YAYINLAR İSLAMCILIK CEREYANI Profesör Tarık Zafer Tunayanın Meş- ie siyasi hayatı boyunca geliş- esi ve bugüne bıraktığı meseleler ko- müund müşahede ve tezleri, Siyaset ilmi serisinin üçüncü kitabı, Baha Mat baası İstanbul 1962, 330 sayfa 10 lira, pe Tarık Zafer Tunaya, siya- set, ilmi konusunda ciddi çalşmala rı olan, durmamacasına eser veren pek değerli bir ilim ve fikir adamımızdır, Üniversitelerimizin sıfatları kalabalık ama muhtevaları boş hocalarından de- ildir. Uğraştığı bilim dalı da tatlı ve merak uyandıran bir bilim dalı olduğu için yazdıklarını öğrencilerinden çok, konuyla ilgili aydınlar okur. Tunaya, memleketimizde şimdiye kadar kurul- muş siyasi partileri derli toplu ince- leyen, bu partilerin kurucularını, tü- züklerini, programlarını veren ilk bi- lim adamımızdır. Ne yazık ki Tuna- yanın bu kitabi 1952 yılına kadar ku- rulmuş partileri içine almaktadır. Ye- ni baskıları yapılmamıştır ve buluna- mamaktadır. Profesörün bu pek değer- li eserinin yanısıra yayınlamaya başla- dığı bir başka seri de Siyaset İlmi Se- risi adını taşımaktadır. Üç seri olarak tasarlanan bu külliyatın ilk serisinin yedi kitabından birinci ve üçüncü ki- taplar olarak "Hürriyetin İlânı" ile "İslamcılık Cereyanı" ikinci yedi kitabından da sekiz ve ondördün- cü kitaplar olarak "Türkiyenin Siya- si Hayatında Batılılaşma Hareketleri" ile "Devrim Hareketleri İçinde Atatürk ve Atatürkçülük" yayınlanmıştır. Ara- da hazırlandıkça Garpçılık Cereyanı, Türkçülük Cereyanı, Mesleki İçtimai Cereyan, Sosyalizm Cereyanı, Jön Türkler, Siyaset İlmine, Giriş, Siyaset İlmi Denemeleri, Türk Devrim Tarihi- nin Anahatları, Türkiyenin Siyasi Ha- yatı adlı kitaplar da yayınlanacaktır. Aydınlık bir bilim adamı olan Pro- fesör Tunayanın yakın tarihimize ışık tutan bu araştırma yayınlarından İs- lâmcılık Cereyanı 1962 yılında yayın- lanmıştır. o Yazar kitabında konuyu bilimsel bir araştırmanın gerekli ni- teliklerine önem vererek didik didik etmiş, İslâmiyetin Osmanlı İmpara- torluğu ve Türkiye Cumhuriyeti için- deki durumunu açıkça ortaya koymuş- tur. Kitapta ele alınan konunun önem- li ara bölüm başlıkları şunlardır: İs- lâmcılık Cereyanının ana hatları, İs- lâm ve Osmanlı Dünyasının gerileme tablosu, İslâmlaşmanın mânası ve is- bir rönesansın dayandığı esas- lar İslâmcılık cereyanı mensuplarına göre islâmın siyaset prensipleri, İs- AKİS/22 lâmcılık cereyanı tarafından belirtilen prensiplerin (tekabül ettikleri devlet sistemi ve teorisi, Hükümet şekilleri arasında islâm hükümet şeklinin yeri, Osmanlı meşrutiyeti islâm esaslarını gerçekleştirebilmiş midir?, İslâmcıların diğer cereyanlar karşısındaki davra- nışları, islâmcılık Cereyanına göre Os- manlı İmparatorluğunun kurtuluş yol- arı, Meşrutiyetin siyasi hayatı içinde islâmcılık cereyanı ve bugüne bıraktığı meseleler, Sosyal ve hukuki hayata te- tirler ve karışmalar, Siyasi hayata te- sirler ve karışmalar, Milli Hakimiyet yolu ile lâyik devlete geçiş hareketinin uyandırdığı tepkiler, Devrim hareket- leri ve islamcılar, Çok partili rejim i- çinde muhafazakâr ve dinsel cereyanla- rın siyâsi hayata karışmaları, Lâyik iktidarın gelenekçi (o çevrelere dayan- ması, Karşılıklı istismar, Lâyik Cum- huriyetin ka yeni güçlükler, ayıs ve sonrası Profesör Tunayanın büyük bir dik- katle izleyip bilimsel bir ayıklamadan geçirip, sağlam bir sistem içinde or- taya koyduğu belli başlı konular bun- lardır. Kitabın son bölümünde ise pro- fesör