YURTTA OLUP BİTENLER Turizm ve Tanıtma Turist mi da rakibi Yunanistan, yaş meyve ihracındaki rakibi ise İtalyadır ve bu yüzden Türkiyeye bir çelme ta- kılmak istendiği de düşünülebilir... Ayrıca iki yeni bakanlığın okuru lu kanunları henüz Hükümete geti- rememiştir. Milli Eğitim Bakanlığın da istifalar birbirini takip etmektedir. ..-İşin 10 binden fazla işçisi grev kararı almak üzeredir ve sadece bu yüzden Almanyadan alınan 740 mil- yon marklık bir siparişin karşılana- maması tehlikesi belirmiştir. Ama bü tün bu önemli problemlere rağmen reform Kabinesinin genç bakanla- rıbir türlü sıkı bir çalışma temposu gösterememektedirler.. . Günlerden biri AKİS muhabiri, Kabinenin en fazla dolaşan bakanlarından Ali İhsan Göğüşe kafasına takılmış olan soruyuraba soru kağıtlarındaki sordu: — Siz sık sık gezilere çıkıyor her tarafa gidiyorsunuz. Bunun bü- yük faydası oluyor mu?" Bu konuşma Salı gecesi Bakanlar Bakanı Göğüş gezide Bakan mı? ve Tanıtma Bakanının Tunalı Hilmi caddesindeki evinde geçiyordu. Goğüş odasının rahat koltuğunda doğruldu ve: — Çok, çok faydalı oluyor, Be- nim bütün turistik yerleri dolaşmam, aksaklıkları, durumu yerinde görmem şarttır," dedi ve söze şöyle devam etti : "— Bakanlığa geldiğimden beri Türkiyenin her tarafını gezdim. Bu- nun faydasına bir misâl vereyim: Ka pıkule gümrük kapısına gittiğimde 100-150 turist arabasının arka arkaya dizilmiş olduğunu gördüm. O sıcakta turistler ellerindeki (Okağıtlarda (one yazıldığını sökmeye çalışıyorlar, dil bilmeyen gümrük memurları da el kol işaretleri ile turistlere dağıttıkları a- sadece Türk çe yazılı cümleleri tercüme etmeye ça lışıyorlardı. a tasavvur o edebi- liyor musu Göğüş, anlattığına göre (derhal kurulu toplantısından sonra, Turizm duruma el koymuş ve bundan böyle AKİS /14 turistlere çok daha basit ve ingilizce kaleme alınmış küçük kartlar dağıtıl ması için tedbir alınmasını sağlamış- tır. Turizm bakanı, AKİS muhabiri- ne evinde geç saatlere kadar bakanlı- ğının işleri hakkında bilgi verdi: 1965 yılında diğer bakanlıklarla birlikte 318 milyona yakın turizm yatırımı (o ger- vokleş irilecek ve 1967 yılında bugün 12 mi olardan ibaret bulunan turizm geliri 125 milyon dolara yük- seltilecekti. Bunun için ilgili bakan- lıklarla geniş bir koordinasyon o sağ- lanacak, çeşitli tedbirlerle (turist ya tağı sayısı bir kaç misli arttırılacak, yabağllaın ir gezebilmele- elaya varıncaya ka- dar - her türlü. tedbir alınacaktı. Önü müzdeki turizm mevsimi 1964 ekimin- de açılacak ve bu defa propagandaya çok sıkı bir kampanya ile 30 milyon lira sarfedilecekti. Bu arada önemli gümrük kapıları e turistlerin toplu- ca girdiği limanlarda ü bilgi ihtiyacını karşılayacak odanışma bi roları kurulacaktı. Bütün bunlar güzel (şeylerdir. Hatta bir kaç gün önce İzmire husu- si yatıyla gelen eski Fransız başba- kanlarından Edgar Faure : "— Türkiye turizmde bir reform yapıyor..." diyecek kadar bir kıpırdan- ma sezmiştir. Ancak Bskanın turizm için birinci faktör olarak ifade ettiği "Bakanlıklar arası koordinasyon" el- de bulunan vaktin büyük bir kısmı- nın Bakanlıkların bulunduğu (o Anka- rada geçirilmesiyle mümkün olabile- cektir. Bu bakımdan Turizm ve Ta- nıtma bakanı radyolarda her gün ilân edilen gezilerini İm sin kanı değil Bakan!" seklinde. bahsedilmeğe landığını unutmamalı, tedbirini malıdır. Böyle bir tedbir, muhakkak ki, el lerinde turizm gibi bir güzel (sebep olmadığı halde bol bol gezen diğer genç bakanlara da örnek olacak ve böylece meclisin tatil olduğu şu süre içinde toprak reformu, idari reform, yeni bakanlıkların kuruluşu, gibi re- form hareketlerine (| girişilebilecek- r al- E. Yoksa, bir süre önce Yardımcısı oKemal Satırın partiye (o yönelttiği: "—bDeli dana gibi gezmekle mem leket idare edilmez! sözü dönüp do- laşıp, Kemal Satırın ikinci obaşkanlı- $ı yaptığı kabineye yakıştırılıverecek- tir. Başbakan muhalif