Sir Alec Douglas Home Anlayışlı dostlar vazgeçmesini istiyordu. Tabii Türkiye de kendi iç yetkisine giren ve güvenlik düşüncesiyle yapılan bu işe Yunanis- tanın baskısıyla son verecek, değildi. Papandreunun bu uzlaşmaz tutumu karşısında, iki devleti mutlaka bir gö- rüşmeye yöneltmek isteyen Başkan Johnson, Yunan Başbakanına karşı değişik bir dil kullandı. Türkiye rum- ların Kıbrısta çevirdikleri odolaplara daha fazla seyirci kalamayacağını söy- lüyor ve 1960 Garanti Andlaşmasının kendine verdiği müdahale hakkını e- ninde sonunda kullanmaya kararlı gö rünüyordu. Eğer Papandreu İnönü i- le aynı masa başında oturmaya yanaş- maz muhtemel bir türk müdahalesi karşısında artık eskisi gi- bi davranmayacak, Türkiyeye "Aman, bu müdahaleyi yapma" demiyecektir. Bu uyarma, kısa zamanda Papandreu üzerinde etkisini gösterdi ve Yunan Baş bakanı, İnönü ile karşı karşıya gel- memek şartıyla, bir türk-yunan görüş mesine aykırı olmadığını bildirmek zo- runda kaldı. Ancak bu görüşme Bir- leşmiş Milletler kanalıyla düzenlen- meliydi. Bunun üzerine, amerikan ida- recileri, geride bıraktığımız Cuma nü Türk Başbakanı ve Birleşmiş Mil- letler yetkilileriyle o temasa geçtiler. Yapılan görüşmeler sonunda Birleşmiş Milletler arabulucusu Sakari Tuomio- ja'nın cenevrede bir büro kurarak türk ve yunan hükümetleriyle temasa geç- mesi kararlaştırıldı. Tuomioja başlan- gıçta türklerle yunanlıları bir araya getirmeye çalışmayacak, her iki hükü- mere de ayrı ayrı temaslar yapacak- Sonrası, işin gelişmesine göre belli olaca ktı. Anlayana sivrisinek saz İnönü İngilterede yalnız yaptığı ba- sın toplantılarında değil, aynı za- manda İngiliz devlet adamlarıyla ko- nuşmalarında da, önemle Tuomioja'- nın girişeceği obu yeni arabuluculuk teşebbüsü bir sonuca ulaşamazsa bü- tün barışçı yolların tıkanacağını ve Türkiyeye müdahaleden başka seçim kalmayacağını anlatmaya çalıştı. Fa- kat ingiliz hükümeti için en önemli dü şünce, (Kıbrıs anlaşmazlığından çok Adadaki ingiliz üsleri ve yaklaşan se- çimler olduğu için, Londrada yapılan görüşmeler sırasında fazla bir yol al- mak mümkün olamadı. Gerçi İngiliz i- darecileri İnönüyü iyi niyetlerine inan- dırmak için ellerinden gelen bütün gayreti harcadılar ama, Sir Douglas- Home'un İnönüyü kızdıran sorusu a- gerisinde yatan düşünceyi açıkça ortaya koydu ve ingilizler, İ- nönüden, amerikalıların aldığının dört- te biri kadar bile not alamadılar. İngiliz devlet adamlarıyla yaptığı görüşmeler sırasında İnönü, önce, in- gilizlere Kıbrıs buhranını çözmek için elle tutulur bir teklifleri olup olmadı- ğını sordu. İngilizler böyle bir teklif- leri olmadığını söylediler, fakat İnö- nünün başka bir sorusu üzerine Zü- rih ve Londra andlaşmalarının geçerli ği konusunda hiçbir şüpheleri olmadı- ğını belirtmekten de geri kalmadılar. Bu husus, Pazartesi günü yayınlanan ortak bildiride özellikle “belirtildi. Bir çeteci eskisi Kıbrıs anlaşmazlığı bu haftanın için- de batılı başkentleri en fazla uğ- raştıran meselelerin başında gelmeye devam ederken, Adadaki durum da hergün biraz daha kötüye gidiyordu. Kıbrısta ingilizlere karşı yapılan ba- ğımsızlık mücadelesini yöneten çeteci eskisi General Grivasın yeniden Adaya KIBRIS OLAYLARI dönerek rum kuvvetlerini bir kumanda altına toplamaya çalışması, türkleri haklı olarak gelecekleri konusunda en- dişeye düşürmüş bulunmaktadır. Lef- koşeden gelen haberlere bakılırsa, Ge- neral Grivas bir yandan türklere dost- luk elini uzattığını söylerken, diğer yandan silah kaçakçılığını önlemek bahanesiyle kuzeydeki türk kesimleri- ne büyük bir saldırı hazırlığı yapmak- tadır. Bu arada, Adanın çeşitli kesim- lerinde rumlar yeniden türklere ateş açmaya başlamışlardır. Bütün bunlara ek olarak, Adada Yunanistanın da bütün milletlerarası andlaşmalara aykırı bazı çalışmalar yaptığı yolunda haberler alınıyor. Ör- neğin, Adaya kaçak olarak sokulan yunan silâhlarının ya bir hayli ka- bardığı gibi, Yunanistan son bir ay içinde Kıbrıstaki 950 ik birliğinin mevcudunu bir tümene kadar çıkar- mıştır. Bütün bu olup bitenlerin nasıl olup da Birleşmiş Milletler soramlula- rının gözünden kaçtığı, merak verici bir bilmecedir. İnönü ve eşi Elele AKİS/9