müşahede ve tezlerini dile getir- mekte, islâmcıların milliyetçilik, de- mokrasi, lâyiklik, hilâfet, ekonomik ko- nular, komünizm, feminizm hakkında ki davranışlarını belgeleri ile ortaya koymaktadır. Kitap dikkatle okundu- ğunda ortaya çıkan gerçek şudur: Tür- kiyede bugün ileri olarak ne varsa, aydınlık olarak ortada ne görünüyor- sa islamcılık cereyanından yana olan- lar bunlara karşı olmuşlardır. Bunun bir tek istisnası dahi yoktur. Profesör Tunaya kitabında bunun binbir örne- ğini sıralamakta, bu konuda târihin kanlı örneklerini gözler önüne sermek- tedir. Osmanlı İmparatorluğu devrin- de de, Türkiye Cumhuriyeti devrinde de islamcılar daima ve daima ileri doğ- ru gidişi kösteklemeye çalışmışlar, çok kere bunda başarı kazanmışlar, hiç bir şey yapamamışlarsa ileriye gidişi ak- şatmışlar, geciktirmişlerdir. Bu meş- rutiyette de böyledir. Meşrutiyet önce- sinde de, Birinci Türkiye Büyük Mil- let Meclisi Hükümeti devrinde de, çok partili demokraside de, 27 Mayıs son- rasında da... Bu milletin hayatı bo- yunca sadece bir defa Atatürkün iş ba- şında olduğu 1923-1938 arasında is- lamcılar kovuklarına (o sokulmuşlar ve pek seslerini çıkaramamışlardır. Buna mukabil, Atatürkün kaybından sonra vurduğu yüz kârasının okullarda öğ- rencilere 4444 kere okutulacak bir dua ile giderileceğini ( ileriye sürecek ka- dar safsata içinde bulunan bu cereyan mensupları, Profesör Tunayanın da belirttiği gibi, bugün de aramızda bol miktarda mevcuttur ve hatta çok kere iktidarda icra-i sanat etmektedirler. Profesör Tunaya, kitabında Atatürk- ten sonra irticaa, İslamcılar ve gerici güruhuna ilk tavizlerin kimler tara- fından verilmeye başlandığını ve bugün galip durduğumuz batağa nasıl girdi- gimizi de pek güzel ortaya koymakta- dır. İşte bu tarihi gerçeklerden birka- çı: Hacca gideceklere ilk defa döviz 1948 yılında verilmeye başlanmıştır. 1949 da ilkokullara ihtiyari din ders- leri konulmuştur. Gene ayni yıl içinde imam hatip okulları açılmıştır. CHP iktidarının son yılında islamcılara ve- rilen tâvizlerden birkaçı da şunlardır: Din adamlarının idaresi yeni baştan Di yanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Meşrutiyet islâmcıların sivri siması Günaltay Başbakan olarak İlahiyat Fakültesinin açılacağını müjdelemiş ve bunu gerçekleştirmiştir. Tekke, zaviye ve, türbelerin kapatılmasına dair ka- nunun maddeleri (değiştirilerek bazı türbeler açılmıştır. Sonra, sonra Mecliste dinleyiciler sırasında bir ticani arapça ezan oku- muş, Atatürkün heykelleri parçalan- mış, DP iktidara gelince de ilk icraat olarak ezanı arapça okuma serbestisi tanıyan kanunu (o çıkarmış, (Atatürk devrimlerini, tutan ve tutmayan dev- rimler diye ikiye ayırıp bunları ho- canın kuşuna benzetmiştir, O günler- den bu yana da tatbikatta değişen bir- şey yoktur. Profesör Tunayanın bütün bunları anlatıp anlatıp da sonunda şöylesine bir hükme varması ise, aklın havsala- nın ve hele mantığın alacağı bir şey değildir: Profesör Tunayaya göre, bu islamcılar şöyledir böyledir ama gene e bunların içinde samimi olanları vardır ve bunlar "halk efkârının ya- pılışına faal olarak katılacak, aydın kafalı, çağın meselelerini anlar" insan- lar haline getirilebilir ve bunlar "Tür- kiyenin ( sosyal kalkınmasında büyük rol oynayacaktır". İşte bu da sayın profesörümüzün ülsere yakalanmış hastasına sıkı per- hizden sonra tavsiye ettiği lahana tur- şusudur ve kitabın son hükmüdür... İlhami SOYSAL