başarısızlıkların sebebini Diem yöne- timinin kötülüğünde arıyorlardı. Oysa Diem işbaşından uzaklaştırıldıktan ve denetim ordunun eline geçtikten son rada durumda büyük bir değişiklik olmamıştır. Bu gerçeğin ortaya çık- ması Amerikayı son aylar içinde ol- dukça şaşırtmışa benziyor. Amerikan idarecileri savaşın gidişini değiştir- mek için hangi yolu seçeceklerini bi- bilmemektedirler. Görünüşe bakılırsa, Johnson ida resi şu sırada Güney Vietnamda ko- münist çeteciler karşısında yumruğa yumruk politikasını izlemektedir. Hat ta çoğu kere, komünistlere, karşı bas kınlar bile yapılmaktadır. Pentagona bakılırsa, son birkaç aydır izlenen bu netlik politikası, komünistler üzerin de yıldırıcı etkiler oyapmıştır. Oysa Suygondaki tarafsız gözlemciler, du- rumda hiçbir yenilik olmadığını, sır- tını Pekine dayayan komünist çete- cilerin gene istedikleri gibi o Güney Vietnama girip ortalığı karıştırdıkla- rını ileri sürmektedirler Vietnamdaki komünistlerin bü- tün kuvvetlerini Kızıl Çinle Kuzey Vietnamdan aldıklarını o Washington daki idareciler çok iyi bilmektedirler. Nitekim çeşitli fırsatlarda, çinli ve --tminhlilere ellerini oOGüney Viet- namdan çekmelerini, aksi halde baş- larına hiç de hoşlarına gitmeyecek şey lerin gelebileceğini bildirmişlerdir. Son olarak General Taylor'un Saygona el- çi gönderilmesi, bu iki Asya devletine bu güne kadar verilmiş en büyük göz- dağı olsa gerektir. Bununla beraber, Asya komünist lerinin Amerikanın gözdağlarına faz- la önem vermedikleri anlaşılıyor. Sız- dıkları ülkelerde yaşayan halkın şu ve- ya bu düzenden çok, günlük geçiminin peşinde olması, kendilerine hürriyet- ten çok karın doyuracak ekmek vaade- denleri tutması Pekinin işini çok ko- laylaştırmaktadır. Üstelik, Komünist lerin bu ülkelere çok yakın, Amerika ya çok uzaktır. Italya Kısa süren balayı ndan altı ay kadar önce İtalya- a da Hristiyan Demokratlarla (o Sos- yalisler ilk defa olarak obir koalisyon işinde birleşmeyi başardıkları zaman, bütün siyasi yorumcular, bunun ne kadar uzun ömürlü bir birleşme ola- cağı sorusu düşünmekten kendilerini alamamışlardı. Geçen haf ta içinde İtalyada olup bitenler, o za- man sorulan bu sorunun hiç, de yersiz olmadığını gösteriyor. Gerçekten, bü- AKİS/22 yük gayretlerle ancak altı ay kadar yaşayabilen Aldo Moro kabinesi, ge- çen hafta Kilise tarafından yönetilen okullara yapılacak yardım o konusun- da çıkan bir görüş ayrılığı yüzün- den Parlâmentoda çoğunluk toplaya- istifasını ve Moro, vermek ZO mamış randa kalmıştır. DÜNYADA OLUP BİTENLER Bu istifa üzerine İtalya, İkinci Dünya Savaşı sonundan buyana yir- mibeşinci hükümet buhranının içine düşmüş bulunmaktadır. Bu buhranı giderip İtalyayı bir hükümete ka- vuşturmak için şimdi oCumhurbaşka- nı Segni bütün parti liderleriyle, es- ki başbakanlarla, Senatonun önemli üyeleriyle temaslar oyapacak ve buh- ranı giderecek en kestirme yolun han gisi olduğuna karar verecektir. o Şim- diki halde, bu en kestirme yolun ye niden Hristiyan Demokratlarla Sos- yalistler arasında bir koalisyon ku- rulması olduğu sanılıyor. Fakat e- ger Sosyalistler buna oyanaşmazlarsa, geçici bir teknisyenler hükümeti ku- rulup yeni seçimlere gitmekten o baş- ka çare kalmıyacaktır. İtalyan iç politikasını izleyen gözlemciler, bundan önce Hristiyan Demokratlarla o koalis yon kurmaya yanaşan o Sosyalistlerin bu sefer o kadar kolayca aynı yolu tutacaklarını sanmamaktadırlar. Çün kü, Pietro Nenni'nin önderliğindeki Sosyalistler, Hristiyan (oDemokratlar- la koalisyona gittikten sonra, soldan, aşırı hücumlara uğramışlardır. o Sos- yalist Partiyi destekleyen bazı aydın lar böyle bir koalisyonun sosyalist ilkelere aykırı oOolduğunu o söyleyerek partiye sırt çevirmişler, soldan gelen oyları toplamak isteyen komünistler de bu birleşmeyi bulunmaz bir fır- sat gibi parmaklarına odolamışlardır. yakından Diğer yandan, Sosyalistlerle yaptı ğı birleşmenin Hristiyan oDemokrat Partiyi de yıprattığı o anlaşılıyor. Bu partiyi tutan muhafazakâr çevreler, Moro'nun Sosyalistlerle koalisyona git mesini bir türlü hazmedememişlerdir. Muhafazakâr seçmenlerin Oo milletve- killerine yaptıkları baskı (ogiderek bü- yüyünce, bu yeni buhranın gelişi ka- çınılmaz bir hal almıştır. Hristiyan Demokrat-Sosyalist Par tiler koalisyonunu yıkan, çoğu ise tarafından yöneltilen özel (o okulla devlet bütçesinden o yapılacak yardimi meselesi oOolmuştur. Hükümetin sol kanadı bu yardıma şiddetle karşı gel miş, Sosyalist milletvekilleri (o Parla- mentoda yardım aleyhine oy kullanmış lardır. Eğer o sırada salonda o bulu- nan bütün Hristiyan Demokratlar yar dım lehinde oy kullansalardı görüşü- len tasarı çıkar ve hükümet de düş- mekten kurtulurdu ama, Sosyalistler le işbirliği halinde geçen her günün kendi itibarlarını kırdığını düşünen bazıları, oylama sırasında salonu ter kedip Moro'yu azınlıkta bırakmışlar- dır.