gerçi türk jet- lerinin içlerine saldığı korku (o geniş mikyasta bir silâhlı saldırıya girişme- lerine engel olmaktadır. Fakat silâhla yapamadıklarını, aynı derecede Öldü- rücü olduğu artık bütün dünya efkâ- rınca anlatılan başka bir metodla, ik- tisadi abluka ile başarmak niyetini de- vam ettirmektedirler. 2 Amerika lanan kararı çıkartacağını temin et- miştir, Türkiye gene bir fedakârlık yapacağım bile bile ve Amerikaya, arzulanan kararı çıkartamayacağını da belirterek "peki" demiştir. Ame- rika Türkiyeye, gösterdiği o itidalden dolayı teşekkür etmiş, meselenin Tür- kiyenin menfaatleri gözetilerek hal- ledilmesinde yardımcı olacağını bil- dirmiştir. Arbulanan kararı Amerika, Gü- venlik Konseyinden cıkartamamıştır. Hatta İngiltere, kendisine Amerika tarafından hazırlatılan karar sureti- ni teklif dahi edememiştir. Ama Tür- kiye, bir mevzi daha kaybetmiştir. Amerika bu devirde ve bundan sonraki devirde, Türkiye ne zaman müdahale hakkını kullanmak istese elini tutmuş, arkasından o Türkiye- ye, gösterdiği itidalden dolayı teşek- kür etmiş, meselenin Türkiyenin menfaatleri gözetilerek 'halledilme- sinde yardımcı olacağını bildirmiştir. Türkiye "peki" dediği her seferinde bir mevzi daha kaybetmiştir, İnönü Amerikaya gittiğinde John- son Türkiyeye, gösterdiği (o itidalden dolayı teşekkür etmiş, meselenin Tür- kiyenin menfaatleri gözetilerek hal- ledilmesinde yardımcı olacağım bil- dirmiş, Cenevre Konferansını kabul etmesini istemiştir. Türkiye, bir şey çıkmayacağını bile bile Cenevre Kon- feransını kabul etmiştir. Biz, bu Amerikayı tanıyoruz. YURTTA OLUP BİTENLER Türk Hükümetinin, Milletlerarası Kızılhaç Teşkilâtı ve Birleşmiş Mil- letler nezdinde yaptığı olağanüstü te- şebbüsler bugüne kadar sonuca tesir etmeyen ufak değişikliklerden başka bir fayda (overmemiştir, Oo Kıbrıstaki Türk Büyükelçiliği tarafından hazır- lanan ve bu derginin baskıya verildi- gi gün Ankarada Enformasyon Genel Müdür Yardımcısı İlhan Bakay tara- fından basma açıklanan rapor ise, A- dadaki soydaşlarımızın ramların insaf- sızca tertipleri ile ne durumda bulun- duklarım ortaya serecek olan vesika- dır. Raporda Türk Hükümetinin çeşit- li teşebbüslerine ve Adadaki Birleş- miş Milletler Temsilcisinin fakat ramlar tarafından sadece para- van olarak kabul edilen anaşmaya rağ- men 5 Ağustosta başlıyan iktisadi ab- lukanın bütün şiddeti ile devam et- tiği ispat edilmektedir. Rapor Lefkoşe, Şimdi, ilk defa, maskesi yüzün- den atılmış bir başka Amerika karşı- mızdadır. Bu, en âdi cinsinden bir rum şantajına boyun eğmiş Ameri- kadır ve bizi, asla kabul etmeyece- gimiz, aramızdaki konuşmalarla zer- rece ilgisiz bir yeni o teklifi kabule zorlamaktadır. Koca Amerika rom şantajına ni- çin boyun eğer? Eğer bir bit yeniği yoksa, eğer onlara da ayni vaadler- de bulunmadıysa yapacağı şey Rus- yaya, "Kimse lâf anlamıyor, biz or- tadan çekilelim" demek ve kendisi çe- kilirken Rusyanın çekilmesini de sağ- lamaktır. Rusyaya, ("Milletlerarası anlaşmalarla sınırlandırılmış bir me- selenin, bu hudutların dışına çıkılmak sızın halledilmesi Rusyanın bir teca- vüzüne yol açarsa, Rusya karşısında beni bulacaktır" demektir. Zira Rus- ya, hiç bir şey kabul etmeyenlere ale- en "Arkanda ben varım" diyecek kadar pervasız davranabilmektedir. Ama bu ;iki Amerikanın dışında bir üçüncü Amerikaya ihtiyaç göster- mektedir. Bir Amerikaya ki kendisi- ne müttefik desinler, sözünün eri desinler, işte blok lideri desinler, bak buna güvenilir desinler, kısacası a- dam desinler. Belki de böyle bir A- merikaya Amerikada dahi duyulan hasrettir ki Goldwater'i, her gün bi- raz daha kuvvetlenerek Johnson'un karşısına çıkarmıştır. AKİS/1I