his konusu değildir. Tesisleri kurulma- mış bir madde imalâtı için ham yar- dımcı ve iptidai madde gelmesi düşü- nülemez. oKurulmuşlardan hangileri- nin çalışacağı tespit edildikten sonra ihtiyaçlar verilecek olursa, lüzumsuz formalitelerden kurtulmak kaabil ola- bilecektir. İhtilaflar, gümrük tatbikatında ma- kım gayretkeşliklere yüzünden meydana gelmektedir. o Bu sebeple sanayie ait mal değişikliği ta- leplerinin hal şekli mahalli otoritele- re vazıh bir sistem kurarak bırakıl- malıdır. Tahsis ve tevzi işlerine gelince, sa- nayiin ihtiyaç maddeleri priorite sı- rasına konulmak suretiyle, imkân nis- petinde libere edilmelidir. . Eğer bu kaabil olamıyorsa, tahsis ve tevzi mer- cileri tek hale getirilmelidir. Teşkilâ- tı müsait olmayan ve dağıtım pren- sipleri tespit edilmemiş durumda o- lan mercilerin emrine sanayi madde- leri vermemek lâzımdır. Özel sektöre verilen O tahsislerde, bakliyelerin kota dahilinde aktarmalı şekilde kullanılmasına müsaade edil- melidir. Bütün bu hususlar kabul edildiği takdirde imalât yapmayan sanayici, spekülatif ticaret, lüzumsuz ve yıkıcı stokçuluk, para ve kredi vaveylası, yıl- lık imalât emniyetsizliği, maliyet is- Çıkamayan Kanunlar Fasih İNAL po merak etmekteyiz; acaba âmme sektörü mer ne durumda olduğu da sarih bir fikre sahip bulunmakta ii Bet, biliyoruz, piyasada durgunluk ölüme i herkes inanmıştır. Ama bu durgunluğun derecesi biliniyor mu, derecesi? Gün geçmiyor ki, bir veya birkaç okkalı bee iflâs ettiği, bir o ka- darının da sallantıda va. e çıkmasın u firmalar, sadece açı- lp saçılmaları, mali ku rinin çok üstünde a girişmeleri (oyüzün- den aciz haline düşmüş kimsenin bir şey söylemeğe hakkı bulunmı- yacaktır. Ama, sırf sattığı malın parasını tahsil edemediği, ortalıkta dola- şaduran kapkaççılıktan paçasını kurtaramadığı, için iflâs durumuna düşen firmaları ne yapalım?. Kıbrıs meselesi, Mıbrıs meselesi... Bunlar elimizde olmayan faktörlerdir. Ama elimizde olanları, meselâ İcra - İflâs Kanununu ne şekilde etmek kaabildir? Şu mahut kanun, amma da nazlı imiş, yârabbim? Oniki sene- den beri bir kanunun değiştirilip yeni hâla getirilememesi, Türkiyeden başka dünyanın neresinde görülmüştür? Geçenlerde Büyük Millet Meclisinde İcra zitâs Kanunu görüşülmeğe başlayınca, Piyasada bir heyecan, bir heye- . Zannedersiniz, haftaya kanun tadilâtı bitirilip Resmi Gazetede edilecek de, yürürlüğe girecek... Aradan birkaç hafta geçmeden, İcra - İflâs Kanununun ismi işitilmez oldu... Şimdi duyuyoruz. Ticaret Odasından, Toptancı Tüccarlar Derneğin- den heyetler Ankaraya gelip, kanunun durumunu incelemeğe, hangi dağda kaybolduğunu araştırmağa çalışıyorlarmış!... Bize öyle geliyor ki, işi İcra İflâs Kanunu veya şu kanunu, bu kanunu diye ayırmadan mütalâa etmek lâzımdır. Bütün ekonomik kanunların bir listesini çıkarmalı ve gece gün- düz heme bunları müzakere edip yürürlüğe girmelerini sağlamalıdır. mik kanunlar deyip de geçmeyin... Bunlar sanıldığından da faz- ladır. ledi isimlerini bile bir nefeste saymağa imkân yoktur ve her biri de kendi sahasında ötekinden daha önemlidir. Bu kanunların hiç biri çıkmıyor, çıkmadıkça da piyasa huzur ve sükün içinde çalışabilmek im- kânına kavuşamıyor. Meselenin önemini, gerek Büyük Millet Meclisi, ge- rekse Senato üyeleri bütün açıklığı ile anlamalıdırlar. ilân Bugünkü durumda, bırakınız Plânın öngördüğü yatırımların realize lebilmesini, sadece kurulu düzen müesseselerinin çalışabilmesi bile başlıba- şına bir mesele olmuş durumdadır. Bu meselenin hâl çarelerini aramak, mü- saade ediniz de söyleyelim, herkesin boynuna borç olan bir memleket ödevi- dir. tikrarsızlığı, sanayii kötüleme ve ik- ve teminatların normal hadlere indi tisadi keşmekeş gibi hususlar ortadan kalkacaktır. Sanayicilerin taleplerini bu şekil- de özetlemek kaabildir. Ancak, hepsi makül birer istek olan bu hususların tahakkuk etmesini beklemektense, Ak- şehire gidip yoğurt istihsaline kalkış- mak daha akıllıca bir iş olsa gerektir. Sanayiciler sınai maddelerin libere e- dilmesini istemekteler, Hükümet libe- rasyonun kaldırılıp (o kaldırılmamasını etüd etmektedir. Sanayiciler peşinat rilmesini talep etmekte, başta Maliye Bakanlığı olmak üzere, âmme sektörü nün yüzde 150'ye varan teminat mü essesesini nasıl daha da arttırabilme nin kaabil olduğunu etüd ettikleri ha berleri gelmektedir. o Velhasıl, yanya na olması gereken iki sektör karşıkar şıya geçmiş, biri bir tarafa çekerken öbürü aksi istikamete sürükleyebilmek için elinden geleni yapmaktadır. Her kes de bu çekişmeye iş âleminin ne kadar dayanabileceğini merakla bek lemektedir. AKİS/19