3 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sir Alec Douglas Home Anlayışlı dostlar vazgeçmesini istiyordu. Tabii Türkiye de kendi iç yetkisine giren ve güvenlik düşüncesiyle yapılan bu işe Yunanis- tanın baskısıyla son verecek, değildi. Papandreunun bu uzlaşmaz tutumu karşısında, iki devleti mutlaka bir gö- rüşmeye yöneltmek isteyen Başkan Johnson, Yunan Başbakanına karşı değişik bir dil kullandı. Türkiye rum- ların Kıbrısta çevirdikleri odolaplara daha fazla seyirci kalamayacağını söy- lüyor ve 1960 Garanti Andlaşmasının kendine verdiği müdahale hakkını e- ninde sonunda kullanmaya kararlı gö rünüyordu. Eğer Papandreu İnönü i- le aynı masa başında oturmaya yanaş- maz muhtemel bir türk müdahalesi karşısında artık eskisi gi- bi davranmayacak, Türkiyeye "Aman, bu müdahaleyi yapma" demiyecektir. Bu uyarma, kısa zamanda Papandreu üzerinde etkisini gösterdi ve Yunan Baş bakanı, İnönü ile karşı karşıya gel- memek şartıyla, bir türk-yunan görüş mesine aykırı olmadığını bildirmek zo- runda kaldı. Ancak bu görüşme Bir- leşmiş Milletler kanalıyla düzenlen- meliydi. Bunun üzerine, amerikan ida- recileri, geride bıraktığımız Cuma nü Türk Başbakanı ve Birleşmiş Mil- letler yetkilileriyle o temasa geçtiler. Yapılan görüşmeler sonunda Birleşmiş Milletler arabulucusu Sakari Tuomio- ja'nın cenevrede bir büro kurarak türk ve yunan hükümetleriyle temasa geç- mesi kararlaştırıldı. Tuomioja başlan- gıçta türklerle yunanlıları bir araya getirmeye çalışmayacak, her iki hükü- mere de ayrı ayrı temaslar yapacak- Sonrası, işin gelişmesine göre belli olaca ktı. Anlayana sivrisinek saz İnönü İngilterede yalnız yaptığı ba- sın toplantılarında değil, aynı za- manda İngiliz devlet adamlarıyla ko- nuşmalarında da, önemle Tuomioja'- nın girişeceği obu yeni arabuluculuk teşebbüsü bir sonuca ulaşamazsa bü- tün barışçı yolların tıkanacağını ve Türkiyeye müdahaleden başka seçim kalmayacağını anlatmaya çalıştı. Fa- kat ingiliz hükümeti için en önemli dü şünce, (Kıbrıs anlaşmazlığından çok Adadaki ingiliz üsleri ve yaklaşan se- çimler olduğu için, Londrada yapılan görüşmeler sırasında fazla bir yol al- mak mümkün olamadı. Gerçi İngiliz i- darecileri İnönüyü iyi niyetlerine inan- dırmak için ellerinden gelen bütün gayreti harcadılar ama, Sir Douglas- Home'un İnönüyü kızdıran sorusu a- gerisinde yatan düşünceyi açıkça ortaya koydu ve ingilizler, İ- nönüden, amerikalıların aldığının dört- te biri kadar bile not alamadılar. İngiliz devlet adamlarıyla yaptığı görüşmeler sırasında İnönü, önce, in- gilizlere Kıbrıs buhranını çözmek için elle tutulur bir teklifleri olup olmadı- ğını sordu. İngilizler böyle bir teklif- leri olmadığını söylediler, fakat İnö- nünün başka bir sorusu üzerine Zü- rih ve Londra andlaşmalarının geçerli ği konusunda hiçbir şüpheleri olmadı- ğını belirtmekten de geri kalmadılar. Bu husus, Pazartesi günü yayınlanan ortak bildiride özellikle “belirtildi. Bir çeteci eskisi Kıbrıs anlaşmazlığı bu haftanın için- de batılı başkentleri en fazla uğ- raştıran meselelerin başında gelmeye devam ederken, Adadaki durum da hergün biraz daha kötüye gidiyordu. Kıbrısta ingilizlere karşı yapılan ba- ğımsızlık mücadelesini yöneten çeteci eskisi General Grivasın yeniden Adaya KIBRIS OLAYLARI dönerek rum kuvvetlerini bir kumanda altına toplamaya çalışması, türkleri haklı olarak gelecekleri konusunda en- dişeye düşürmüş bulunmaktadır. Lef- koşeden gelen haberlere bakılırsa, Ge- neral Grivas bir yandan türklere dost- luk elini uzattığını söylerken, diğer yandan silah kaçakçılığını önlemek bahanesiyle kuzeydeki türk kesimleri- ne büyük bir saldırı hazırlığı yapmak- tadır. Bu arada, Adanın çeşitli kesim- lerinde rumlar yeniden türklere ateş açmaya başlamışlardır. Bütün bunlara ek olarak, Adada Yunanistanın da bütün milletlerarası andlaşmalara aykırı bazı çalışmalar yaptığı yolunda haberler alınıyor. Ör- neğin, Adaya kaçak olarak sokulan yunan silâhlarının ya bir hayli ka- bardığı gibi, Yunanistan son bir ay içinde Kıbrıstaki 950 ik birliğinin mevcudunu bir tümene kadar çıkar- mıştır. Bütün bu olup bitenlerin nasıl olup da Birleşmiş Milletler soramlula- rının gözünden kaçtığı, merak verici bir bilmecedir. İnönü ve eşi Elele AKİS/9

Bu sayıdan diğer sayfalar: