tına girmesi kısa bir müddeti sonra Yunanistanın da aynı akıbete uğra- ması demek olacak, Türkiye ve Yuna nistan Sovyet hâkimiyeti altına girin ce de, bütün Akdeniz ve Orta Doğu dengesi bozulacaktır. Bu bakımdan, si- lâhlı bir çatışma pahasına da olsa, Bir- leşik Amerika bu Sovyet isteklerine karşı kesin bir durum almalı ve Sov- yetler Birliğinin Türkiyeye yerleşme- sine engel olmalıdır. İşte Amerikanın Orta Doğuda Sov- yetlere karşı durum alması Truman Doktrini diye tanınan yardım politi- kasına başlaması, hep Acheson'ın bu öğütleri üzerine olmuştur. Talihin ga- kurtarmaya çalıştığı iki Doğu Akdeniz ülkesinin, Türkiye ile Yunanistanın, birbiriyle çatışmalarını oönlemek için çaba harcamaktadır. Ateşle oynayanlar A beson bir yandan arel Kıbrıs anlaşmazlığına (o barışçı yolu ararken, öte yandan Yunan hü- kümetiyle Ada rumları da anlaşmazlı- gı mutlaka silâhlı bir çatışmaya gö- türmek için ellerinden gelen gayreti harcamaktadırlar. Geride bıraktığımız hafta, rumların artık Türkiyenin sab- rını taşırmak üzere olduklarını göste- ren pekçok gelişmeye tanık olmuştur. Bir kere, Atinada yapılan Makari- os-Papandreu görüşmelerinde o zoraki bir anlaşmaya varıldıktan sonra, şim- di Kıbrıs rumları Adayı Yunanistanla birleştirmek üzere bir kamu oylaması yapmak yollarını aramaktadırlar. Ge- çen hafta Kıbrıs rumları bu yolda bir kanun tasarısı hazırlamışlar ve Mec liste görüşmesine bile başlamışlardır. Meclisteki türk üyeler görüşmelere ka- tılmadıkları için çıkacak kanunun hu- kuki bir değeri olamaz, fakat rumların gerçek niyetlerini göstermek bakımın- dan, olay çok dikkat çekicidir. Bir yan- dan anlaşmazlığın ( Birleşmiş Millet- ler çerçevesi içinde çözülmesine taraf- tar olduklarını söyleyenler, öte yan- dan hazırladıkları olup-bittilerle ken- di bildiklerini okumaktadırlar. İkinci olarak, gene bir yandan an- laşmazlığın Birleşmiş Milletler çerçe- vesi içinde çözülmesine taraftar ol- duklarını söyleyenler, hattâ meseleyi Genel Kurula götürmeye hazırlanan- lar öte yandan silahlanmaya devam etmektedirler. Geçen hafta gene Ada- ya yunan gemileri yanaşmış, limanla- ra gene silâh ve asker çıkarılmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi, ortalıkta fol rabulucu Tuomioja Iki cami arasındaki binamaz yol yumurta yokken, yunan kuvvet- Trakya sınırına yığılmıştır. Yu- nan hükümeti, normal olarak Ekim a- yında askere çağıracağı kur'aları, A- gustos sonunda silâh altına alacağını açıklamıştır. Makarios ve çete arkadaş ları, Kıbrıs karasularını üç milden on- iki mile çıkarmaya kalkışmışlardır. Nihat Erim Türk tezi KIBRIS OLAYLARI Bütün ğine dillerinden "barış" sö- zünü düşürmeyen rumların aslında sa- vaş tamda olduklarını açıkça göstermektedir. Rumların anlaşmazlığı (o Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna (götürmek istemeleri de aslında, bu kundakçı- lığı gizlemek için hazırladıkları bir o- yundan başka birşey değildir. Bir- leşmiş Milletler Genel Kurulunun mev- cut milletlerarası anlaşmaları yürür- lükten kaldırma yetkisi yoktur. Aynı şekilde, Genel Kurul Kıbrısın Yuna- nistanla birleştiğini kabul ve ilân e- decek yeterlikte de değildir. Yunanis- tan ve Kıbrıs rumları, olsa olsa, Ge- nel Kuruldan Kıbrısın kendi geleceği- ni kendi kararlaştırma hakkına sahip olduğu yolunda bir karar çıkarmakla yetineceklerdir. Oysa rumların asıl is- teği bu değildir. Bu hafta içinde Ada- dan gelen haberler, eski çetecilerin, yeni katliâmlara (hazırlandığını gös- termektedir. Yapılan bütün askeri ha- zırlıklar Türkiyenin müdahalesini ön- lemekten çok, Ada türklerini dize ge- tirmeye yöneltilmiştir. o Makarios ve arkadaşları çok iyi bilmektedirler ki, eğer Türkiye duruma müdahale etme- e karar verirse, Adadaki beş, on bin silâhlı buna engel olamaz. Hattâ bü- tün Yunan ordusu bu a ön- lemeye kâfi gelmeyecektir. u ba- kımdan, Adadaki hazırlıklar iirlye e karşı değildir, canını dişine takarak "adadaki haklarını korumaya çalışan Kıbrıs türküne karşıdır. Ancak, Kıbrısta bir Birleşmiş Mil- letler kuvveti oldukça, mesele Güven- lik Konseyinin yetkisi içinde kaldıkça Adada yeni bir katliâma girişmek ko- lay değildir. Bunun için, rumlar için şimdi i Birleşmiş Milletler kuvvetini önce Adada hareketsiz bir duruma getirmek sonra da bu kuvve- tin geri çekilmesini sağlamaktır. Nite- kim, Adadaki rum gazeteleri, daha şimdiden, görevi I Ekimde sona ere- cek Barış Kuvvetinin Kıbrıstan çekil- mesini istemeye başlamışlardır. Kıbrıs rumlarının ikinci amacı da anlaşmazlığın Güvenlik Konseyinden Genel Kurula aktarılmasını sağla- maktır. Eğer anlaşmazlık Genel Kuru- la gelirse rumlar orada küstahlıklarına daha çok göz yumacak bir çoğunlu! bulacaklarını e Adada girişilen katliam orada self-determinas yon ilkesi arkasına daha iyi gizlene- bilecektir. Fakat rumlar şunu unut- maktadırlar ki, yalancının mumu, dün yanın yaradıldığı günden buyana ve her e ancak yatsıya kadar yana- bilmişt AKİS/A1